En Sıcak Konular

AK Parti, DTP oylarını nasıl aldı?

27 Temmuz 2007 09:27 tsi
AK Parti, DTP oylarını nasıl aldı? 

Çok farklı okumalara açık 22 Temmuz seçimlerinin en önemli sonucu AKP'nin Güneydoğu'da oylarını artırmış olması... Peki AK Parti, DTP tabanının oylarını nasıl aldı? İşte Bejan Matur'dan ilginç bir yorum:

Çok farklı okumalara açık 22 Temmuz seçimlerinin en önemli sonucu AKP'nin Güneydoğu'da oylarını artırmış olması. Bu durum hem merkez partiler hem de Kürt partileri ve Kürt siyasetçileri açısından bir ayrışmanın başlangıcı olabilir.

Bunun ilk işaretleri seçim gecesi ortaya çıktı. DTP eşbaşkanı Ahmet Türk, seçim sonuçlarını kendileri açısından şöyle değerlendirdi: "AKP'nin bölgede bu kadar yüksek oy alması tüm planlarımızı altüst etti." DTP'nin, altüst olan planlarının ne olabileceğine dair elimizde bilgiler yok. Ama seçim sürecinde Leyla Zana ve Aysel Tuğluk'un yaptığı açıklamalar, bu planların en azından iki yönü olabileceğini gösteriyor. Zana'nın DTP kurmayları tarafından -belki de sadece şimdilik- pek sahiplenilmeyen ve sadece 'fikir özgürlüğü ve egzersizi' bağlamında değerlendirilen 'Türkiye eyaletlere bölünmeli' önerisinin, eşbaşkan Tuğluk'un büyük yankı yapan 'Türklerin Sevr korkusunu anlayalım' sözleriyle telifi pek mümkün görünmüyor. Eğer taraflar pozisyonlarını korursa bu durum Kürt siyasetinde radikal bir ayrışmanın işareti.

DTP'yi şaşırtan sonuç...

Tabii ayrışma sadece Kürt cenahıyla sınırlı değil. Asıl büyük ayrışma 'devlet seçkinleri' ve partileriyle, iktidar partisi arasında yaşanıyor. AKP, Kürt siyasetinde devletin resmi söyleminin dışına çıkacağına bölge halkını ikna ettiğini 22 Temmuz akşamında Güneydoğu'dan aldığı oylarla tüm Türkiye'ye gösterdi. Böylece merkez siyasette Özal'dan sonra ilk kez bir parti, Kürt sorununda devletin resmi yaklaşımının dışına çıkmayı hedefleyen yeni bir aktör olduğunu göstermiş oldu. Baykal'ın apar topar hasır altı ettiği ünlü 'Kürt Raporu'nu tabii ki unutmuş değilim. Ama rapor siyasetin gündemine hiç gelmedi ve gelecek gibi de görünmüyor. Bu arada gözden kaçırmamamız gereken şey şu; Kürt bölgesinde ve illerinde seçmene ulaşamayan ve neredeyse yok olan iki parti, MHP ve CHP'nin; PKK ile mücadelede başarısız ve zaaf içinde olduğunu söyledikleri iktidar partisi, bölgede kimilerine göre PKK'nın siyasi uzantısı sayılan DTP'den daha fazla oy aldı. Terör gibi karmaşık bir sorunun çözümünde, halk desteğinin kazanılması kadar önemli bir mücadele yöntemi olabilir mi? Umarım iyi değerlendirilir... Çünkü seçim sonuçları, AKP'yi Kürt sorununun doğrudan muhatabı bir siyasi parti olarak öne çıkarıyor. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir husus var; 'AKP merkez sağın temsilcisi olarak Kürt oylarını aldı' diyenler, bir şeyi gözden kaçırıyor; AKP, merkez sağ siyasetin Kürt sorununa bakışını dönüştürerek yapıyor rolünü. AKP'nin soruna yaklaşımı klasik merkez sağ yaklaşım değil çünkü. Merkez sağın, ekonomik refahın artırılması, muhafazakar değerlerin sahiplenilmesi çizgisine AKP, etnik ve kültürel nitelikli demokratik hak ve özgürlüklerin savunulmasını da eklemiş durumda. Bu Türkiye için ilk. AKP merkez sağın hep yaptığı gibi bu konularda alışılmış anlamda devletçi refleks göstermiyor. 'Efendim ne olacak merkez sağ seçmenin oranı zaten bu kadar. AKP merkeze geldi ve o oy oranına ulaştı' yorumu durumu yeterince açıklamıyor. Siyaset bilimcileri ilgilendiren bu konuda bir şeyin altını çizmek gerek; AKP merkeze doğru gelirken merkezi de yeniden tanımlıyor. Seçmen analizleri açıkça gösteriyor ki AKP belki de en fazla bu nedenle, birçok seçim bölgesinde DTP tabanından oy aldı. Yani bu seçimde AKP'ye gelen Kürt oyları önceki seçimlerde CHP, MHP ya da başka partilere giden oylar değil, DTP oyları.

Hatırlayın 2002 seçimlerinde bölgedeki oyların ezici çoğunluğunu alan HADEP, seçim barajı engeli yüzünden parlamentoya girememiş; ama tüm Türkiye'ye Kürt oylarının temsilcisi oldukları mesajını güçlü bir şekilde vermişti. DTP şimdi bu mesajı vermekte zorlanacak. Çünkü artık bölgede kendileri dışında -keşke daha çok olsa- bir parti var. Üstelik bu parti, Kürt sorununda ajandası farklı olan (Hak-Par gibi) başka bir 'Kürt Partisi' değil, ülkenin tüm bölgelerinde (Karadeniz, Ege, Marmara...) geniş seçmen kitlesinden oy almış bir merkez partisi. Bakmayın siz bazı DTP'li bağımsız milletvekillerinin 'AKP bölgede kömür, erzak dağıttı, oy vermeyenleri yeşil kartları iptal etmekle tehdit etti' iddialarına. Tüm bunlar olsa bile, AKP'nin Kürt seçmenden aldığı oy bununla açıklanamayacak ölçüde yüksek. Muhtemelen kendileri de bu durumun farkında. Ahmet Türk'ün seçim gecesi söylediklerini duymamış olma ihtimalleri var mı? Merak ediyorum, AKP gibi partinin bölgede bu kadar oy almasını gerçekte Kürt siyasetçiler nasıl yorumluyor?

DTP'nin önündeki seçenek

Son olarak; AKP'nin Güneydoğu'daki seçim başarısına muhalefet liderlerinin engin katkılarını unutmamak gerek! MHP lideri Bahçeli ve CHP lideri Baykal, açık ki, ülkenin başka bölgelerinde AKP'nin önünü kesebilmek için, Kürt seçmeni rencide edici sözler söylemekten çekinmediler. Üstelik bunda başarılı da olamadılar. Durum tespiti açısından şu soruları sormakta fayda var; Baykal'ın söylediği 'Başbakan, Talabani ve Barzani ağzıyla, İmralı ağzıyla konuşuyor' sözleri bölgede nasıl bir etki yarattı acaba? Ya da, (Bahçeli'nin urgan siyasetini bir yana bırakıyorum) MHP kurmaylarının (mesela Gündüz Aktan) 'Başbakan'ın tek devlet, tek millet söylemi yetmez, Kürt varlığının kabulü ülkeye ihanettir. Türkiye'nin yapması gereken, terörden daha büyük tehdit olan Barzani yok edilene kadar Kuzey Irak'ı işgal etmektir' sözleri... Daha önce de yazdım; Kürt seçmenden oy alamayan iki parti böylelikle sorunun çözümünde muhatap olmaktan çıktığını ne zaman görecek acaba? Bölge halkının desteğini almadan sadece 'dağdaki teröristi' öldürmekle sorunun bitmeyeceği belli değil mi?

22 Temmuz'da ortaya çıkan tablonun gösterdiği açık. Artık, Kürt sorununun çözümünde muhatap olarak, Kürt seçmeninin kitlesel desteğini almış bir değil iki siyasi parti var. AKP ve DTP. Bu sonuç karşısında Kürt siyasetçilerinin önünde iki seçenek var: Ya daha merkeze çekilerek Kürt sorununu öncelikli mesele olarak gören bir Türkiye partisi olacaklar ya da sahneye başka yeni aktörlerin girmesini izlemek zorunda kalacaklar. Devlet seçkinleri ve öteki partilere gelince; ya demokratik adımlarla sorunu merkez siyasetin gücüyle çözecek ya da Leyla Zana'yla eyalet pazarlığı yapacaklar... Tercih onların...

zaman
 



Bu haber 670 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,253 µs