Bahçeli ne yapmaya çalışıyor?

26 Temmuz 2007 12:32 tsi
Bahçeli'nin almış olduğu karar oldukça demokratik, Türkiye'yi krizden kurtaracak mahiyette. Ancak bunun bir de ikinci adımı var. Bahçeli ne yapmaya çalışıyor? Prof. Dr. Mahir Kaynak kimsenin aklına gelmeyeni söylüyor.

Mahir Kaynak, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, hükümetle orduyu karşı karşıya getirmek istediğini ileri sürdü. 
 
Mahir Kaynak, Cumhurbaşkanlığı makamına getirilecek kişinin, gerilimlere sebep olmayacak, herkesin kabul edeceği bir isim olması gerektiğini vurguladı.

Bahçeli: Oylamaya katılacağız

HP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, cumhurbaşkanı seçimi için yapılacak oylamaya katılacaklarını açıkladı. Bahçeli, Akşam gazetesine yaptığı açıklamada, “Biz o gün oradayız. Oylamanın yapıldığı gün Genel Kurul’a gireriz” dedi.

Kaynak: MHP, orduyla hükümeti karşı karşıya getirmek istiyor

Eski MİT Daire Başkanı Prof. Mahir Kaynak ise, Bahçeli’nin bu tavrının AK Parti’ye karşı bir strateji olduğunu düşünüyor.

Mahir Kaynak, Radyo Onbeş’e yaptığı açıklamada, MHP’nin, oylamaya katılmak suretiyle Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı olmasının önünü açarak, AK Parti’yi Türk Silahlı Kuvvetleri ile karşı karşıya getirmek istediğini ileri sürdü. Kaynak, şöyle konuştu:

“Bu, çok ciddî bir sorundur. AK Parti’nin böyle bir karşılaşma içerisine girmesi yanlıştır. Çünkü, ülke içerisinde bürokrasiyle, özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri ile çatışmak, kim kazanırsa kazansın, Türkiye’nin kaybı anlamına gelir. Bahçeli de zannediyorum, böyle bir çatışmayı yaratmak için ortam hazırlıyor. Diyor ki, ‘Eğer böyle bir çatışma olursa’; yani ‘Gül cumhurbaşkanı seçilirse, Silahlı Kuvvetler kendisini yenilmiş sayacak, bunu içine sindiremeyecek ve büyük bir gerginlik oluşacak’. Böylece, seçim sonrası bu gerginlikten istifade edecek gibi geliyor bana.”

Mahir Kaynak, AK Parti’nin, “Türk Milleti’nin kendisine gösterdiği güvene teşekkür mesajı jesti olarak, cumhurbaşkanlığı makamına herkesin kabul edeceği bir ismi getirmesi”ni tavsiye etti. Kaynak, “Böyle olursa gerginlik olmaz” dedi.

AK Parti’nin Güneydoğu başarısı çok önemli

Strateji Uzmanı Prof. Mahir Kaynak, 22 Temmuz seçim sonuçlarını ise, özellikle “Güneydoğu sorunu” açısından önemli ve sevindirici bulduğunu belirtti.

“Güneydoğu sorunu Türkiye için çok önemlidir; çünkü, Güneydoğu sorununda yapacağımız bir hata, telâfisi imkânsız sonuçlar doğurur. Bir insanın kolunun bacağının kopması gibi bir sonuç yaratır. Diğerleri gibi, başka hatalar gibi, ileride telâfi edilemez. Bu yüzden, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Güneydoğu’da var olması, özellikle de Demokratik Toplum Partisi’ni aşacak kadar var olması, Türkiye açısından çok isabetli bir durum olmuştur. Bu kim olursa olsun tek başına böyle bir sonuç alması, Türkiye için isabetlidir ve bu, çözümün kolay olacağının işaretini vermektedir. Diğer partiler yoktu orada. Yani, o insanlarla mutlaka çatışarak mı sorunu çözeceğiz? Diğer partilerin Güneydoğu için mesajları şuydu: İp attılar. ‘terörü ben engellerim diyenlerin de geçmişte o bölgede sadece savaştıklarını görüyoruz. Yani, ‘ezerek çözerim’ veya ‘yenerek çözerim’ şeklindeki bir tavra halk itibar etmemiştir. Halkın itibar etmemesi de doğrudur. Halkın itibar etmemesi de doğrudur.

Türk-Kürt kavgası tabanda değil tepede

(Çünkü), Türkiye’de Kürtlerle Türkler arasında ciddî bir gerginlik filân da yok. Tarihsel olarak da yok, bugün de yok. Bu çatışma daha ziyade tepede. Tepedeki bu çatışmayı bugüne kadar vahim hâle getirmeyen, halktaki müthiş soğukkanlı ve tarihten gelen davranış biçimleridir. Bunu sürdürmek lâzımdır. O bakımdan, seçimi AK Parti’nin kazanması sayesinde, bu problemin daha kolay çözüleceğini düşünüyorum.”

Ekonomi konusunda iyimser değilim

Mahir Kaynak, ekonomi konusunda ise iyimser olmadığını belirtti. Seçim kampanyalarında partilerin ekonomi konusunda çok fazla bir şey söylemediklerine işaret eden Kaynak, ‘Belki bazı küçük eleştiriler getirdiler ama, bir alternatif yaratmadılar. ‘Ne yapacaksınız?’ sorusunun cevabı yok. Hiç kimsenin aklında, ‘diğer partilerden herhangi birisi iktidara gelseydi, ekonomide şu değişiklikleri yapardı’ diye bir fikir var mı? Yok böyle bir şey. Kaldı ki, meselâ, ana muhalefet konumunda olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin, aşağı yukarı aynı politikaları izleyeceğine dair işaretler var. Meselâ, bugünkü ekonomi politikalarının mimarı olan Kemal Derviş, geçmişte Cumhuriyet Halk Partisi’nin milletvekili oldu. Şu anda da, CHP’nin ekonomi ekibinde olanlar, esas itibariyle liberal, özel teşebbüsçü, özelleştirmeci bir tavır sergiliyorlar, farkını çok iyi anlayamıyoruz. Bu konu mutlaka tartışılmalıdır ve ekonomide yeni bir istikamete ihtiyaç vardır.”

Serdar Sorgun, Muhabir Gazetesi

Bu haber 1,855 defa okundu.