Gül’ün yanlış hesabı!

26 Temmuz 2007 12:19 tsi
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül dün yaptığı ve bugün manşetleri belirleyen açıklamasıyla Cumhurbaşkanlığı adaylığından vazgeçmediğini ortaya koydu. AKP’nin başarısını büyük oranda kendisine bağlayarak… Peki, bu gerçekten böyle mi? AKP’ye o

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün geçtiğimiz dönemde Cumhurbaşkanı seçtirilmemesi düpedüz bir haksızlıktı. Demokrasiden payını almış herkes bu düşüncenin arkasında duracaktır, sorgusuz bir şekilde…

Öte yandan bir siyasinin yeterliliği olduğu takdirde Cumhurbaşkanlığına adaylığını koymasından daha doğal bir şey de olamaz. Yani Dışişleri Bakanı Gül’ün Cumhurbaşkanlığı önünde yasal ya da etik anlamda hiçbir sorun bulunmuyor. Gül Cumhurbaşkanı olarak Çankaya’ya çıkma iradesini ortaya koyduğunda bu karar kabul görmeli ve saygı gösterilmeli. Zaten MHP’nin tutumu Gül’ün aday olması halinde Çankaya’ya rahatlıkla çıkabileceği anlamına geliyor. Geriye kalan bunu kabullenmek olmalı.

Peki, Gül Çankaya’ya çıkmalı mı? iyibilgi olarak Türkiye’nin normalleşmesi açısından bunun sakıncalı olduğuna inanıyoruz. Türkiye iki aydır yaşadığı gerginliğin kirini seçimler ile temizlemişken yeni tartışmalara girme, Türkiye’nin enerjisini gereksiz tartışmalarla harcama tehlikesi bizi korkutuyor. Elbette Çankaya seçimlerine demokrasi dışı hiçbir müdahale bu ülkede kabul görmeyecektir. En azından toplum buna yanıtını sandıkta vermiştir. Ancak siyasilerin de ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar dikkatli olmaları ve kararlarını alırken kişisel hırslardan sıyrılıp devlet adamı gibi davranmaları gerekmez mi?

Biz bu yaklaşıma yabancı değiliz. Çok değil bundan iki ay önce Başbakan Erdoğan Çankaya’ya çıkmayarak devlet adamlığını gösterdi. Aynı şeyi Gül’den beklemek hakkımız değil mi? Türkiye’nin rahatlaması, Türkiye’nin kronik sorunlarına yeni hazırlanacak ilk sivil anayasa ile çözüm bulunması hepimizin arzusu değil mi? Gül Cumhurbaşkanı olmak istiyor diye seçim sonrasında Erdoğan’ın uzlaşmacı ve kucaklayıcı tavrıyla yarattığı toplumsal güvenin zedelenmesine neden izin verelim. Bu Türkiye’ye haksızlık değil mi?

Türkiye’nin Erdoğan’ın yaklaşımına ihtiyacı var. Daha fazla gerginliğe değil. Gül’ün bunu anlaması ve devlet adamı gibi davranması gerekiyor.

Üstelik Gül bu riskli kararı alırken şu yanlış hesabı yapıyor. Gül’ün inancına göre AKP’nin ardındaki yüzde kırk altılık oy kendi mağduriyetinden kaynaklanıyor. AKP’nin seçim kampanyası sırasında bu konuyu işlediği doğru. Ancak AKP’nin aldığı oy oranını sadece son iki ayda yapılan haksızlıklara bağlamak doğru olmaz. Şimdi sizinle bir araştırmanın sonuçlarını paylaşalım.

A&G şirketinin yaptığı araştırmaya göre bakın AKP’ye oy verenler hangi sebeple bu kararı aldıklarını nasıl açıklıyorlar:

“İktidarında iyi hizmetler yaptı” yanıtını verenler %75,8. “Siyasi görüşüme en yakın parti bu” diyenler %51,4. “Erdoğan için” diyenler %41,8. “Cumhurbaşkanı seçtirmedikleri için” diyenler ise %21,7.

Rakamlar ortada… AKP’ye oy verenler için Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşanan mağduriyet elbette etkili oldu, ancak sonuçları sadece buna bağlamak AKP’nin dört buçuk yıldır uyguladığı politikalara haksızlık olur. Araştırmada da görüldüğü gibi çoğunluk “iyi hizmetleri” vurguluyor. Konuya ideolojik yaklaşanlar ikinci büyük çoğunluk. Cumhurbaşkanlığı krizi ise üçüncül etken… Kaldı ki buradan seçmenin “Gül’ü Cumhurbaşkanı seçtirmediler” diye mi yoksa “Sivil bir sürece müdahale ettiler” diye mi AKP’ye oy atmaya karar verdiği anlaşılamıyor. Şunu soralım: Aday Gül olmasaydı, diyelim ki Vecdi Gönül olsaydı ve Gönül aynı şekilde Cumhurbaşkanı olamasaydı… AKP’nin oyları patlamayacak mıydı? Elbette ki yine aynı şekilde artacaktı. İnsanlar bu yüzden AKP’ye oy verecekti. Ancak bu bile onların oyunu belirleyen üçüncül seçenek olacaktı.

Yani Gül yanlış hesap yapıyor. Elbette Cumhurbaşkanı olabilecek tecrübe ve bilgi birikimine sahip. Ancak Gül seçmen gözünde kendisine fazla anlam yüklüyor. Şunu soralım: Erdoğan olmasaydı AKP olabilir miydi? AKP olmasaydı Gül şu anda ne yapıyor olacaktı?

Gül bu soruların yanıtını ararsa kararını daha doğru verir diye düşünüyoruz. Gül elbette Cumhurbaşkanı olma hakkına sahiptir. Ancak dün de söylediğimiz gibi… Erdoğan’ı devlet adamlığı yolunda izlemeli. Ve aday olmaktan vazgeçmeli. Türkiye’nin kronikleşmiş sorunlarının çözümü için oluşacak güven ortamının temeli bu karardan geçiyor.

www.iyibilgi.com

Bu haber 928 defa okundu.