ABD-DTP: PKK’nın tasfiyesi mümkün mü?

25 Temmuz 2007 16:07 tsi
Bu haberleri bir tek iyibilgi mi görüyor, yoksa genel bir perde mi var? ABD Dışişleri Bakanlığı’nın üst düzey yetkilisi Bryza, PKK’nın artık sorun olmayacağını, ABD’nin somut adımlar atmaya hazırlandığını duyurdu. ‘E, ne olmuş̵

DTP’nin bağımsız milletvekilleri TBMM’ye girdiler ve gayet “ılımlı-uyumlu” mesajlar vererek, Güneydoğu’dan Ankara’ya geldiler! Böylece hem Meclis içinde hem de Meclis dışındaki siyasi odaklar tarafından açıkça “PKK’nın uzantısı” olarak tanımlanan oluşum “siyasallaştı”.

Görüntü; daha önceki TBMM deneyimlerini tekrarlamayacakları, politik bir duruş sergileyecekleri, bölgenin insan hakları ve özgürlükler bağlamındaki sıkıntılarını dillendirip, aşmaya çalışacakları havasını veriyor.

Yani kriz çıkarmayacaklar! Bununla birlikte TBMM’deki sandalye dağılımı nedeniyle, Cumhurbaşkanı seçiminden olası anayasa değişikliklerine kadar bir seri konuda söz sahibi olacaklar.

Kaldı ki yine 22 Temmuz’un oluşturduğu tablo Güneydoğu’da AKP ve DTP’den başka siyasi bir yapının kalmadığını gösteriyor. En azından her iki partinin Avrupa Birliği düzenlemeleri konusunda ortak bir zemine sahip oldukları söylenebilir. Bu açık biçimde, “dağdan inip ovada politika yapsınlar” önermesinin fiili hali.

Kaldı ki terörist PKK ile ilintili davalardan cezaevinde tutuklu bulanan bir DTP adayının milletvekili olarak Ankara’ya gelişi de bunun en somut örneği.

PKK tasfiye mi ediliyor?

Bu ortamda dün (24 Temmuz) ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü ve Avrupa ve Avrasya'dan sorumlu üst düzey yetkilisi Matt Bryza PKK’ya ilişkin bir açıklama yaptı ve (zamanlama açısından da manidar) “ABD’nin PKK’ya ilişkin tutumunda değişiklik var. Yakın önemli adımlar atılacak” dedi.

Devamında gelen soruları ise yanıtlamak istemedi ama şu cümleyi de söyledi; “PKK ile ilgili sorular sormanıza gerek kalmayacak”!

İlk başta artık Türk insanının kanıksadığı tınılar taşıyan ve pek de önemsenmeyen bu sözcüklerin içinde farklı noktalar bulunuyor. Bunlardan birincisi ABD’nin tutum değişikliği söylemi! İkincisi ise, “PKK’nın Türkiye ile Amerika arasında artık sorun olmayacağı” anlamının yüklenebileceği o son cümle.

Peki bu ne anlama geliyor? Bu sorunun kesin yanıtını vermek için erken. Ancak zamanlama ve şartlar düşünüldüğünde ABD’nin PKK meselesini halletmek için uygun bir zaman olgunluğuna eriştiği belki söylenebilir?

Kürt meselesinin siyaseten dertlerini ifade edebileceği bir ortama kavuşmuş olması, üstelik bunu “sorun” çıkarmadan yapacağını söylemesi, özellikle hak ve özgürlükler bağlamında Batı bakışını bölgeye yansıtabilecek bir iktidarın güçlü biçimde yeniden iktidara gelmesi ve Washington’un Ankara ile arasının düzeltmesini sağlayacak böylesi bir adım atılabilir.

Eşyanın tabiatı!

Fakat bu projeksiyonu doğrulamayan bakışları da unutmamalı. Örneğin DTP ile terörist PKK arasındaki flu ilişki gibi. Zira konunun uzmanı bir çok kişiye göre DTP, PKK’dan besleniyor ve PKK olmazsa DTP’nin zemin bulması hayli zor.

DTP ile PKK arasındaki zımni bağlar da kimsenin itiraz edebileceği gibi değil. Örneğin şimdi milletvekili olan DTP kökenli 5 bağımsız aday terörist Abdullah Öcalan’ın avukatıydı.

O halde PKK’nın tasfiye edilmesi DTP’nin bölge seçmeninden sağlam bir taban bulamaması anlamına da gelebilir. Keza Barzani ve Talabani ile Türkiye arasındaki ilişkilerin netameli oluşu, bölgede bu grupların kozu olarak da tutulan PKK’nın “tamamen” tasfiyesini zorlaştırabilir.

Peki bu durumda ne yapılabilir? Belki ABD ve Türkiye’nin ya da tek başına ABD’nin bölgede PKK’ya karşı yapabileceği sınırlı bir harekat gerginliği soğutabilir. Bu durum AKP iktidarını rahatlatacağı gibi güvenlik kuvvetlerinin bu konuda tavan yapan hassasiyeti de karşılanabilir.

Böylece DTP ile siyasallaşan hareketin işe yaradığı havası da pompalanabilir. Sonuçta gelen işaretler birşeyler olacağını gösteriyor! Ama ne?

 

 

 

 

Bu haber 546 defa okundu.