Hükümete 'stratejik' mesaj!
0 0 0000 00:00 tsi
Amerikan ve Yahudi lobilerinin üzerindeki etkisi tartışılamayacak olan Davutoğlu mesajları, Lübnan'a asker gönderme seçeneğinin tartışıldığı şu günlerde yeniden gündemde. iyibilgi yorum
Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, Başbakan Erdoğan'ın dış politikalar ile ilgili Başdanışmanı ve Büyük Elçi. Abdullah Gül'ün Başbakanlığında göreve getirilen Davutoğlu, akademi camiasında yaptığı birçok yayın ile tanınıyor. Davutoğlu'nun yayınları arasında, kendisini eleştirirken gazetecilerin sık sık başvurduğu
'Stratejik Derinlik' kitabı da var.
Eski köye yeni adet!Son günlerde gazeteciler arasında yeni bir adet oluştu. Bu yeni âdete göre hükümete mesaj vermek isteyen köşe yazarları, yazılarının içine mutlaka bir Davutoğlu eleştirisi ekliyor. Atıflar ise bir hayli manidar. Son söz genellikle şöyle oluyor: 'Stratejik derinliğin bizi nereye getirdiği aşikâr.'
Davutoğlu kimin ayağına bastı?Bu eleştirilerde Ahmet Davutoğlu'nun uygulamaya çalıştığı politikalar önemli rol oynuyor. Davutoğlu, Irak savaşı öncesi 'Irak'a komşu ülkeler konferansları' dizisini başlatarak, ABD'nin 'kara listesi'ne girmişti. Davutoğlu'nun amacı Irak'a yapılacak bir saldırıyı engelleyebilmekti. Fakat olmadı.
Davutoğlu'nun Amerikan ve Yahudi lobisi nezdinde 'itibar kaybı' ise Hamas siyasi lideri Halid Meşal'in Ankara'ya getirilmesi olayı iledir. 2006'nın Afrika yılı ilan edilmesinden, Irak ve Suriye politikalarına birçok konuda 'son söz' sahibi ve zaten eleştiri odağı haline gelen Davutoğlu, Hamas'a kapılarını açmakla birçok kesimi karşısına aldı. O dönemde en ağır eleştirileri Cüneyt Ülsever'den alan Davutoğlu, sık sık 'stratejik derinlik' istihzası ile yüz yüze kaldı.
Eleştirilerin kaynağı
Davutoğlu'na yönelik eleştirilerin kaynağının Washington olduğu bilinen bir gerçek. Hatta öyle ki ikili görüşmelerde Davutoğlu'ndan duyulan rahatsızlığın doğrudan iletildiği bile basına yansımıştı. Fakat Washington her zaman Davutoğlu'nu eleştirmiyor. Dolayısıyla içeride Davutoğlu'na yönelik görüşlerde de değişiklikler olabiliyor. Örnek, son Ortadoğu krizinin başladığı günlerde yapılan Suriye gezisi. Suriye gezisi sonrası bir iki günlük sessizlik yaşayan Türk basınının bazı köşeleri, gezinin İsrail ve Amerikan isteğiyle yerine getirildiğini duyunca, Davutoğlu'nu sahiplendi. Ancak dokundurmadan da edemedi. Güya görüşme sırasında Dışişleri Bakanlığı yetkilileri odadan çıkarılmıştı. Yani verilen mesaj, Dışişleri'nin bypass edildiğiydi. Arada sırada Dışişleri ile Davutoğlu ve hükümet arasında 'problem var' iması yapılıyor, fakat üst düzey bir Dışişleri mensubundan duyduğuma göre, ortada hiçbir problem yok. Bilakis uyum var.
'Bazı derinlikçi danışmanlar...' Bunca sözün söylenme sebebi, Ertuğrul Özkök'ün köşesinde dile getirdikleri. Özkök, Türk askerinin Lübnan'a gidip gitmeyeceği ile ilgili tartışmaya değindiği yazısında, TSK'nın mutlaka Lübnan'da bulunması gerektiğini belirtiyor. Özkök, Cengiz Çandar'dan atıfla 'Lübnan'da görev almış bir Türkiye'nin Kuzey Irak'a girmesine ihtiyaç kalmayacağını, PKK belasına karşı daha güçlü hale geleceğini söylüyor.' Bu sizin gibi benim de anlayamadığım bir mantık olsa da Özkök'ün satırlarına göz atmaya devam edelim. Özkök 'Türkiye'yi Batı'dan koparırken, İran-Suriye eksenine sokan,
'Stratejik derinlik' teorisinin müellifinin Türkiye'yi getirdiği nokta, sığ bir yalnızlıktır' diyor. Hatta daha da ileri giderek 'Türkiye haklı olarak İsrail'e karşı çıkarken, bazı
derinlikçi danışmanların HAMAS ve Hizbullah'ın terörist yanını kamufle etme çabasını da kontrol altına alması gerekir' diyor.
Sözün gücü Washington'dan!Özkök'ün sözlerinin amacı açık. Artık siz de yeni 'taktiği' anlamışsınızdır. Taktiğin ana unsuru, 'Hükümeti bir şeye yönlendirebilmek için Davutoğlu üzerinden mesaj vermek.' Köşe yazarları bu 'taktiğin' güçlü olduğunu düşünüyor olmalı. Zira bu sözlerin Washington'da tekrarlandığını bilmeyen yok.
iyibilgi haber merkezi
Bu haber 523 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle