En Sıcak Konular

Akbaba sendromu: Livaneli’nin tersini yap, oyu kap!

25 Temmuz 2007 12:20 tsi
Akbaba sendromu: Livaneli’nin tersini yap, oyu kap! Deniz Baykal’ın CHP’si için her türlü eleştiriyi getirmek mümkün. Ama bunu değil! Baykal, Livaneli’nin eleştirdiği o konuda yaptığını parti politikası haline getirebilseydi, belki şimdi iki katı milletvekiline sahip olurdu. ‘Ey özg

Her konuda değil belki ama bu konuda Oray Eğin’e hak veresi geliyor insanın. Türk siyasi hayatında olduğu denli, sanat ve yazın hayatında da tabuları var Türkiye’nin. Bunlardan biri de kesin biçimde Zülfü Livaneli!

Ama ondan önce siyasi duruşunun “ikaz” edilmesi şart. Başbakan Erdoğan’ın yasaklı olduğu dönemde (2002)-ki partisi 360 milletvekili çıkararak TBMM’ye girmiş ve Abdullah Gül Başbakanlığında hükümet kurarak-iktidar olmuştu.

Kısaca halk açık biçimde Erdoğan’ın siyaset yapmasını ve TBMM’de yer almasını istiyordu. Ancak Erdoğan mahkeme kararı ile ceza almış ve vekil olma şartlarını yitirmişti.

Bu net biçimde Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan’ın siyaseten yasaklı olduğu günlerde, bu liderlerin siyasete dönmesine izin veren referandum da halkın “evet” dediği günlerde benziyordu.

İşte o günlerde Baykal, “halkın izin verdiği ve istediği, demokratik olarak desteklediği bir lideri bu yöntemle yasaklayamam” dedi. Ve bunu Erdoğan’ın politikada kendi başına açacağı işleri bilerek yaptı.

Özü budur ve bu düşüncenin temeli aslında, yasakladığı bir liderin daha sonra karşısına çok daha güçlü biçimde çıkma ihtimali ve benzer konularda tavrını sıkça belirtmiş olan kamuyunu karşısına almama hamlesidir.

Öyle veya böyle Baykal bu konuda doğrusunu, demokrasiye yakışanı ve aslında Cumhuriyet Halk Partisi’nin politik temellerinde bulunan olgunluğu bu kararı hayatı geçirmiştir.

Dertleri ne o zaman?

Sorun bu olgunluğun daha sonraki 5 sene boyunca devam ettirilememiş olmasında. 2002  yılında bu demokratik ve siyasi olgunluğu gösteren CHP ve liderin, devam eden yıllar boyunca, “halkın nabzını tutmuktan vazgeçmiş” olması. Baykal eleştirilecekse bu yol üzerinde eleştirilmelidir ama zaten 22 Temmuz  bunu en sert biçimde yapmış bulunuyor.

Şimdi gelelim Livaneli'ye! Bir kere şu soru yanıtlanmalı. Olay 2002 yılında geçiyor. Üzerinden tam 5 yıl geçiyor, geçmekle kalmıyor, CHP ve lideri siyaseten en sıkışık pozisyona düşüyor, sonra Livaneli “Zülfü yâre” dokunuyor.

Livaneli açısından bu sırrın neden “şimdi” açıklandığı ve neden bu kadar yıl saklandığı konusunda samimim yanıt vermesi mümkün değil. Ve ikna edici ve şüphe bırakmayan bir yanıt yoksa, herkes Livaneli’nin iyi niyetinden şüphe etmelidir.

Kötü niyetliyse Livaneli hala siyaseten ders almamış demektir. Belediye Başkanlığı adaylığında uğradığı başarısızlığın nedenleri varmış demek ki!

Livaneli’nin yaptığı açık biçimde yaralanmış bir liderin bedeni üzerine saldırmaktır. Yapılan budur ve bu siyaseten çirkindir. CHP ile aynı politik görüşlerde olmak veya olmamak meselesi de değildir bu. Yapılan çirkindir! Buradan beklenen açıkça politik gelecektir. Bunun için hangi siyasi görüşten olursa olsun bu tutum Türk politik hayatından dışlanmalıdır.

Livaneli üzerine konuşmak tabu mu?

Bu vesiyleyle Zülfü Livaneli’nin sanat ve yazın karakteri üzerine de bir tartışma başlatılması gerekir. Bu yüzden değil ama madem “ey özgürlük” var. O halde sanat ve edebiyet kimliği de hür biçimde ve hem tabu hem de vasat-savar gereklerle eleştirilmelidir.

Örneğin Livaneli iyi bir yazar mıdır? İyi bir köşe yazarı mıdır? İyi bir sinamacı mıdır? İyi bir müzisyen midir? Siyasetin en hararetli olduğu yıllarda yine siyaset üzerine inşa edilmiş şarkılarla, zamanın nostaljisine hürmeten gösterilen saygı iyi müzik yaptığı için midir?

Bunların tartışılması gerekiyor! Peki niçin? Aslında Livaneli’nin bu sanat kollarındaki “fevkaladenin de fevkinde”ki başarısı veya başarısızlığı tanımlamak, bizim sanatın bu kollarından ne kadar anladığımızı ve ne kadar palavra yuttuğumuzu gösterecek. Yoksa Livaneli’nin sanatçı kişiliği önemsiz.



Bu haber 777 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,484 µs