AKP: ‘DTP ve türban mı? Hiç almayalım!’

24 Temmuz 2007 11:29 tsi
AKP eninde sonunda Meclis’teki partilerden birinin kapısını çalacak ama önemli olan kimin kapısını çalacağına karar vermesi. Zira Kürt oylarıyla seçilmiş türbanlı bir Cumhurbaşkanı’nın getireceği eleştiriler kaldırılabileceğinden ağır olabilir

Hükümetin kurulması ve icraatları açısından bir sıkıntı yok. Yani AKP’nin 340 milletvekili gerekli olan tüm yasaları ve uygulamaları hayata geçirmeye muktedir. Ancak hepsini değil.

Özellikle “seçimli” konularda AKP’nin Meclis’in geri kalanına ihtiyaç duyduğu, hatta daha net söylemek gerekirse “muhtaç” olduğu bilinmeyen bir şey değil. Ama bilinmeyen bu üçlü ayaktan hangisinin AKP’ye destek vereceği.

Tabi tersi de “aynen” geçerli. AKP’nin kimi seçeceği de en az birinci yol kadar önemli. Çünkü bu tercih sadece “parmak sayısı” ilgili değil. Çok katmanlı ve reaksiyona açık politik varyantlarla da ilgili.

Örneğin en çok söylenen AKP-DTP işbirliği o kadar kolay değil. AKP açısından hükümet kuracak çoğunluğa sahip olması büyük şans. Zira aksi halde böyle bir işbirliği ihtimali, şimdiden DTP ile işbirliğini “Kürtlerle el ele verecekler” kampanyasına dönüştürecekler açısından büyük koz olabilirdi.

Fakat aynı ağır eleştirilere Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında uğranabilir. Ve büyük ihtimalle de uğranacak. AKP’nin Köşk için ihtiyaç duyduğu destek sayısı DTP’li bağımsızları aşıyor.

Bu rakam 27 ama DTP’lilerin 23 oyu var. Bu 4 açık bir başka 4’lük adresi öyle kuvvetle işaret ediyor ki, “sade” bağımsızlar hemen akla geliyor.

DTP’nin seçtiği Cumhurbaşkanı?!

TBMM’de, DTP’li bağımsızları net şekilde “terörist PKK’nın uzantısı” olarak tanımlayan partiler olduğu da düşünülerse, AKP’nin bu formüle yanaşmasının çok ses çıkaracağı kestirilebilir.

Tabii bir de işin bu vekiller açısından okunması var. Yani bunun karşılığında ne isteyecekleri bir yana, Köşk’e çıkacak Cumhurbaşkanı’nın “DTP’li oylarla seçilmiş olması” lafı siyasette öyle kolay kolay yenip yutulacak bir lokma değil.

Kaldı ki böyle bir söylem başladığında uzun erimli olacağı ve her zaman kullanılacağı da unutulmamalı. Hele hele “eşi türbanlı bir Cumhurbaşkanı’nın bir de DTP oyları ile seçildiği” durumun, AKP tarafından “kâr-zarar” hesabının iyi yapılması gerekiyor.

MHP desteği mümkün mü?

AKP pekala DTP’li vekiller ve diğer bağımsızlarla uğraşmak yerine, bir defa da fazlasıyla yeterli oyu bulabileceği MHP’yi de tercih edebilir.

Ancak burada da bir başka handikap iki parti lideri arasındaki buz kesmiş ilişkiler. Başbakan Erdoğan’ın seçim sonuçlarını değerlendiren ilk konuşması “bu çekişmelerin seçim meydanlarında kaldığı” yönünde.

Fakat MHP açısından durum böyle değil. AKP liderinin nezaket telefonuna bile çıkmayan Bahçeli’nin Cumhurbaşkanlığı seçiminde AKP destek vermesi için çok fazla uzlaşı gerekiyor.

İsim üzerinde tartışmasız bir mutabakat olması gerektiği gibi, iki parti ve liderlerinin olası görüşmeler sırasında aralarındaki soğukluk konularını da aşması gerekecek.

Peki MHP bu görüşmeleri yapar mı? iyibilgi’ye gelen dipnotlar MHP’nin bu görüşmeleri yapacağı yönünde. Ancak uzlaşıp uzlaşmayacağı çok tartışmalı. İki parti arasındaki yakınlaşma ihtimalini en fazla iki liderin görüşmesi, en az heyetlerin görüşmesi olarak okuyabiliriz.

CHP: Çok yönle avantajlar!

Son ihtimal ise CHP. Bu olasılığın AKP açısından eli kuvvetlendiren çok sayıda avantajı bulunuyor. Bir kere CHP yaşadığı ve biraz daha yaşayacağı anlaşılan sıkıntılar yüzünden bu tür görüşmelerin politik artılarına ihtiyacı var.

İkincisi, öyle veya böyle CHP ile AKP arasında geçmiş yasama döneminden gelen bir sıcaklık da söz konusu. Yine iki parti “standart” seçim dönemi propagandaları dışında birbirilerini geri dönülmez sözlerle yıpratmış değil.

Nihayet iki partinin uzlaşması halinde ortaya çıkacak temsil yelpazesi tüm tartışmaları bitirecek ve Cumhurbaşkanı’na gerekli saygınlığı ve tartışmasız ortamı yaratacak denli geniş.

Ek olarak bu güçlü uzlaşma hayat bulursa, bazı bağımsız vekillerin ve partilerin bile mutabakata destek vermesini sağlayacak ivme de yakalanabilir. AKP de daha işin başından “bu sefer daha farklı” olacağını söylediğinden, aşılması gereken ön yargılardan bir kısmı zaten elenmiş oluyor.

Geriye Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı kalıyor. Belki bu sorunu bizzat Abdullah Gül aşabilir. Tabii AKP tabanı tatmin olursa!
www.iyibilgi.com

Bu haber 539 defa okundu.