En Sıcak Konular

O gün ne dediler, bugün ne?

23 Temmuz 2007 18:13 tsi
O gün ne dediler, bugün ne? 27 Nisan muhtırasıyla demokrasimizin aldığı darbeye yanıt halk tarafından 22 Temmuz’da verildi. AK Parti’ye oy vermeyecek çok sayıda kişi ‘darbeye karşı durmak’ adına oyunu AK Parti’ye verdi. Halk kararında samimiydi, peki kö

Ertuğrul Özkök

Hürriyet gazetesinin genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök 29 Nisan’da kaleme aldığı yazısında ‘’28 Şubat’’ sürecinin destekçisi olduğunu belirtmişti. 28 Şubatçı Özkök, Kenan Evren’in basındaki en büyük destekçilerinden. ‘Vatansever’ çeteler tarafından gerçekleştirilen Danıştay saldırısından ‘’Türkiye’nin 11 Eylül’ü’’ şeklinde bahseden Ertuğrul Özkök muhtıra sonrası yazdığı yazıda şu ifadelere yer vermişti: 'Demokrasi kaygısıyla, sadece askeri eleştirmek, ne adil, ne yararlı, ne de sonuç verici bir girişim olacaktır. Çünkü o bildiride savunulan görüşler, toplumun önemli bir bölümü tarafından paylaşılmaktadır. Ama bu bildiriye sırf demokratik anlayışım nedeniyle karşı çıkarken, ne yazık ki, askerin dile getirdiği endişelerin bir bölümünü kendimin de taşıdığını itiraf etmek zorundayım.'

Ertuğrul Özkök muhtıradan iki gün sonra mitinglere katılanlardan bahsettiği yazısını ‘’28 Şubat'ı büyük bir cesaretle destekleyen ben, işte bu nedenle artık askeri müdahalelere, bildirilere karşı çıkıyorum. Çünkü Türkiye'nin "Sivil 28 Şubat" süreci başlamıştır.’’ şeklinde bitiriyordu.

Ertuğrul Özkök AK Parti’nin büyük zaferi sonrası bugün kaleme aldığı yazısında önceki yazılarının tam tersi ifadelere başvurdu: Aldığı oyun tamamını "dinci oyu" olarak kabul etmek, hem mantığa hem sosyolojiye aykırıdır. Erdoğan; Menderes, Demirel, Özal üçlüsü tarafından temsil edilen merkez sağ geleneğinin tam ortasına oturmuştur. Ben, onun bu geleneğin temel çizgilerine aykırı davranacağını sanmıyorum. İşte o nedenle dünkü Hürriyet’in manşetinde "Biz 70 milyonluk bir aileyiz" dedik.Dün 70 milyonluk bir aileydik. Bu sabah da öyleyiz... Kimsenin endişe etmesine gerek yok.

Hasan Pulur

AKP'ye karşı askeri müdaheleyi savunan Hasan Pulur tutumunu değiştirmeyenlerden. Muhtıranın ardından 'Genelkurmay'ın "muhtırası"nı ele alarak orduya karşı çıkanlar, Avrupa'ya mı güvenmektedirler? Elbette, kuşkunuz var mı? Niçin? Çünkü, AB'ye tek yanlı bağlanması istenen Türkiye'de, ulusal tepki gösteren tek kurum ordudur. Avrupa'nın, Kıbrıs, Ermenistan, Patrikhane, Güneydoğu, Ege Denizi hedeflerinin karşısında duran ordudur. Ordu Atatürkçü, cumhuriyetçi, laiktir; Lozan'ı korumaya kararlıdır, bu hem ABD, hem de AB için tehlikeli duruşlardır. Dıştan bakınca haklı bir yaklaşımla "Ordu siyasi muhtıra veremez" diyen bazılarının asıl hedefi, yasaların kendisine verdiği yetkiyle Türkiye Cumhuriyeti'ni korumak ve kollamak olan orduyu etkisiz, sözü geçmez, sözü dinlenmez hale getirmektir.' şeklinde bir yazı kaleme alan Pulur, kemalist ideolojinin hezimetinin ardından bugün de 'BRAVO aziz milletime, Aferin yüce milletimize, Şükranlarımızla birlikte takdirlerimizle... Tabii hepsine değil, bir bölümüne... Demek onların laiklikten yana bir korkuları yokmuş, zaten destekledikleri AKP Genel Başkanı Erdoğan, bir tarihte "Laiklik elden gidecekmiş diyorlar, eeee millet isterse gider!" dememiş miydi? İşte o gün, bugündür... Güle güle laiklik! Millet daha ne desin!' yazarak gerginlik yaratma politikasını sürdürdü.

Rahmi Turan

‘Muhtıranın ertesinde yazdığı yazıda askerin demokrasiye müdahalesinden söz etmeyen Rahmi Turan ‘Askerlerin kararlı ifadesi, 367 barajından kat kat daha önemli. Tayyip Bey'in adayı Abdullah Gül'ün, Türkiye'nin 11'inci Cumhurbaşkanı olması ihtimali artık çok zayıf!’ yazmıştı. Bugün ise ‘NE üzülmeli, ne sevinmeli...Layık olduğumuz idare budur.AKP’yi kutluyorum. Gerçekten önemli bir seçim başarısı elde etmiştir. MHP de başarılıdır. Ancak CHP için aynı şeyi söylemek mümkün değil.’ yazdı.

Oktay Ekşi

Basın Konseyi başkanı Oktay Ekşi muhtırayı olağan bir şeymiş gibi karşılayanlardan. ‘Bu muhtıranın açıkça ifade edilen kısmı "anti laik", yahut "irticai" nitelikteki eylemlerdir. Hedefi, irticai faaliyetlere göz yuman yahut bunları el altından teşvik eden yetkililerdir.’ laik rejimin son kalesi sayılan Çankaya Köşkü'nün de anti laik bir kişiye teslim edileceğinden duyulan rahatsızlık ifade edilmektedir.’ Cümlelerinden de Oktay Ekşi’nin zihniyeti anlaşılabiliyor. Ekşi bugünkü yazısını da tehditle bitirdi:  DP liderleri ise "Millet bizim arkamızda... Şimdi ülkeyi istediğimiz gibi yönetiriz" dediler. Önce Osman Bölükbaşı’yı seçip Meclis’e gönderdi diye Kırşehir’i ilçe yaptılar. Eskiden Kırşehir’in ilçesi olan Nevşehir’i "il" yaparak Kırşehir’i ona bağladılar. Sonra "Basını susturma" yasaları çıkardılar. Hikáyenin gerisini anlatmaya gerek var mı? Zaten yer de kalmadı...

Dikkatinizi çekti mi, bilmiyoruz; ama 27 Nisancı Emin Çölaşan, Bekir Çoşkun bugün yazı yazmadılar. Hüsran mı, yoksa pusuya mı yattılar, belli değil.

www.iyibilgi.com



Bu haber 410 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,561 µs