En Sıcak Konular

'Meşru, yasal her yolu devreye aldık'

15 Ocak 2013 12:34 tsi
'Meşru, yasal her yolu devreye aldık' "Bir tarafta bizim kahraman Mehmetçiğimiz şehit oluyor, diğer tarafta dağdaki terörist etkisiz hale getiriliyor. Ama dikkatinizi çekiyorum, acı aynı ocağa düşüyor"

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yasal dairede, meşru çizgide kalarak, milletin değerlerini gözeterek hangi yöntemle olursa olsun, gözyaşını mutlaka dindirmek istediklerini belirterek, ''Birileri sadece Türkler'i, birileri sadece Kürtler'i seviyor olabilir ama biz farklıyız. Biz, ırkı, etnik kökeni, inanç grubunu değil, insanı ve insanları seviyoruz'' dedi.
 Erdoğan, partisinin TBMM Grup toplantısı'nda yaptığı konuşmada, hafta sonu Gaziantep'te çeşitli temasları olacağını belirterek, bu ilde toplu açılışların yanında Suriye'lilerin kaldığı mülteci kamplarını da ziyaret edeceklerini söyledi. Erdoğan, 81 ili tek tek dolaşarak Türkiye'nin çehresini değiştirmeye, 2023'e kararlı bir şekilde hazırlamaya devam edeceklerini ifade etti.
 Başbakan Erdoğan, Türkiye'de terörün sona ermesi için daha önce başlatılmış bir sürecin devamı ile ilgili ayrıntıların bir kısmını kamuoyu ile paylaşmak istediğini kaydetti. Erdoğan, şöyle konuştu:
 ''Biz millet olarak, 75 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, hem ecdadımızla hem ahfadımızla istiklale ve hürriyete yeryüzündeki her milletten çok daha fazla aşığız ve tutkunuz. Bu topraklardaki yaklaşık bin yıllık tarihimiz boyunca, istiklalimize ve hürriyetimize yönelik her saldırıya karşı biz kükremiş bir milletiz. Millet diyorsam asla ve asla bir ırkı, etnik kökeni, inanç grubunu kastetmiyorum. Millet, bizim için ortak tarihi olan, istikbale aynı nazarla bakan, ortak idealleri olan bir topluluktur. Bu topraklar üzerinde millet, 75 milyonunun tamamıdır. İlk Meclis'te Gazi Mustafa Kemal'in 'anasır-ı İslamiye' diye, onun ruhunu, özünü ifade ettiği topluluktur. Biz, bin yıllık ortak tarihimiz boyunca Türk, Kürt, Arap, Laz, Gürcü, Çerkez, Boşnak, Pomak... Hiç bir ayırım yapmaksızın aklınıza hangisi geliyorsa hep birlikte yaşadık. İstiklal ve hürriyetimizi hep birlikte savunduk. Bugün Anadolu'da, Trakya'da hangi eve girersiniz girin, tarih içinde mutlaka ama mutlaka bu topraklara oradan en az bir şehit verilmiştir. Diyarbakır'da, Van'da Rize'de, Samsun'da, Hatay'da, Sinop'ta, Antalya'da, Ankara'da, İstanbul'da, Edirne'de, her evden tarih içinde en az bir şehit mutlaka uğurlanmıştır. Belki Kıbrıs'ta, belki Kurtuluş Savaşı'nda, belki Çanakkale'de, belki Sarıkamış'ta, Balkanlar'da, Ortadoğu'da, Kuzey Afrika'da dünyanın her yerinde, belki bir yıl önce belki bin yıl önce. Bu ülke, bu topraklar merhum Akif'in 'şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda' ifadesine denk düşen şehitler diyarıdır.
 Bin yıl boyunca olduğu gibi, bugün de yarın da istiklalimize ve hürriyetimize yönelik her saldırı karşısında tıpkı ecdadımız gibi topraklarımızı kahramanca savunma noktasında en küçük bir tereddütümüzü olmaz, olamaz; Bize hiç kimse diz çöktüremez. Bizi hiç kimse teslim alamaz. Hiç bir saldırı karşısında geri adım atmadık, geri adım atmayız. Topraklarımıza gözünü dikmiş bir düşman karşısında biz, sırtımızdan vurulmayı zul kabul eder, ancak alnımızdan vurulmayı şeref addederiz. Bizim hepimizin, 75 milyonun ortak hissiyatı olan İstiklal Marşı'mız, 'korkma' ifadesiyle başlar. Biz, 75 milyonun ecdadı, bu topraklar üzerinde hiç bir zaman korkmadık, hiç bir zaman başımızı öne eğmedik.''
 
 -''Bundan sonraki bin yıl boyunca da...''-
 
 Başbakan Erdoğan, ''Biz geçtiğimiz bin yıl boyunca, bu topraklar için canımızı verdik. Bundan sonraki bin yıl boyunca da bizler de torunlarımız da hiç tereddüt etmeden, canımızı ortaya koyarak, bu toprakları savunmaktan asla ve asla vazgeçmeyeceğiz. Tek bir şehidimizin dahi aziz hatırasına leke sürmeyiz, sürdürmeyiz. Bu ülkenin, bu aziz milletin değerlerinin çiğnenmesine müsamaha göstermeyiz'' dedi.
 Herkesin bunları bilmesi ve anlaması gerektiğine işaret eden Erdoğan, ''Birileri sadece ve sadece kendi ırkını seviyor olabilir, birileri sadece Türkler'i, birileri sadece Kürtler'i seviyor olabilir. Birileri sadece nefretin, öfkenin, kanın, intikamın diliyle konuşuyor olabilir ama biz farklıyız. Biz, ırkı, etnik kökeni, inanç grubunu değil, biz insanı ve insanları seviyoruz. Biz, yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz'' diye konuştu.
 Erdoğan, terör sürecinde, 30 yıldır süregelen kayıplarda bir yanlış olduğunu defalarca ifade ettiğini kaydetti.
 ''Bir tarafta bizim kahraman Mehmetçiğimiz şehit oluyor, diğer tarafta dağdaki terörist etkisiz hale getiriliyor. Ama ateş aynı ocağa düşüyor, acı aynı yürekleri kavuruyor, gözyaşı aynı toprağa düşüyor, kurşun hangi adrese giderse gitsin, ağlayan analar, ağlayan eli, ayağı öpülesi, o ayaklarının altına cennet vadedilmiş mübarek analar oluyor'' diyen Erdoğan, 10 yıldır samimi bir şekilde bu acıyı sonlandırmanın mücadelesinin içinde olduklarını bildirdi. Erdoğan, tam 10 yıldır ''anneler ağlamasın'' diye elini, bedenini, yüreğini ortaya koyan bir iktidar olduklarını vurguladı.
 Erdoğan, 10 yıldır bir yandan toprakları savunurken, bir yandan da eş zamanlı olarak annelerin gözyaşını dindirmenin telaşı içinde olduklarını söyledi.
 
 -''Namaz kılıyoruz diye bizimle alay ettiler''-
 
 Bu mücadele içinde meşru, yasal zeminlerle örtüşen her yolu ve yöntemi devreye aldıklarını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
 ''Şehitlerimize mahcup olmadan, ecdadımızın ruhunu incitmeden, bütün annelerin, babaların, ocakların acısını dindirmenin mücadelesi içindeyiz. Biz 1980'lerde Diyarbakır zindanlarında nelerin yaşandığını çok ama çok iyi biliyoruz. Diyarbakır zindanlarında işkence yapanların şahsında, insanlık da vicdan da insaf da kurumuştu. Diyarbakır zindanlarının işkencecileri aynaya baktıklarında, adeta aynadaki görüntüleri dahi kendilerinden utanmıştı. Hiç bir gerekçe, hiç bir bahane Diyarbakır'da yaşanan o insanlık dışı o vahşi, o alçakça muameleyi maruz gösteremez. Bu ülkede insanlar düşüncelerinden, inançlarından dolayı sadece Diyarbakır zindanlarında zulüm görmedi. 1989'lerde Diyarbakır zindanında, Mamak'ta, Metris'te yaşatılanlar dışarıda farklı kesimlere, gruplara zamana yayılmış olarak aynı derecede vahşice yaşatıldı. Gerek bu kadronun içindeki onlarca arkadaşım, gerek bu salonun dışındaki onbinlerce, yüzbinlerce kardeşim bu zulmü iliklerine kadar yaşadılar. Daha ilk gençlik yıllarımızdan itibaren, biz o zulmün duvarına çarptık. Namaz kılıyoruz diye bizimle alay ettiler, imam hatipliyiz diye bizi aşağıladılar, başörtüsü takanları dışladılar, sakalı olanı, elinde tespih olanı, hatta 'selamun aleyküm' diyerek Allah'ın selamını vereni bile ötelediler. Kitaplarımız yasaklandı, düşüncelerimiz sakıncalı diye yaftalandı, gazetelerimiz, dergilerimiz, hatta siyaset yaptığımız partilerimiz kapatıldı.''
 
 -''Onlar vurdu biz güçlendik''-
 
 Başbakan Erdoğan, kendisi gibi diyen birçoklarına siyasetin yollarının tıkandığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
 ''Siyaset yapmanın önünü türlü engellerle tıkadılar. Bizzat benim en yakın arkadaşlarım, kardeşlerim kalleşçe şehit edildiler. Eşi başörtülü olduğu için işinden edilen oldu. Eşi işten atıldığı için bunalıma giren, çocukların önünde defalarca intihara teşebbüs eden kadınlar oldu. Kendi özyurdunda kendi vergisiyle yapılmış okullarda okuyamayıp, yurtdışında çözüm arayan nice kızlarımız, gençlerimiz oldu. İnsanların çalışma hakkı, iş kurma hakkı, okuma hakkı, düşüncelerini ifade etme hakkı kısıtlandı, engellendi, yok edildi. Bir çoğunun hayat hakkı elinden alındı. Komplolarla tahriklerle, türlü oyunlarla, çirkin senaryolarla inançlarımız, değerlerimiz, kutsallarımız ayaklar altını alınıp çiğnenmek istendi. Birileri Diyarbakır zindanlarında en ağır işkenceler altında feryat ederken, bizler de bizim gibi niceleri de büyük Türkiye hapishanesi içinde, öz vatanında parya muamelesi gördü. Hiç bir zaman elimize silah almayı aklımızın ucundan bile geçirmedik. Sokağa çıkıp anarşi üretmeyi aklımızın ucundan bile geçirmedik. İllegalite yoluna sapmayı aklımızın ucundan bile geçirmedik. Çünkü biz düşüncelerimize inandık, inançlarımızı güvendik, en önemlisi de biz, aziz milletin her bir ferdiyle, bizimle aynı safta olduğuna yürekten iman ettik. Onlar vurdu biz büyüdük; onlar vurdu biz güçlendik. Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer olduğunu aklımızdan hiç bir zaman çıkarmadık. Sabrettik, direndik, mücadele ettik ve işte bugünlere ulaştık. AK Parti'nin, bizim neslimizin uzun soluklu mücadelesi dünyanın en haklı hareketleri için aslında en güzel örnektir. Düşüncesine güvenen inancına güvenen, milletine güvenen her hareket sabırla, sağduyuyla, sebatla, azimle er ya da geç mutlaka zafere ulaşacaktır. Ama bunun karşısında şiddet ve terör kesinlikle ve kesinlikle çıkmaz sokaktır.''
 
 -''Yapayalnız da kalsak, bu yolda geri adım atmadık''-
 
 Başbakan Erdoğan, şiddetin ve terörün hiç bir meşruiyetinin olamayacağını söyledi.
 ''Şiddet fikrine, inancına davasının haklılığına inanlar için asla bir yöntem olamaz'' diyen Erdoğan, şiddetin bu ülkede elde edebileceği hiç bir kazanım olmadığını ve olamayacağını kaydetti. Erdoğan, şiddet ve terörün bu ülkeye acıdan başka hiç bir şey vermediğini, kan ve gözyaşından başka bir şey getirmediğini bildirdi.
 Erdoğan, ''İşte biz bugün bir kez daha inatla, sabırla işte bu şiddeti, terörü sona erdirmenin samimi gayreti içindeyiz'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
 ''İnanın tek bir gayemiz var. Bugün o gayeyi tekraren ve ısrarla söylüyorum; o da annelerin gözyaşını dindirmektir. Yasal dairede kalarak, meşru çizgide kalarak, milletin değerlerini gözeterek hangi yöntemle olursa olsun, biz bu gözyaşını mutlaka ama mutlaka dindirmek istiyoruz. Onun için milli birlik ve kardeşlik projesi diyoruz. Bakın bunu unutmayın, milli birlik, bundan daha güzel ne olabilir- Bu milli birliğin içerisinde her etnik unsur var, tek çatıda toplanacağız. Nedir o- Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı ve kardeşlik. Kardeşlikten daha güzel ne olabilir- Kardeşlik denilen aynı anneden, babadan olmak anlamına gelmez. o bizim kültürümüzde karındaştır, kardeşlik ise aynı inancı paylaşanların bir araya gelmesidir. Daha en başında bu sorunu çözmek için yola çıktığımızda nasıl bir sürece adım attığımızı biliyorduk. Sabrımızın nasıl zorlanacağını, sinirlerimizin nasıl test edileceğini, bu süreçte nasıl yalnız bırakılacağımızı çok iyi biliyorduk. Ama biz yılmadık, yapayalnız da kalsak, bu yolda geri adım atmadık, atmayacağız. 10 yıllık süreçte yapılan bütün tahriklere, bütün provokasyonlara, tüm alçakça saldırılara rağmen umudumuzu bir an olsun yitirmedik. Bugün de bu yeni süreçte de umutluyuz. Ne olursa olsun umudumuzu kaybetmiyoruz. Temkinliyiz, dikkatliyiz ama umutluyuz. Kan ile gözyaşı ile terörist cesedi ve şehit cenazeleri ile varlık gösterebilenlerin tahrikkar söylemlerine, onların bu şekildeki bizlere tahrik unsurlarını kullanmalarına rağmen umutluyum. Kandan ve ölümden beslenenlere rağmen biz umutluyuz. Bütün siyasi beklentisini gençlerin ölümü üzerine bina edenlere rağmen umutluyuz. Allah'ın izniyle, milletimizin desteği ve hayır duasıyla tüm provokasyon ve sabotajları aşıp inşallah süreci sonuna ulaştıracağız.''

Erdoğan, Paris'te öldürülen 3 kadının cenazelerinin gideceği illere ve Diyarbakır'a seslenerek, ''Bir çok provokasyonlar hazırlanabilir, malum dar terörist grupların tahrikiyle, teşvikiyle bu cenazeler istismar vesilesi kılınabilir. İnanıyorum ki aklıselim sahibi Diyarbakırlı vatandaşlarımız, Tunceli ve Kahramanmaraş'taki vatandaşlarımız bu oyuna gelmeyecektir. Hep birlikte bu oyun bozulacaktır'' dedi.
 Partisinin TBMM Grup toplantısında konuşan Erdoğan, yeni sürece değindi. Erdoğan, ''Devletin kurumları ve yetkilileri, İmralı ile olumlu bir sürecin başlatılabilmesi ve kararlılıkla yürütülebilmesi için görüşmeleri biliyorsunuz kaç yıldır sürdürüyor, sürdürüyoruz. Sabotajlar, tahrikler, sorumsuzca girişimler olabilir. Tabii bir şeyi de karıştırıyorlar; Yani Hükümet'in, devletin çeşitli birimlerini bir enstrüman olarak kullanması bile onları rahatsız ediyor. Onu da biz siyasilerin görüşmesi olarak ifade ediyorlar. Bunu da ayırt edemeyecek kadar bunlar devlet yönetiminde, siyaset yönetiminde acemidirler. O farklı bir konu, bu enstrümanların görevlendirilerek oraya gitmesi farklı bir konudur'' diye konuştu.
 Terörü bir meslek, bir kazanç kapısı haline getirmiş olan çevrelerin süreci baltalamak için rol üstelenebileceğine dikkati çeken Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
 ''Bizim niyetimiz hayırdır, inşallah akıbetimiz de hayır olacaktır. Hayır duaları, azim, sabır ve kararlılık inşallah tüm sabotajları etkisiz hale getirecek. Bu süreç şehitlerimizin ruhunu, şehit ailelerimizin hissiyatını, ülkemizin ve milletimizin değerlerini asla ve asla zedelemeyecektir. Benim burada aziz milletimden, 75 milyondan bir ricam var; lütfen hiç kimse kara propaganda bulutlarının etkisi altında kalmasın. İftira, itham ve yalanlara hiç kimse kulak asmasın. 75 milyonu bir ve beraber kucaklayarak biz bu sürece ilerliyoruz. Biz sadece ve sadece kardeşliğimizi pekiştirmenin mücadelesini veriyoruz. Herkes elini vicdanına koysun; etki altında kalmadan, propagandaya kulak asmadan, kalbiyle yüreğiyle, vicdanıyla bu sürece baksın. Biz aynı kıbleye dönen tek bir milletiz. Biz bin yıldır bu topraklarda biriz, beraberiz, kardeşiz. Biz hep birlikte bu topraklarda Mevlana'dan, Yunus'tan, Hacı Bektaş'tan, Ahmed-i Hani'den, Mele Ceziri'den, Faki Teyran'dan beslenmiş, o kaynaklardan ruhunu doyurmuş bir milletimiz. Bizim yolumuzu terör, şiddet aydınlatmaz, bizim yolumuzu Yunus aydınlatacak, Ahmed-i Hani aydınlatacak. Bin yıl boyunca bugünlere böyle geldik, geleceğe de inşallah böyle yürüyeceğiz.
 Van, Diyarbakır, Ankara, İstanbul, Edirne'de kardeşlerim aynı ezan okunuyor ve hepimize aynı çağrıyı yapıyor. Hepimiz ezanı şerife kulak verecek, geleceği tahrip etmenin değil; hep birlikte geçmişi tamir etmenin mücadelesi içinde olacağız. İnşallah bu süreçte aradaki fitneleri çıkarıp, Ezan-ı Muhammedi'nin gölgesinde daha bir muhabbetle kucaklaşacağız. Geçmişte herkese yönelik zulümlerin, baskıların, eziyetlerin hesabını birlikte soracağız. Geçmişte yaşananların geleceğe intikal etmemesi için birlikte çalışacağız. Her ne sorun varsa konuşarak, sohbet ederek, muhabbet ederek birlikte gidereceğiz. Silahı aradan çekeceğiz, sıkılı yumrukları aradan çekeceğiz, kardeşçe kucaklaşacağız. Burada 75 milyona bütün samimiyetimle, bütün kalbimle şu hadisi şerifi hatırlatmayı borç biliyorum. Peygamberimiz mübarek parmaklarını birbirine kenetleyerek şunu söylüyor; 'Müminin mümine bağlılığı, taşları kenetlenmiş bir bina gibidir.' İşte biz milletçe böyleyiz, böyle olmalıyız. Çok daha sağlım bir şekilde birbirimize kenetleneceğiz''
 Diyarbakır ve cenazelerin gideceği illere seslenen Erdoğan, ''Bir çok provokasyonlar hazırlanabilir. Bir çok malum dar terörist grupların tahrikiyle, teşvikiyle bu cenazeler istismar vesilesi kılınabilir. İnanıyorum ki aklıselim sahibi Diyarbakırlı vatandaşlarımız bu oyuna gelmeyecektir. Tunceli'deki, Kahramanmaraş'taki kardeşlerimiz, vatandaşlarımız bu oyuna gelmeyecektir. Hep birlikte bu oyun bozulacaktır diye düşünüyorum. Çünkü başlattığımız bu barış süreci dinamitlenmek isteniyor. Buna prim vermememiz lazım. Kendi iç hesaplaşmalarının bedelini, faturasını bu millet ödememeli. Onun için uyanık olalım diyorum, onun için teenniyle bu süreci takip edelim diyorum'' dedi.
 Erdoğan'ın, ''Allah yolumuzu açık etsin. Allah bize hayırlı sonuç nasip etsin' demesine, milletvekilleri ''amin'' diyerek karşılık verdi. Erdoğan, ''Niyet hayır, akıbet hayır'' diyerek konuşmasını tamamladı.
 Erdoğan'ın konuşmasının sonunda yanına gelen İkram Yaşlak adlı emekli imam, ''her gün 5 vakit namaz kılarken sizin için dua ediyorum'' dedi.
 AK Parti Grup toplantısına, Maldivler Şehircilik Bakanı Muhammed Muiz de katıldı.

A.A.



Bu haber 988 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,223 µs