Gerilimin yeni koordinatları

9 Ocak 2013 11:41 tsi
İran neden rahatsız oldu? iyibilgi özel

Geçtiğimiz hafta Başbakan Erdoğan başkanlığındaki Savunma Sanayii Müsteşarlığı toplantısında, Türkiye’nin altı yıldır gündeminde olan ve 17 milyar lirayı geçen Patriot tipi uzun menzilli füze savunma sistemi ihalesi ile ilk uçak gemisini yapacak firmanın belirleneceği ihale, 5.5 saat süren görüşmelerden sonra ertelenmişti.

İhalelerin neden ertelendiğine dair resmi bir açıklama yapılmazken, Taraf gazetesi Ankara temsilcisi Lale Kemal ihalelerin iptalinde, “NATO’dan bir yıllığına Patriot uzun menzilli füzelerini ödünç alacak olan Ankara’nın kendisini güvende hissetmesi, dolayısıyla benzer sistemlere ulusal bütçesinden para vermek yerine şimdilik ertelemesinin daha iyi olacağını” düşünmesinin rol oynadığını belirtmişti.

Füze sistemine dair yapılan açıklama, ne yazık ki uçak gemisi için geçerli değil.

Dolayısıyla Türkiye'nin yerli kaynaklarla üretilmesi planlanan ilk uçak gemisi ihalesi şimdilik neden ertelendi, onun cevabı yok. Belki de ABD'nin hibe edeceği iki fırkateyn bunda bir rol oynamış olabilir ancak onlar da artık kadük kaldı.

İhalenin iptal edilmesi, geminin yapılmayacağı anlamına gelmiyor, dolayısıyla da kamuoyunda böyle bir beklenti oluşmuş durumda. Velhasıl, konuya kamuoyunun gözünden bakan Prof. Beril Dedeoğlu bugünkü köşe yazısında önemli bir soru soruyor:

"Bu arada belirtelim; ortada küçücük bir sorun var, o da bu gemiye neden ihtiyaç olduğunun kamuoyunda anlaşılamamış olması. Türkiye’yi Okyanuslara açılmaya teşvik eden yeni durum merak konusu. Türkiye için yeni bir tehdit mi var, yoksa İran’ın bu yolda hızla ilerlemesi mi endişe konusu?"

iyibilgi Ankara bu soruyu 2 sene önce tartışmış ve şu cevabı vermişti:

"Karadeniz ve Ege’yi söylemek gereksiz. Ancak, Akdeniz’in “tamamı”, Hint Denizi (!), Basra (!), korsanlıkla mücadelede zaten var olan, üstelik bunu dünya daveti ile yapan Türkiye’nin “uçak gemisini ne yapacaksın” sorusuna vereceği sayısız cevap var...Ve Türkiye örneğin Doğu Akdeniz gibi İsrail ve Rum kesimi tamamen bir tarafa, örneğin Fransa gibi büyük oyuncuların katılacağı çekişmeli bir masaya otururken de bunu düşünmeli. Kullanmak için değil. Onların hesap etmesi için."

Bugün geldiğimiz noktada yeni parametrelerin hesaba katılması gerekiyor belli ki. Bununla birlikte Prof. Dedeoğlu İran'ı şimdi işin içine katması, tesadüfi değil. Hatırlatalım, bundan tam 3 gün önce İran'dan uçak gemisi ile ilgili negatif bir açıklama gelmişti:

"Türkiye’nin ilk uçak gemisi yapımı kararına tepki gösteren İran Meclisi Savunma Komitesi Başkanı İsmail Kevseri, Türkiye’nin savaş gemisi yaparak bölgesel bir güç haline gelemeyeceğini söyledi. 

Türkiye’nin uçak gemisi yapımına yönelik çalışmalarını değerlendiren Kevseri, Ankara’nın yeni bir Osmanlı İmparatorluğunu ihya etmeye çalıştığını ileri sürdü.

Eski bir Devrim Muhafızları komutanı da olan Kevseri, "Savaş gemisi yapmak Türkiye’yi bölgesel bir güce dönüştürmeyecek. Savaş gemileri olan ABD, Afganistan ve Irak savaşlarında başarı elde edebildi mi?" diye sordu.

Türkiye’nin bölgesel bir güç olmak için yanlış bir politika izlediğini öne süren İranlı milletvekili, "Türk devlet adamları kamuoyunda bir yer edinmek istiyorlarsa bakış açılarını değiştirmeliler. Savaş gemisi yaparak asla güç olunmaz. Türkiye, bölgede gerginlik yaratacak girişimlerden uzak durmalı" dedi. "

Peki öyleyse işi bir adım öteye taşıyalım. Türkiye ile İran hangi okyanusta veya denizde karşı karşıya gelebilir? Son dönemde Ankara için ekonomik anlamda büyük önem taşıyan Afrika kıyıları bu konuda bir örnek teşkil edebilir mi?

www.iyibilgi.com  özel

Bu haber 3,894 defa okundu.