En Sıcak Konular

Haliç'te kıyım

9 Ocak 2013 09:39 tsi
Haliç'te kıyım "Dünyanın abartısız en gözde iki-üç yeri varsa biri muhakkak burasıdır. Buraya şeffaf olmayan süreçlerle dev bir köprü yapılacak ve bu tartışılmayacak mı?"

Türkiye’nin sayılı tarihçilerinden, Harvard Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemal Kafadar’la, Türk modernleşmesinden sinemaya, yeni Osmanlı söyleminden politikaya pek çok konuda keyifli bir söyleşi yaptık. Tabii söz döndü dolaştı İstanbul’a geldi. Tarihî miras alanları konusunda İstanbul’da büyük problem yaşandığını belirten Kafadar, “Bedrettin Dalan, yurtdışında ama belediyecilik fikirleri iktidarda” diyor.

Haliç’teki metro köprüsüyle ilgili yoğun eleştirileriniz var. Genel anlamda İstanbul’da kültürel mirasla ilgili durum nedir?

Köprüden bin kat daha beter işler oluyor. Ben Affleck’in Argo filmini izledim. Filmin büyük kısmı “İran’da” geçiyor. İran’da çekemedikleri için İstanbul’da çekilmiş. Film hakkında genelde söylenenler, filmin Tahran’a çok benzediği için İstanbul’da çekildiği. Türk gazetelerinde yazılanlara da baktım. Kamu yöneticilerimiz, Ben Affleck ile birlikte kendileri de Hollywood pırıltısına kavuşmuş, şöhret badesi içmiş gibi kameralara bakıp gururla poz veriyorlar. Bu katıksız bir oryantalizm örneğidir. “Şuraya bir köprü, buraya bir yayalaştırma”nın altındaki derin yaranın işaretleri var burada. İstanbul, herhangi bir yeri ikâme edecek bir film seti, üç beş görüntü ve hediyelik eşyaya indirgenebilecek bir turizm nesnesi, tarihî kimliğinden soyutlanabilecek bir ambiyans kaynağı değildir. Bu bir kültürel kimlik meselesidir. Ben İran kültürüne hayranım ama İstanbul, Tahran’ın dublörü olabilir mi? “Ha bu İslam toplumu, ha öteki İslam toplumu”, “Ha İstanbul, ha Tahran” yaklaşımına prim verirseniz İstanbul’u “noplace”e çevirirsiniz, yani birkaç kartpostallık görüntü dışında her yere benzeyen kişiliksiz bir “yokyer.”

İstanbul’u nasıl yansıtıyorlar?

Filmin prodüksiyon dizaynırı, tercihini söyle anlatıyor: “İstanbul çarşısındaki çekimler harika oldu. Çünkü İstanbul çarşısı aynen Tahran çarşısı gibi. Zaten aşağı yukarı aynı devirde yapılmışlar.” Tahran çarşısı çok daha yenidir ama böyle incelikler önemli değil, Şark zaten zamanın durduğu yer değil mi? Asıl önemlisi, sinemada Şark’a gitmenin en sık yinelenen öğesi çarsı sahneleridir. Kaotik bir ortam, ne yaptığı belli olmayan, basit stantlarda küçük mallar pazarlayan, pazarlığa düşkün bir sürü kaba saba adam, pitoresk ama patlamaya hazır, vakti geldiğinde kahramanımızın aklıyla ve teknolojisiyle alt edeceği bir iç gıdıklayıcı ilkellik. Hollywood’un Şark’ta tekrar tekrar bulduğu budur. Argo’nun kısa bir bölümü de “gerçekten” İstanbul’da geçiyor. Kamera Yeni Cami’ye bakıyor, casus oğlan Sultanahmet’in avlusuna giriyor ve kendini Ayasofya’da buluyor. Filmdir, olur böyle şeyler, ama daha bir anonim mekânlarda olur. Örneğin San Pietro Kilisesi’ne değme bir yönetmenin bu muameleyi yapacağını sanmam.

Haliç Metro Geçiş Köprüsü tartışılırken yükselmeye devam ediyor. Yeterince tartışılabildi mi?

Köprü büyüdü, gitti. Son konuştuğumuzda içimizde aptalca da olsa bir umut vardı. Bu köprü hiç aklımdan çıkmıyor. İki yıldır uykularım kaçıyor. Kısacası bu konularda konuşan yetkilileri ciddiyete davet ediyorum. “Üç metre buradan indiririz, renk ve ışık ayarı yaparız, üst köşede bir detay değiştiririz” gibi bir yaklaşım var. Bu mudur derdimiz? İtirazlar ideolojikmiş. El insaf. Dünyanın abartısız en gözde iki-üç yeri varsa biri muhakkak burasıdır. Buraya şeffaf olmayan süreçlerle dev bir köprü yapılacak ve bu tartışılmayacak mı? Bu tartışmanın önceliği kamu malına kamunun sahip çıkmasıdır, sonra kültürel miras ve kimlik politikalarıdır. 

Taraf / Serkan Ayazoğlu



Bu haber 944 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,346 µs