En Sıcak Konular

Barzani: Bizim umut kapımız Türkiye'dir

28 Aralık 2012 11:57 tsi
Barzani: Bizim umut kapımız Türkiye'dir Ortadoğu'nun yükselen gücü Kuzey Irak'ın mimarı Nahçivan Barzani, Türkiye ile ilişkiler ve tartışmalı bölge hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Gelişen Türk-Kürt yakınlaşmasında övgüyü hak eden bir adam varsa, o da Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başbakanı Nahçivan Barzani'dir. 5 yıl önce, Irak'ın yalnızca kendi petrolünü ihraç etmesini değil, Türkiye'ye de ihraç etmesini istediğini söyledi ve Kürtler ile yapancılar ona güldü. Barzani'nin stratejisi sabırdı: Türkler ile güven inşa ederek başladı ve küçük petrol şirketlerinin gönlünü yapmakla devam etti. Sadece özerk bölgede değil, tartışmalı bölgede de petrol arama çalışmalarını başlatarak Bağdat'ın hiddetini kazanma riskini göze aldı.

Barzani; Türkler, Irak Başbakanı Nuri el Maliki ile fırtınalı ilişkisi ve potansiyel bir bağımsız Kürt devletinin bölgedeki Arap olmayan etnisiteleri nasıl etkileyeceği hakkında TIME dergisine konuştu. Röportaj sırasında bazen İngilizce konuştu, bazen de Dışişleri Bakanı Falah Mustafa Bakir'in çevirmenlik yaptı. İşte bu röportajın ilginç yerleri:

- Anladığım kadarıyla Kürdistan'ın sondaj çalışmalarını ve kendi petrolünü ihraç etmesini savunduğunuz zaman insanlar size güldü. Doğru mu?

Doğru (kahkahalar)... Küçük projelerle başladık. Küçük şirketler. Demek istediğim, elbette küçük şirketleri getirdiğimiz için hep suçlandık ama şimdi EXXon Mobil, Chevron, Total, Gazprom gibi büyük şirketlerimiz de var. Bu çok şeyi değiştirdi. Şimdiye kadarki toplam yatırım 15 milyar dolar civarında. 15 milyar doları bu ülkede harcadılar. Bu büyük bir değişim. Ama elbette daha uzun bir yolumuz var - hepsi bu kadar değil. Beraber başladığımız ilk şirket 'DNO'adında Norveçli bir şirketti. Elbette başta benim yozlaştığım, bu işten kişisel çıkar sağladığım hakkında devasa bir kişisel karalama kampanyası vardı. Fakat ben direndim ve bütün bu ithamları görmeden geldim. Yolumuza devam ettik.

- ABD Dışişleri Bakanlığı, Irak'ın bütünlüğünü tehdit edeceği için Türk boru hattına karşı olduklarını açıkladı. Sizce bu boru hattı Irak'ın bütünlüğüne tehdit oluşturur mu?

Bu bir şaka (gülüşmeler). Hayır, gerçekten bu bir şaka. Her şey bir yana, herkes Türkiye'nin politikasını bilir ve anlar. Türk politikası bağımsız bir Kürt devletine karşıdır, bu çok açık. Yani bu bizim kaderimiz. Türkiye her zaman bizi askeri olarak durduracak güce sahip olmuştur. Ben memnuniyetle tersini söyleyeceğim. Irak'ın bütünlüğünü tehdit eden şey Bağdat'taki Başbakan Maliki'nin icraatlarıdır. Maliki bu kampanyayı bize karşı kullanmak istiyor. Bizim umut kapımız Türkiye'dir. Eğer bu kapı, bu umut kapanırsa, Bağdat'a boyun eğmemiz bizim için imkansız olacaktır. Bölgedeki her şeyi tehlikeye sokacak bir şey yapmış olacağız.

 - Umutlarınızı geçmişte Kürtler'e çok kötü zarar veren Türkiye'ye bağlamanız ironik değil mi?

Türkiye'de durumlar değişti. Bu çok basit. Türkiye'nin sahip olmadığı bir şeye ihtiyacı var. Bizim kesinlikle sahip olmadığımız şeylere ihtiyacımız car. Bu her iki tarafta da doğru şekilde anlaşıldı. Ve bunların siyasetle ilgisi yok. Bu ekonomik bir mesele. İlerleme sağlanmasını onlar da istiyor ve biz de istiyoruz. Çünkü Türkiye bizim için çok önemli bir ülke. Elbette bu ilişkileri ekonomik işbirliği aracığıyla geliştirme şansımız varsa, bunu kesinlikle yapacağız.

- Sınırınızda toplanmış çok sayıda Irak birliği var. Bu bir savaşa dönüşür mü?

Kuvvetler birbirlerinden uzak değil ki. İzin verin daha farklı şekilde açıklayayım. Ne yazık ki, Başbakan Maliki, bu bölgede gerginlik yaratmaya çalışıyor. Kendi heyetimizi Bağdat'a gönderdik. 14 konuda mutabakata vardılar. Bizim askeri güölerimiz de, Irak'ınkiler de bunun üstünde anlaşmaya vardı. Biz de böyle bir şeyin gerçekleşmesi ve problemin çözülmesi üzerine sevinmiştik. Maliki'ye gittiğimizde ise bunların hepsini reddetti. Peki bu sorunları çözecek bir davranış mı? Biz, Maliki'nin sorunları şiddet yoluyla çözmeye daha meraklı olduğunu görüyoruz. Tartışmalı bölge olarak adlandırılan alan, KBY için çok hassas bir konu. Son derece hassas. Bu 14 madde üzerinde biz anlaşırken, o reddediyor. Karşılıklı anlayış inşa etmek için nasıl bir formül kullanacağımızı bilmiyoruz. Fakat elbette çözümün gerçekleşmesini umuyoruz. Amerikan birliklerinin geri çekilmesinin ardından işlerin değişeceğini ve Irak için normal şeyler olacağını biliyorduk. Bu ülkeye Amerika geldi, muazzam miktarda para ve can harcadı. Ama anahtarı başkalarına teslim etti.

- İranlılar'a mı?

Ben başkaları için söyledim, tamam (kahkahalar). Problemler ne olursa olsun, siz ne olursanız olun, bütün problemleri arkalarında bıraktılar. Bir soru yönelteceğim: Neden Irak'a geldiniz? Gerekçe neydi? Tek niyet Irak'ın anahtarını başkalarına bırakmaksa, neden geldiniz? Neden? Bu Amerikalılar için içten bir soru. Bu yüzden, Amerika mevcut durumdan ve olanlardan sorumludur. Birleşik Devletler'in üzerinde ahlaki bir yükümlülük var. Çünkü Amerikalılar burada bulundukları son dakikaya kadar sorunları çözmekte bize yardımcı olmadı. Ve bunların geciken sorunlar olduğunu biliyorlardı. Bağdat nasıl davrandı? Bağdat güçlü olacağına inandı. Ama özellikle Başbakan Maliki'den bahsediyorum. F16'ları ve M1 tanklarını bekliyor ve gelip bizimle konuşmak için güçlü pozisyonda. Bize bir çözüm dayatmak için. Herhangi bir çözümü 'dayatmak' bölgede problem yaratacaktır. Biz anlaşma, bir uzlaşı olması lazım. Biz buna hazırız. Bu problemin kim güçlü-kim zayıf üzerinden çözülemeyeceğini biliyoruz. Uzlaşma için her iki taraf da hazır olmak zorunda. Ve biz KBY olarak buna hazırız, diyaloğa, uzlaşıya, konuşmaya, her şeye hazırız.

- Belrli bir noktaya gelip, Maliki ile artık daha fazla pazarlık yapmayacağınızı hissediyor musunuz? Artık kendi başıma hareket edeceğim dediğiniz?

Bu ülkede bir anayasamız var. Anayasadan umudumuzu kesmediğimiz müddetçe, başka bir adım atmayacağız. Şüphesiz, anayasa uyulması konusunda umudumuzu tamamen kaybedersek, kesinlikle başka seçenekler vardır.

- Aynı zamanda Türkiye için PKK burada. Bu tuhaf değil mi? Onlar için, sizin için, Türkler için?

Buna göre, tek mesele PKK. Türkiye bir şeyi anlamak zorunda: Bu siyasi bir sorudur. Askeri yolla çözülemez. Çözüm için siyasi bir karar gerekir. Türkiye ile sürekli bu konuda buluştuk ve tartıştık. Her zaman. Ve bunu yapmaya devam edeceğiz. Bir rol oynamaya çalışıyoruz ve sorun için sitasi bir çözüm elde edeceğiz.

- 5 yıl önce devlet başkanlarını ağırlayacağınızı hayal ediyor muydunuz? Kürdistan'ın bağımsız bir bölge olacağını ön görerek?

5 yıl önce gerçekten zordu. 5 yıl ya da daha fazla biz zaman önce, sınırda 200 bin asker vardı. Bizi sınırdan içeri girmekte tehdit ettiler. Şimdi bunun aksine, Türkiye ile 8 milyar dolarlık ticaretimiz var. Sadece KBY ile bu. Ve pek çok Türk şirketi gerek inşaatta, gerek başka alanlarda burada aktif. Ve yeni Erbil Havalimanı'nın açılışında, Başbakan Erdoğan buraya geldi. Yani bu büyük bir değişim. Türkiye ile ilişkilerde gerçekten muazzam bir değişim.

- Bağımsız bir Kürdistan'a artık daha yakın olduğunuzu söylemek mümkün mü?

İnanıyorum ki, evet, büyük bir fırsatımız var. Fakat bir sürü zorluk da bizi bekliyor. Başarabilmemiz için - yani bağımsız bir Kürdistan kurmayı - çevremizdeki ülkelerden en az birini ikna etmemiz gerekiyor. Onları ikna etmeden başaramayız. Bir partnere, ikna olmuş bir bölgesel ve uluslararası güce, bizi desteklemesi için ikna olmuş büyük bir kuvvete ihtiyacımız var. Şu an arzu ettiğimiz şey, Irak içinde ekonomik bir bağımsızlıktır. Ve Irak'ın bütünlüğünü en çok tehdit eden kişi Başbakan Maliki'nin kendisidir. Çünkü Maliki, tek taraflı ve tek adam olarak hareket ediyor. Bu Irak'ın sorunlarını çözmez. Maliki ile ilgili Kürtler'in endişesi, sadece Kürtler'e ait de değil. Herhangi bir Şii, Türkmen ya da Sünni ile konuşursanız, tam olarak aynı endişelere sahip olduklarını görürsünüz. Gerçek olan bu. Başbakan'ın davranışlarından herkes mutsuz.

Kaynak: Haber7



Bu haber 1,352 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,773 µs