ABD Kürt kartından vazgeçebilir mi?
0 0 0000 00:00 tsi
WASHİNGTONın PKKnın Kuzey Iraktaki faaliyetleriyle ilgili olarak yeniden güvence vermesinin ne anlama geldiğini zaman gösterecek.
Ama yanlış beklentilere kapılmamak için ABDnin neyi yapıp neyi yapamayacağını anlamaya çalışmakta yarar var.
Bunu yapmak için bakla fallarına da gerek yok. Suriye ve İrandaki Kürtlerle ilgili gelişmeleri izlemek yeterli olabilir.
Mart ayında Washingtonda Suriyeli Kürtler bir şemsiye örgüt kurma konusunda anlaştılar. Mayıs ayında Brükselde düzenlenen bir toplantı ile de Suriye Ulusal Kürt Meclisi kuruldu. Amacını Beşar Esad rejimine karşı mücadele olarak belirleyen örgütün temsilcileri, haziran ayında Washingtonda Kongre ve yönetimden yetkililerle temaslarda bulundular.
Washington destekli bu kuruluşun yaptığı açıklamalarda, Suriyede rejim değişikliğinin Kürtlerin mücadelesinden geçeceği savunuluyor.
Demek ki, Suriyeli Kürtler de bölgedeki rejim değişikliğinde etkili unsurlar arasındaki yerlerini aldılar.
Bundan doğal ne olabilir ki? Evet, ülke muhalefeti olarak güçlerini birleştirmelerine ve demokrasi mücadelesi vermelerine bir şey söylenemez.
Ama burada önemli olan şemsiye kuruluşun taşıdığı Amerikan lisansı.
Tabii unutulmaması gereken bir başka önemli konu da PKK içindeki Suriyeli Kürtler. Yıllardan beri Türkiyedeki eylemlerde de yer alan Suriyeli Kürtler, PKKnın Arap ülkelerine açılmasında rol oynadılar.
Bu işin Suriye ile ilgili tarafı. Bir de İran var.
* * *
WASHİNGTON merkezli Jamestown vakfının hazırladığı bir raporda, İran üzerindeki baskıların arttığı bu dönemde İranlı Kürtlerin "kilit rol oynayabilicekleri" söyleniyor ve iki yıldan beri Kuzey Iraktan İrana yönelik operasyonlar yapan PJAK örgütü ile ilgili geniş bilgiler yer alıyor.
PJAK yekilileri ile yapılan röportajlara dayanılarak hazırlanan raporda bu örgütün PKK ile olan bağları da açıkça ortaya konuyor. PKKnın ideolojisini benimsediklerini açıklayan İranlı Kürtler PKK içinden çıkmış değiller, ama Kuzey Irakta Kandil dağında PKK ile birlikteler. PKK hastanelerini kullandıklarını, PKKlılardan taktik destekler aldıklarını öğreniyoruz.
Nisan ayında İranın Irak sınırındaki operasyonu sırasında Kandil dağının hedef alındığı ancak, buna karşı ABD ve Irak hükümetinin büyük tepki göstermediği belirtilen raporda bunun nedeni olarak işte bu ilişki gösteriliyor. "PJAKın PKK ile ilişkisi imajını zedeliyor" deniyor. Bu yüzden açık destek bulamıyor.
* * *
BU iki gelişmeye baktığımızda altını çizmemiz gereken iki unsur var.
İran ve Suriye rejimlerinin istikrarsızlaştırılmasında Kürtlerin etkili olabilecekleri düşünülüyor. Yani Kürt kartı, ABDnin bölgesel planlarında elinden bırakmak istemeyeceği etkili bir kart.
ABD, Suriye ve Irak Kürt örgütleri üzerinde belli bir etkisi olan PKKyı kontrolü altında tutmak istiyor. Tamamen karşısına almadan ama Amerikan kılıcının gölgesini daima hissettirerek.
Amerikan dışişlerinin terör listesinde PKKnın yer almaya devam etmesi, Başkan Bushundan Riceına kadar yönetimin her kademesinin her seferinde en mahcup tavırlarla "biz şikayetlerinizi ciddiye alıyoruz, gereken yapılacaktır" diye başlayıp işi Irak hükümetine havale etmeleri de bu siyasi duruşun uzantısı değil mi zaten?
ABD uzun vadeli planları açısından Kürt kartını elinde tutmaya devam edecek. Amerikan gölgesinde var olmanın dışında başka alternatif geliştirebilen Kürt örgütlenmeleri ortaya çıkmadıkça da Kürtler adına dizginleri Washingtonda olan örgütler konuşacak.
PKK ile mücadele esas olarak bizim meselemiz ve mücadele alanı da Türkiye.
Bu sorunu sınır ötesine fikslemek, sorumluluğu da başkalarına yüklemek sonucu değiştirecek bir yaklaşım değil.
Bu haber 239 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle