En Sıcak Konular

'Türkiye'de nükleer santral zorunlu oldu'

21 Temmuz 2007 12:10 tsi
'Türkiye'de nükleer santral zorunlu oldu' Ankara Ticaret Odasının (ATO) hazırladığı ''Nükleer Enerjide Acil Durum'' konulu raporda, Türkiye için nükleer santralın tercih değil, zorunluluk haline geldiği öne sürüldü.

ATO'nun Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK), Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı verilerinden yararlanarak hazırladığı rapora göre, 2007 Mart ayı itibariyle, dünyada 31 ülkede ticari olarak işletilmekte olan 435 nükleer santral bulunuyor.

Hindistan'da 7, Rusya'da 5, Çin'de 5, Bulgaristan'da 2, Tayvan'da 2, Ukrayna'da 2, Arjantin, Finlandiya, İran, Japonya, Kore, Pakistan ve Romanya'da birer adet olmak üzere toplam 30 nükleer santral inşaatı da devam ediyor.

Dünyada işletilmekte olan nükleer santrallerin toplam kapasitesi 368 bin 744 MWe (megavat elektrik gücü). Nükleer enerji, dünya elektrik talebinin yaklaşık yüzde 16'sını karşılıyor. Bir başka ifade ile dünya üzerinde her 6 ampulden biri nükleer enerji ile yanıyor.

Nükleer santral sayısında, ABD başı çekiyor. 103 nükleer santrali bulunan ABD'yi 59 santral ile Fransa izliyor. 55 santral ile Japonya üçüncü, 31 santral ile Rusya dördüncü sırada bulunuyor.

Türkiye'de ise 5 MW ve 250 KW gücünde iki adet araştırma reaktörü bulunuyor. İlkini TAEK ile Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi, ikincisini ise İstanbul Teknik Üniversitesi Enerji Enstitüsü işletiyor.

-FRANSA'DA ELEKTRİĞİN YÜZDE 78,5'İ NÜKLEERDEN-

2005 yılı rakamlarına göre, nükleer santral bulunan ülkelerde nükleer enerjinin elektrik üretimi içindeki payı, Fransa'da yüzde 78,5, Litvanya'da yüzde 69,6, Slovakya'da yüzde 56,1, Belçika'da yüzde 55,6, Ukrayna'da ise yüzde 48,5.

Diğer bazı ülkelerde nükleer enerjinin elektrik üretimi içindeki payı şöyle:

''İsveç'te yüzde 44,9, Kore'de yüzde 44,7, Bulgaristan'da yüzde 44,1, Ermenistan'da yüzde 42,7, Slovenya'da yüzde 42,4, Macaristan'da yüzde 37,2, Finlandiya'da yüzde 32,9, İsviçre'de yüzde 32,1, Almanya'da yüzde 31,1, Çek Cumhuriyeti'nde yüzde 30,5, Japonya'da yüzde 29,3, İngiltere'de yüzde 19,9, İspanya'da yüzde 19,6, ABD'de yüzde 19,3, Rusya'da yüzde 15,8, Kanada'da yüzde 14,6, Romanya'da yüzde 8,6, Arjantin'de yüzde 6,9, Güney Afrika'da yüzde 5,5, Meksika'da yüzde 5, Hollanda'da yüzde 3,9, Hindistan ve Pakistan'da yüzde 2,8, Brezilya'da yüzde 2,5 ve Çin'de yüzde 2.''

Fransa, toplam elektrik üretiminin yüzde 78,5'ini nükleer enerjiden sağlarken, aynı zamanda nükleer enerjiye dayalı bir enerji ihracatçısı konumuna geldi.

-TÜRKİYE'NİN ÇEVRESİ NÜKLEER SANTRALLERLE DOLU-

Çernobil nükleer santral kazasının da etkisiyle Türkiye'de bazı çevreler nükleer santral yapımına karşı çıkıyor. Oysa, Türkiye'nin etrafı nükleer santraller ile çevrili. Türkiye'ye 16 kilometre uzaklıktaki sınır komşusu Ermenistan'da, Uluslararası Atom Enerji Ajansı'nın standartlarına göre güvenlik açısından son sırayı alan Metsamor Nükleer Santrali bulunuyor.

Bir diğer sınır komşusu Bulgaristan'da ise 2 adet nükleer santral faaliyet gösteriyor. Bulgaristan'da 2 adet, İran'da ise 1 adet nükleer santral yapımı sürüyor.

-TÜRKİYE'DE 9 BİN TON URANYUM, 380 BİN TON TORYUM REZERVİ VAR-

Nükleer santrallerde ağırlıklı olarak uranyum kullanılıyor. Türkiye'nin 9 bin ton uranyum rezervi bulunuyor. Nükleer hammadde kaynaklarına sahip bölgelerin başında İç Anadolu ve Ege geliyor. Özellikle Manisa-Salihli, Yozgat-Sorgun, Uşak-Fakıllı, Aydın-Demirtepe ve Küçükçavdar sahaları uranyum açısından zengin.

Öte yandan Türkiye, dünyanın ikinci büyük toryum rezervine sahip. Türkiye'nin toplam 380 bin tonluk toryumu bulunuyor. Ekonomik olup olmadığı bugün için sorgulansa bile uranyum ve toryum kaynaklarımızın varlığı gelecekte nükleer enerji kullanımında Türkiye için bir güvence oluşturuyor.

-TERCİH DEĞİL ZORUNLULUK-

2006 yılında tüketilen 175,8 milyar kwh elektriğin yüzde 44'ü doğal gazdan, yüzde 25,11'i sudan, yüzde 18,37'si linyitten, yüzde 7,96'sı taş kömüründen, yüzde 3,04'ü fuel oil'den elde edildi. Bir başka ifadeyle 2006'da elektriğin yüzde 46,6'sı yerli, yüzde 53,4'ü ithal kaynaklardan üretildi.

Elektrik talebi yılda ortalama yüzde 8 artan Türkiye, her yıl 12-13 milyar kilovat saatlik elektrik üretimine ihtiyaç duyuyor. Önümüzdeki 15 yıl içinde sadece elektriğe 130 milyar dolarlık yatırım yapılması gerekiyor.

Doğal gazın vanasını büyük ölçüde Rusya elinde tutuyor. Türkiye, 2006 yılında 30,8 milyar metreküp doğal gaz tüketirken, bunun 19,5 milyar metreküpünü (yüzde 64) Rusya'dan, 5,7 milyar metreküpünü İran'dan, 4,2 milyar metreküpünü Cezayir'den, 1,1 milyar metreküpünü Nijerya'dan aldı. Türkiye'de 6,4 milyar metreküplük üretilebilir doğal gaz rezervi bulunurken, 900 bin metreküpü 2006 yılında olmak üzere bugüne kadar toplam 1 milyar metreküp doğal gaz üretildi. 2007 yılında ise 1 milyar 161 milyon metreküp doğal gaz çıkarılması hedefleniyor.

Türkiye enerjide yüzde 70 oranında dışa bağımlı. 2006 yılında enerji ihtiyacını karşılamak için, 28,5 milyon ton petrol, 27,4 milyon ton petrol eşdeğeri doğal gaz, 28,8 milyon ton petrol eşdeğeri kömür ve 9,9 milyon ton petrol eşdeğeri su kullandı.

Rapora göre, Türkiye'nin yüzde 70 oranında dışa bağımlılığı da dikkate alındığında nükleer santral kurmak, tercih değil zorunluluk haline gelmiş bulunuyor.

-NÜKLEER ENERJİDE SON DURUM-

5654 sayılı Nükleer Güç Santrallerinin Kurulması ve İşletilmesi İle Enerji Satışına İlişkin Yasa Çankaya Köşkü'nden geri döndü. Yasanın üç maddesini veto eden Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, nükleer santral kurulmasına vize veriyor ancak santrali kuracak şirketin yapısı ve denetimine itiraz ediyor.

Türkiye'de nükleer santral yapımıyla Koç, Sabancı, Ciner, Doğuş, Zorlu, Ak Enerji, Tefken, Çalık ve Akkök gibi büyük holdinglerin de içinde bulunduğu 18 yerli grup ilgileniyor. Santral yapımıyla ilgilenen firmalar yasanın çıkmasını bekliyor.

Türkiye, 2020 yılına kadar Sinop ve Akkuyu'da 5 bin megavatlık santral kurmayı hedefliyor. Firmaların tekliflerinin 15 yıl boyunca en ucuz elektriği nasıl tedarik edecekleri kriterine göre alınacağı, özel sektörden uygun teklif gelmemesi durumunda nükleer santrali devletin yapacağı belirtiliyor.

Türkiye bugün nükleer santral kurmaya karar verse bile bu santral ancak 9-10 sene sonra üretime girebilecek. Vakit kaybedilmesi halinde nükleer reaktör verecek ülke bulamama gibi bir durum da bulunuyor.

-ATO BAŞKANI AYGÜN-

ATO Başkanı Sinan Aygün, dünyada nükleer santrallerden ticari olarak elektrik üretiminin 1950'li yıllarda başladığını hatırlatarak, Türkiye'nin nükleer enerji konusunda ''Çernobil sendromu'' yaşadığını ve kısır tartışmalarla vakit kaybettiğini iddia etti.

Aygün, şunları kaydetti:

''Çernobil sendromu yüzünden nükleer santral kuramadık. Dünya 60 yıl önce nükleer enerjiye yüzünü dönerken, biz sırtımızı döndük. Bugün en yakınımızdaki ülkelerde nükleer santraller bulunuyor. Ayrıca etrafımızda, 2 bine yakın yüzer-gezer nükleer santral var, nükleer denizaltılar var. Gerekli önemler alındığında nükleer enerji güvenli bir enerji türüdür. Türkiye ciddi bir enerji dar boğazı ile karşı karşıya, Önümüzde iki seçenek var. Ya karanlık ya nükleer santral.''

Düşük oranda zenginleştirilmiş 30 ton uranyum ya da 160 ton doğal uranyumun, 1000 MWe gücünde bir nükleer santralin 1 yıllık enerji üretimini karşılayabildiğine işaret eden Aygün, bunun birkaç kamyonun taşıyabileceği kadar küçük bir yük olduğunu söyledi.

Nükleer santralin küresel ısınmaya karşı da en güçlü önlem olduğunu belirten Aygün, nükleer enerjinin, kömür ve doğal gaz gibi fosil yakıtlı santrallerin neden olduğu sera gazı salınımının belli bir sınırda tutulmasını sağladığını ifade etti. Aygün, nükleer enerjiden elektrik üretiminin, Türkiye ekonomisinin uzun dönemde, elektrik enerjisi üretimindeki fiyat dalgalanmalarından daha az etkilenmesini sağlayacağını da sözlerine ekledi.
 
Zaman



Bu haber 464 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,456 µs