İlhan Selçuk'a olanlar...

21 Temmuz 2007 11:07 tsi
"İlhan Selçuk kendi yazdıklarını okumuyor mu acaba, yoksa ben yıllardır İlhan Selçuk diye bir başkasının yazılarını mı okuyup duruyorum?" Bu sözler Taha Kıvanç'a ait... İşte Kıvnaç'ın Selçuku eleştirdiği o yazı...

Taha Kıvanç'ın yazısı:

İlhan Selçuk'a olanlar
İlhan Selçuk kendi yazdıklarını okumuyor mu acaba, yoksa ben yıllardır İlhan Selçuk diye bir başkasının yazılarını mı okuyup duruyorum?

MHP'yi Cumhuriyet okurları gözünde sempatik göstermek için katlandığı zahmeti eleştirenlere cevap verirken, İlhan Bey, yazılarında kendisinden bahsetme âdeti olmadığı iddiasıyla söze giriyor. Şöyle: “Yazılarımda ancak kırk yılda bir kullandığım bir sözcük var.. / Nedir o?.. / Ben..”

Oysa bazen 'biz' biçimine soksa da çoğu kere kendisini öne sürerek girer yazılarına İlhan Selçuk… Tipik bir 'okuma parçası' sunayım isterseniz: “Türkiye'nin bugünkü hal-i pür melâline baktıkça keyiflenemiyorum... / Söylediklerimiz doğru çıktı.. / Haklı çıktık.. / Ve haklı çıktım.. / Ne yapmalı? / Yazar olarak bunca yıldır yazdıklarımızın haklılığı sergilendi ve kanıtlandı diye doğrularımızın tadını mı çıkaralım?.. / Keyifle geğirelim mi?.. / - Gaarrç... / Yoksa hüzünlenelim mi?.. / Bu gidişle Türkiye'nin sonu çıkmaza saplanır dedik, haklı çıktık!..” (Eyvah!.. Haklı çıktık.., 5 Aralık 2006).

Neyse, konumuz bu değil.

Konumuz çok daha ciddi. Artık iyice ünlenen “Ben lâik Atatürk Cumhuriyeti'nin 'varoluşu' ve 'bütünlüğü' için, dün bana işkence etmiş olanlarla bugün el ele vermeyi yurtseverliğin doğal ve sade gereği sayıyorum” tezini işleyen yazısıyla İlhan Selçuk tarihimizin en ilginç 'dönüşünü' gerçekleştirdi. Daha da önemlisi şu: Cumhuriyet'in takındığı yeni tavırla birlikte CHP oylarından MHP'ye doğru bir akış başladı. Deniz Baykal'a rağmen CHP'ye oy vermeyi düşünen muhalif CHP'liler, “MHP de bizden” işaretiyle rahatladılar...

Neredeyse saati saatine kamuoyu yoklamalarını izlediğim için n'olur bana güvenin: Son on gün içerisinde CHP'den MHP'ye kaçış oranı yüzde 5'e yakın... MHP yönetimi bu gerçeğin fena halde farkında... MHP genel başkan yardımcısı Mehmet Şandır, gazetecilerle bir araya gelerek, İlhan Selçuk'a şükranlarını sunma ihtiyacı bile duydu: “İlhan Selçuk kendisine ulusalcı falan diyor da, milli bir adamdır. (..) Samimi inanmış bir Kuva-yı Milliyecidir. Bugün ülkemizin içinde bulunduğu durumun milli mücadele döneminden farklı olmadığını görüyor; çözümün siyasette, ayrıca MiHP siyasetiyle duruma çözüm olacağını görüyor. Samimi aydın sorumluluğunda, dürüstlüğünde, samimi görüşlerini ifade ediyor. Yoksa bize oy vereceğini zannetmiyorum.”

“İşkencecilerim” sözcüğüne itiraz beklesem de MHP'nin İlhan Bey'i takdiri veya Altemur Kılıç gibilerin ona destek çıkması benim için hiç şaşırtıcı değil; beni çok şaşırtan solun bu tavır karşısında sergilediği derin sessizlik oldu. Yıllarca Cumhuriyet gazetesi alan, İlhan Selçuk okuyarak güne başlayan 'sol' kesim, 1971 ve 1980 öncesinde çok kan dökülen dönemleri bütünüyle unutmuş olabilir mi?

Bugüne benzer bir durumu 1995'te o zaman Cumhuriyet'te yayın koordinatörü görevini yürüten kişiyle çıktığım televizyon tartışması sonrasında da yaşamıştım. Onun programdaki sefil durumuna ben düşmüş olsaydım, ertesi gün üzerim çizilir, kimseler tarafından okunmaz hale gelirdim. Programda 'lâik' sözcüğünü bile doğru telâffuz edemeyen, küfür ve bühtanlarla üste çıkmaya çalışan zavallı 'koordinatör' bugün de sütun işgal ediyor Cumhuriyet'te…

İlhan Bey'in “İşkencecilerimle el ele, milli cephede” yaklaşımına kimse itiraz etmedi değil. Cumhuriyet'i içeriden bilen Ragıp Duran bianet'te “İlhan Selçuk hiçbir zaman solcu değildi ki dönek olsun” anlamını taşıyan bir yazı yazdı. İyi bir Cumhuriyet gazetesi ve İlhan Selçuk analizi bir yazı bu... Ragıp Duran uzunca yazısını şu satırlarla bitirmiş: “O uzlaştıkları sadece İlhan Selçuk'a işkence yapmadı. / O anlayış, belki de yüzyıllardır, Spartaküs'den Pir Sultan'a, Jean Jaures'den Victor Jara'ya binlerce insanı katletti. Varsın İlhan Selçuk kendi işkencecileriyle kucaklaşsın, sol gelenek ne işkenceyle ne de faşizmle uzlaşabilir.”

Bir de Hale Özgür Kıyıcı'nın feryadı duyuldu İlhan Selçuk'un yazısına tepki olarak.

Sol bir çevreden gelen, annesi önemli örgütlerde görevler üstlenmiş, kardeşini (Taylan Özgür) sol-sağ çatışmalarında kaybetmiş, kendisi de hâmileyken işkencehanelerden geçmiş Hale Kıyıcı'nın feryadını bütünüyle okumanızı isterdim.

Yazının girişini burada sunabiliyorum ancak: “Size neler oldu diye bir soru sormayı düşünmüyorum. Zira siz 1991 yılından itibaren başka biri oldunuz. Yoksa gerçek yapınız bu idi de ben mi sizi yanlış algıladım? 40 yıl öncesinden başlayarak size verilen önemi, bu kadar mı yok sayarak o yazıyı yazdınız. / 'Ben işkencecilerimi affettim.' / Bu kadar kişisel yani İlhan Selçuk'a yapılan!” İlhan Selçuk'a neler olduğunu bir gün öğreniriz elbet...

Yenişafak

Bu haber 535 defa okundu.