En Sıcak Konular
İsrail'de kim kazanacak?
15 Kasım 2012 14:39 tsi
Onlar görevden ayrılalı çok mu oldu?. Emin misiniz?.. iyibilgi özel
Barack Obama’nın Ortadoğu sorunlarının çözümüne ilişkin olarak, daha farklı bir İsrail politikası izlediğine şüphe yok. Bu politika veya plan, bir yandan İsrail’in ABD’den alıştığı desteği bulamamasına bir yandan da bölgenin sözü geçen ülkeleriyle arasının “daraltılmasına” dayanıyor.
Aslında Obama’nın ikinci kez ABD Başkanı olup-olmayacağına ilişkin heyecanlı tartışma ve beklentinin sebebi de buydu. Hem İsrail hem de ABD planına angaje olmuş ülkeler biraz da bu nedenle Washington’a kimin oturacağını yakından izlediler.
Fakat pek bilinmeyen, söylenmeyen şu: Obama yönetimindeki İsrail’e yönelik Amerikan dış politikasının “orijinal” olmadığı. Kopya manasında değil ama bir sürekliliği ifade etmek anlamında!
1968-1972 yılları arasında ABD Başkanı Nixon, Dışişleri Bakanı William Rogerst’tı. O günlerin konjonktürü hayli karışıktı.
Kennedy öldürüldükten sonra yerine hayli İsrail yanlısı bilinen Lyndon Johnson yerine geçmiş. Nixon bu figürü yenerek seçilmişti. İsrail Ortadoğu’da istediği gibi at koşturuyordu, Altı Gün Savaşları ile geniş bir Arap toprağı işgal etmişti.
Üstelik uluslararası camianın resmi “çekil” ikazlarını da hiç umursamıyordu. Kaldı ki Johnson yönetimi kapı gibi arkasında duruyordu.
İşte bu ortamda Rogers bir plan geliştirdi; ABD, İsrail ile ilgili konularda tarafsızlaşacaktı. İsrail’in kendi bakış açısından karşı-karşıya olduğu sorunlar “tarafsız bir ABD”yi kaldıramayacağından, işgal ettiği topraklardan çekilecek ve uzlaşma yolları arayacaktı.
Fakat unutulan şu oldu; Nixon’un Ulusal Güvenlik Danışma Henry Kissinger! Detaylara çok girmeden söylemek gerekirse Kissinger bu planı engelledi. Ancak çok ciddi ayrışmalar yaşandı Beyaz Saray’da ve Amerikan hükümetinde. Güvenlikle ilgili bir seri ayak oyunu, koltuk kavgası, skandal yaşandı.
Zaten Nixon’un nasıl gittiği de anımsandığında sürecin kaosu daha iyi hatırlanabilir. Fakat en ilginci şu olsa gerek: Nixon yönetimi İsrail planını terk ederken ilgisi Kissinger’ın da katkılarıyla başka bir yöne, bütün ağırlığıyla Çin ve Vietnam’a, yani Pasifik’e kaydı...
İşte onun için Kissinger ve Rogers’ın gölgesi hala Beyaz Saray’ın üzerinde dolanıyor diyebiliriz...
Bu haber 3,014 defa okundu.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle