Siyasetin kutsal sayısı 276: Ya olmazsa?

18 Temmuz 2007 14:44 tsi
AKP’nin koalisyona muhtaç hale gelmesi, diğer partilerin koalisyon ihtimallerinden çok daha büyük sıkıntıları partiye getirecek! Ve ‘matematik’ olarak bu ihtimal bulunuyor. Bu halde 276 tüm partiler için kutsal rakama dönüşüyor. Ama daha

Kamuoyu yoklamaları veya siyasi gözlemciler ne söylerse söylesin, “kağıt üzerinde” tüm partilerin TBMM’ye girerek birinci parti olma veya koalisyonla dahi olsa hükümet etme şansı bulunuyor.

Bu elbette ideal tanım. Seçim meydanlarında ne söylerlerse söylesinder, siyasi liderler de kadroları da 22 Temmuz sandığından kendi paylarına ne düşebileceğini aslında oz çok kestirebiliyorlar.

Kestirilemeyen ise hükümet. Hükümet demek 276 demek! Yani TBMM’deki vekil sayısının yarısından bir fazlası! Bunu bulan “iktidarı” buluyor. Tek başına ya da çok başına!

Bugün için genel tablo bu rakama en yakın aday olarak AKP’yi gösteriyor. O da olmazsa kaolisyonu. AKP-CHP, MHP-CHP, AKP-MHP, AKP-Bağımsızlar vs. Hedef 276!

Peki kimse 276’yı bulamazsa?

Bu elbette ilginç bir durum ama çok da mümkün. Yani “bir ihtimal de o” ama çok zayıf bir ihtimal de sayılmaz. Örnek mi? AKP: 270, CHP: 150, MHP; 100, Bağımsızlar: 30! Ve akla gelebileek tüm türevleri!

Benzer durum Türkiye’de sık yaşanmış bulunuyor. Kaolisyon dönemi tüm birleşme ve ittifakların temeli bu. Yani olağan bile sayılmalı.

Ancak bu halde hükümet kurulsun kurulmasın, nelerin değişeceğine hatta kılpayı hükümet sayısını yakalayaak bir partinin başına neler gelebileceğine bakmak lazım.

Bugünkü örneklemi sürdürürsek, barajı aşan her parti AKP'nin TBMM’deki temsil alanını daraltacak. 2002 seçimlerinden çok daha fazla oy alıp, örneğin zok söylenen yüzde 40 rakamını bile bulup, iktidarı yakalayamama ihtimali mevcut.

Risk nedir?

AKP’liler için böylesi bir risk şu an algılanmıyor. Zaten Başbakan Erdoğan’ın 34.4’lük önceki karneyi baz alarak, bunun aşılmaması halinde siyasi hayatını “check” edeceğini söylemesi bu güvenin nedeni.

Daha yüksek rakamlar verenler de olmasına rağmen AKP kurmayları açısından 276’yı bulmak zor olmayacak. Ama kendileri de sandalye sayısının bu rakamın etrafında dönüp durduğunun farkında.

Yani AKP belki 290-300 vekil çıkaracak ama AKP’yi birinci parti gösteren ve sandalyelerin muhtemel dağılımını gösteren çalışmalar genellikle bu kutsal rakamın etrafında dolaşıyor. Yani “emin” olmak için erken deniyor.

Peki bu halde ne olur? Yani rakamın 277 veya az üstü biçiminde oluşması durumunda. Bu hükümet sayısı ama oldukça “netameli” bir rakam. Yani dış etkilere son derece açık olduğunu gibi ölüm veya istifa halleri için son derece riskli.

Bu halde örneğin 278 vekili olan AKP’den bir istifa geldiğinde borsa veya farklı verilerin durumu ne olur? Kısaca “pamuk ipliği” teorisi iktidar partileri için sıkıntılı bir durum.

Serumla yaşamak!

Aynı halde TBMM içi politika da değişiklik gösterecektir. Meclis’teki dominan muhalefete dönüşecek CHP ve MHP’nin karşısında AKP, “alıştığı” gibi rahat davranamayacak. Hele Anayasa değişiklikleri gibi hayli çoğunluk isteyen durumlarda AKP tamamen bağımlı hale dönüşecek.

Bu bakış her vekil için de anlamlı bir değişim demek. Fazla fazla vekile sahip iktidarların, milletvekillerinin bazı “istek ve kaprisleri”ni çekmek konusunda isteksiz oldukları bilinir. Ancak bu senaryo yaşam bulursa, AKP için her vekil altın değerinde olacak.

Bu işleri ne kadar kolaylaştırır ne kadar zorlaştırır ayrı bir mesele ama. AKP iktidarının ilk üç yılında Başbakan’a bir kez bile ulaşamayan çok sayıda vekil olduğu anımsanmalı!

Az altında?

Bu 276’nın az üstü senaryosunun bir de “az altı” tarafı, yani madalyonun diğer yüzü var. AKP’nin bu rakamın altında vekil çıkarması durumunda, diyelim 273, beklendik koalisyon senaryolarının işlemeyeceği düşünülmeli!

Herşeyden önce AKP sadece 3-4 vekil yüzünden (!), aylardır “birbirine girdiği” CHP ve MHP’nin bir seri “dayatmasına” katlanır mı?

Muhtemelen böylesi bir durumda bu partiler “sayının önemsiz olduğu, iktidar kurulduğunu, bu yüzden “katkı kadar” değil daha fazla bakanla temsil edilmeleri gerektiğini dillendireceklerdir.

Yaşanacak sayısız pazarlık ve polemiğin hesabını tutmak imkansız hale gelecek, politik gerginlik tırmanacaktır. Açaba bu halde AKP, herkesin “bulaşıcı bir hastalık” varmışcasına uzak durduğu DTP kökenli bağımsızlara imkan yaratır mı?

Bu zayıf senaryo için farklı formüller üretilebilir. Ama reaksiyon çekeceği, AKP’nin “bizzat” içinden zaten az olan vekil sayısının artan istifalarla iyice düşebileceği kestirmesi yapılmalı.

Böylesi bir durumda AKP yönetimi bağımsızların “dışarıdan” hükümetin eksiğini tamamlaması formülünü düşünebilirler! Ancak bu formül de hem muhalefete hem de AKP içine tatminkar gelmeyeceği gibi, sanki bağımsızlarla koalisyon kurulmuş reaksiyonunu yaratacaktır.

Hele ki bağımsızlara bakanlık verilmesi durumunda. Denebilir ki AKP için sandıktan çıkacak sonuç 10 milletvekilinde kalsa bu durumdan daha iyi. Bu yüzden  AKP Genel Merkezi’nin şu sıralar tek duası, “bekledikleri” gibi 276’yı hayli aşan bir orana ulaşmak.

Çünkü aksi hâl, “diğer partilerin koalisyon ihtimallerinden çok daha fazla” sıkıntı, hayır, büyük sıkıntı yaratacak!

www.iyibilgi.com

Bu haber 736 defa okundu.