Boş meydana 3 saat konuştu!

18 Temmuz 2007 13:30 tsi
Amasya'da ilginç bir adaylık öyküsü ortaya çıktı. Milletvekili adayı kendi çabalarıyla düzenlediği mitinge ailesiyle beraber 20 kişi geldi. Üç saat boyunca boş meydana konuşan adayın babası mitingden sonra bakın neler söyledi?

 

Amasya Bağımsız Milletvekili Adayı Nurullah Çolak, ikinci mitinginde de boş meydana konuştu. Çolak'ı ailesi dışında bir kaç kişi dinledi.

Yavuz Selim Meydanı'ndaki miting öncesinde hazırlıklarını tek başına yapan bağımsız milletvekili adayı Nurullah Çolak, kısa bir süre yağmurun dinmesini basın mensupları ile şemsiyenin altında girerek bekledi.

Çolak, kendisini takip eden basın mensupları ve polislere meyve suyu ikram etmeyi de ihmal etmedi. Yağmurun ardından boş meydanda konuşmasına başlayan Nurullah Çolak, daha sonda bazı meraklı vatandaşlara kendisini dinlettirdi. Ailesi ile birlikte toplam 20 kişilik bir gruba hitap eden Nurullah Çolak'ın mitingine 50 civarında polis memuru görev yaptı.

Mitinge tek başına hazırlanmaktan mutlu olduğunu ifade eden Nurullah Çolak, "Ben vatandaşa bir şekilde ulaşırım, vatandaşın bana, vekil adayına ulaşması gerek. Bugün hava yağmurlu, güneşli olsaydı daha güzel olurdu. Önemli olan millet benim televizyonlarda görüşlerimi dinlesin. Önemli olan fikirlerdir" dedi. Oğluna sonuna kadar destek vereceğini açıklayan baba Saadettin Çolak da, "Her hususta destekçisiyim, ona güveniyorum, bu işi layıkıyla yapacağına inanıyorum" diye konuştu.

Evli, 2 çocuk babası ve metalürji mühendisi olan Nurullah Çolak, milletvekilliğini kazanamaması durumunda yaptığı iş olan pazarcılığa yeniden döneceğini belirtti.

Çolak konuşmasında şunları söyledi: "Vekaletinize talibim,oy istenecek bir şey değil, oy istenmez, oy bir haktır. Kişisel bir haktır ancak verilir istenirse verilir. Kafada yoğrulur, doğruya oy verilir. Oy istenecek bir şey değildir. 1938'den beridir TBMM'deki siyasiler, Türk milletini birbirinden ayırmak için,birbirleriyle adeta yarış içine girmişlerdir. Hiçbir zaman amaçları,milletin yaşam kalitesini yükseltmek olmamıştır. Hiçbir zaman Cumhuriyeti geliştirmek diye bir amaçları olmamıştır.

1938’den beridir,Ankara’da saltanat yarışına girmişlerdir. Düşüncelerinden ve uygulamalarından gördüğüm odur ki,Ankara’yı incelediğimde görüyorum ki Devletin kurumlarında,makam saltanatları,makam aracı saltanatı,makam şoförü saltanatı büyük boyutlardadır. Sorun çözmek isteyen,zaten böyle kişileri,bu çıkarın,bu çarkın altında barındırmak istemezler. Bu durum,sadece mecliste değil,pek çok Ankara Devlet kurumların’da da böyle çalışır.Saygıdeğer Türk Milleti,Türkiye’nin ve Amasya’nın sorunları çoğunluka ortaktır.Türkiye’de ki sorunları,sizler gayet iyi biliyorsunuz.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti,kendi Askeri sanayii ni neden kurmaz? Neden Askeri uçaklar,askeri Helikopterler,savunma ihtiyaçları yurtdışından alınır? Bağımsızlığımız nerede? Neden yurtdışına bağımlı bırakıldık. Neden İthalat çok daha fazla? Bunların cevabı çok kolay. Çünkü 1938 den beridir, zihniyetler aynı. Ankara Devlet kurumlarından birçoğu babadan oğula kalan yönetim kadrosu ile yönetilmekte.

Torpiller,adam kayırmacılık,eş, dost,akraba ziyareti,bu çözümsüzlüğün sebebidir. Borç yiğidin kamçısıdır,Türkiye Cumhuriyetine kamçı vurduran zihniyetler ve mirasçıları halen siyasetin içindedirler. Saygıdeğer Türk milleti, Atatürk’ün bir sözünü okumak istiyorum. Avrupa’nın ilerlemesine,yükselmesine ve medenileşmesine karşılık, Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlanadurmuştur. Milleti sağcı,solcu diye ikiye ayırdılar ve taraf yarattılar. Milleti dindar,dindar olmayan ve laik,anti laik diye ikiye dörde ayırdılar. Milleti rejim elden gidiyor diye Cumhuriyetçi,Cumhuriyet karşıtı diye ikiye ayırmak istediler."

Oğlunun konuşması sırasında duygularını dile getiren Baba ise Mitinge ilginin olmamasını sorun yapmadığını ve Seçimler için ümitli olduğunu söyledi.

Amasya Gazetesi
 

Bu haber 447 defa okundu.