En Sıcak Konular

Sen de mi Hillary?

17 Temmuz 2007 22:15 tsi
Sen de mi Hillary? ABD'deki başkanlık yarışı öncesi son viraja giriliyor. Demokratların lideri kim olacak. Clinton mu Obama mı? Seçimleri demokratlar kazanacak gibi görünüyor ancak Hillary'nin başkanlığı Bush'u aratmayabilir. Financial Times "o bir neocon mu" diye sord

“Bilirsiniz, insanlara ‘Amerikanın bugünkü hedefi konusunda ne düşünüyorsunuz?’ diye sorduğumda, insanların bir fikri yok. Biz neyi başarmaya çalıştığımızı bilmiyoruz. Ve bir ülkede ya da bir hayatta bazı amaçlara sahip olmak gerektiğini düşünüyorum” ( Senatör Hillary Clinton, MSNBC, 11 Mayıs 2007)

Yukarıda formüle edildiği gibi Senatör Hillary Clinton’ın dünya görüşü, Amerikanın kurucularının dünya görüşü ile açıkça çelişiyor. Tıpkı bireyler gibi, Amerikan ulusunun da ‘hedefleri’ vardır gibi bir düşünce onlara tamamen yabancı. Onlara göre hükümetin üstlenmesi gereken, hayata karşı ‘apaçık’ haklarımızı, özgürlüğümüzü ve mutluluğumuzu korumak olmalıdır. Birey önceliğine yapılan bu vurgu, gerçek Amerikan ‘istisnacılığının’ temelidir.

Ulusal hedefler, bir noktada toplanmış ulusal siyasi güç için edebi sözcüklerdir.  “Eski dünya”  tamamen hedefleri olan uluslarla doludur ve bu hedeflerin neredeyse hepsi zararlıydı.  Ulusal hedefler kavramı, ‘Amerikalı değil’ kelimesinden daha fazla Amerika’ya ait değil. Ancak Bayan Clinton geçtiğimiz günlerde ki New Hamshire’daki kampanya konuşmasında “toplumun mülkiyeti” yerine “‘hepimiz toplumun içindeyiz’i tercih edin” sözlerini kullanarak ‘ulusal hedefler’ kavramı desteklemeye ısrarla devam ediyor. Clinton sürekli Amerikalıların ‘kendilerinden daha büyük bir şeyin parçası’ olmak istedikleri fikrini dile getiriyor.

Clinton, bu konuda alışılmamış bir müttefike sahip. Bugün Amerika’da ulusal hedeflerin eksikliği konusunda Clinton’un asabiyetini paylaşan diğer bir siyasi güç Neoconsertavism’dir.

Neoconlar bunu “ulusal azamet” olarak adlandırıyorlar. Neoconların teorisyeni Bill Kristol ve Robert Kagan, başkan George W. Bush’un isteğinin ‘Ulusal azametin zaruri parçasının’ bir tanımı olan “Bütün dünyada her neresi gerekiyorsa çarpışmak” olduğunu söylüyorlar.

Belki de ‘ulusal azameti’ en açık şekilde savunan New York Times köşe yazarı David Brooks. Brooks, Weekly Standart’taki bir yazısında yumruğunu sıkarak, “Amerikalılar her konuda ulusal azamet arayışlarını boşa çıkarıyor” diyor. Peki, Brooks amacı nasıl tanımlıyor olabilir?  Diyor ki, “Bireysel hırs ve irade, ulusal azamet hedefine doğru yönlendiriliyor ve ulusu azametli yaparak ile bireyler kendi küçük endişelerini daha büyük olan ulusal projeyle birleştirebiliyorlar. Brooks, ‘En nihayetinde, Amerikan gayesi, sesini sadece Washington’da duyabiliyor” diyor.

Clinton gelecekte Brooks’u başkan yardımcısı yapmasa bile, kendi ruh arkadaşını bulmuş görünüyor.

Clinton’un neocon bağlantısından daha fazlası var. Clinton’un neoconlarla paylaştığı rasgele ilişki kurmak gibi bir özelliği var, iki tarafta federal hükümeti sanki üzerinde anayasal bir sınır yokmuş gibi kullanıyor. Neoconların bizi Irak savaşının içine itmedeki yüksek politik profili, iç politikada devamlı surette gayretle federal inisiyatif istemeleri sık sık gözden kaçırılıyor

ABD’nin “Hiçbir Çocuk Arkada Kalmasın’ dublajlı eğitimi devralması bir neocon planı. Bu inanç temelli inisiyatiflerin yerel dini organizasyonlar tarafından fonlanması bu yüzdendir. Geçtiğimiz günlerde Brooks, Başkan adaylarından, “Gelişen bir aile komitesi oluşturulmasını ve ekonomistleri, dini aktivistleri ve psikologları bir odada toplayarak güçlük çeken aileler üzerindeki baskıyı nasıl azaltacağını bulmalarını” istedi. Brooks’un bu isteği,  Katrina Kasırgası’nın New Orleans’ta küçük bir problem yarattığını üç gün sonra farkına varan bir hükümetin durumuna benziyor.

Clinton “ It Takes a Village” adlı çocuk yetiştirmeyle ilgili kitabında hükümetin bebek bakımıyla ile ilgili olanların, doktor ofislerinde, kliniklerde, hastanelerde, sürücü kurslarında ve insanların bir araya gelip beklediği bütün yerlerde sürekli gösterilecek videoları desteklemesi gerektiğini öne sürüyor. Sanki 1984 yılının gölgesi gibi...

Yayılan hükümet her zaman ortak ve ulusal amaçlar için bireyleri kolektif, ulusal hedefler için disipline eden bir proje olacaktır. Kurucular, bu tehlikenin tamamen farkında oldukları için bize madde madde bir anayasayı ve bu yüzden sınırlı gücü bıraktılar. Tıpkı Thomas Jefferson’un açıkça ifade ettiği gibi; “Ben, anayasayı ‘Tüm güçler anayasayla ABD dışında kimseye delege edilmemiştir ve ne de devlet tarafından yasaklanmamıştır. Güçlerin devlete ya da halka rezerve edildiği bir zemin üzerine kurulduğunu düşünüyorum”. Kongre güçlerinin çerçevesinin dışında bir adım atmak, hiç bir tanımı olmayan güçlerin sınırsız alanına sahip olmak gibidir.

Clinton o sınırsız alana sahip olma amacıyla neoconların kaçınılmaz yolunu takip etme tehlikesini içinde görünüyor.

(FT, 10 Temmuz 2007, Is hillary clinton a neocon?)

Çeviri: Ekopolitik.org



Bu haber 484 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,381 µs