En Sıcak Konular

Çağlayan: AKP'nin 2. bölgedeki oyu yüzde 55'in üzerinde

16 Temmuz 2007 15:29 tsi
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı ve AK Parti Ankara 2. bölge milletvekili adayı Zafer Çağlayan, ''tahminim, AK partinin ikinci bölgedeki oyu, kesinlikle yüzde 55'lerin üzerinde'' dedi.

Çağlayan, Çırağan lokantasında gazetecilerle sohbet toplantısı düzenledi. Çağlayan, toplantıda milletvekili adaylığı süreci, seçim çalışmaları ve parti programı hakkında bilgiler verdi, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
     
Seçim bölgesi olan ikinci bölgedeki bütün ilçeleri dolaştığını ve ikinci bölgeden kendisinin özellikle aday olmak istediğini anlatan Çağlayan, burada 1 milyon 300 bin seçmen bulunduğunu kaydetti. Güdül'de AK Parti denildiğinde partinin tanınmadığını, ancak ''Tayyip Erdoğan'' denildiğinde Başbakan'ın iyi bilindiğini anlatan Çağlayan, seçim gezisi sırasında yaşadığı ilginç hikayelerden de anekdotlar anlattı.
     
Milletvekili adayı olduğunda başlarda bu işin kendisini çok yoracağını düşündüğünü belirten Çağlayan, ''Çünkü benim 4 yıl önce bir sabıkam vardı. Kalp krizi geçirmiştim. Şimdi her üç ayda bir kontrollerimi yaptırıyorum. Her şey yolunda'' dedi.
     
Sabahları evden saat 08.00 ile 09.00 arasında ayrıldığını, sanayi sitelerini, fabrikaları gezdiğini, halkın arasında dolaştığını aktaran Çağlayan, günde ortalama 2 bin 500-3 bin kişi ile görüştüğünü söyledi. Buna rağmen en ufak bir yorgunluk duymadığını kaydeden Çağlayan, ''koştukça koşuyorsun, bu yüzden kendime 4 çarpı 4 diyorum. Hani 4 çeker cipler var ya'' diye konuştu.
     
Kendisinin her konuda objektif davranmaya çalışan bir kişi olduğunu belirten Çağlayan, ikinci bölge seçim sonuçlarına ilişkin tahminini anlatırken, ''Benim gördüğüm manzara farklı bir manzara değilse ya da benim görüştüğüm insanlar (hatırım kalmasın) diye bir davranış içinde bulunmuyorlarsa ki böyle davrandıklarını zannetmiyorum. Benim tahminin AK Parti'nin 2. bölgedeki oyu kesinlikle yüzde 55'lerin üzerinde'' dedi.
     
İşçi, köylü, memur ve esnafın zaman zaman bazı şikayetleri olmasına rağmen herkesin istikrardan yana olduğunu belirten Çağlayan, halkın AK Parti'ye karşı teveccühü bulunduğunu, dün Ankara'nın Hıdırlıktepe semtinde muazzam bir kalabalıkla konuştuğunu kaydetti.
     
2002 seçimlerinde de Başbakan Erdoğan'ın kendisini siyasete davet ettiğini anlatan Çağlayan, o zaman bu teklif için Erdoğan'a teşekkür ettiğini, şimdi ise bazılarının öne sürdüğü gibi Başbakan Erdoğan'ın kendisini vitrin tazelemek için partiye çağırmadığını belirten Çağlayan, ''50 yaşındaki birinin vitrinde durması, benim için fena bir şey olmasa gerek'' dedi.
     
Daha önceden bu dönemde siyasete girme konusunda kesinlikle düşüncesi bulunmadığını aktaran Çağlayan, 12 yıllık ASO Başkanlığı döneminde 6 başbakanla çalıştığını ve hepsine aynı mesafede olduğunu belirterek, ''4 parti de benimle çalışmak istediğine ilişkin görüş iletti'' dedi.
    
''AİLEM, MUŞ DP'NİN KURUCULARI''
     
Kendisinin ekonomide başlayan iyi gelişmeleri devam ettirmek için Başbakan Erdoğan ile çalışmaya karar verdiğini aktaran Çağlayan, siyasetin üzerinde hasar bıraktığı bir aileden geldiğini anlattı. Çağlayan şunları kaydetti:
     
''Milletvekilliği, bakanlık benim için olmazsa olmaz şeyler değil. Hizmetin bir çeşidi, bir yöntemi. Sırf hizmet yapma düşüncesi içindeyim. Benim ailem 1950 senesinde Muş Demokrat Partinin (DP) kurucuları. Rahmetli Amcam bir dönem Belediye Başkanlığı, iki dönem milletvekilliği yaptı.
     
Milletvekilliği 1960 darbesiyle, yani demokrasi dışı davranışla elinden alınmış bir aileyiz ve Amcam önce Yassıada da, daha sonra Kayseri Cezaevinde uzun süre yatmıştı diğer milletvekilleriyle beraber. Ve bütün ticari varlığı kayboldu. Babamın tabii bütün ticari varlığı kaybolmuştu. Babam iyi bir tüccardı. Bizim burada otelimiz, kamyonlarımız vardı. O zaman da babamın otel açması hayatının en büyük hatasıdır. Çünkü Muş'tan buraya 4-5 gün yolda gelenler, TBMM'de de milletvekillerini görmek için 4-5 gün beklediğinde, en az bir hafta babamın otelinde kalıp para vermeden gittikleri için.
     
Bizim için bu işin mağduriyet noktası, en büyük amcamız kardeşlerine çok düşkün, o da üzüntüsünden, devamlı tansiyon yükselmesinden, beyin kanamasından rahmetli olması. Yani siyaseti bu şekilde yaşamış bir aileyiz.''
    
''ASO BAŞKANLIĞINA DÖNMEYECEĞİM''
     
Bu arada 1 Haziran 2007 tarihinde AK Parti'den milletvekili adayı olduğu gün ASO başkanlığından ayrılmak istediğini anlatan Çağlayan, ancak arkadaşlarının buna karşı çıktığını aktardı.
     
ASO meclisinin de kendisinin bu kararına karşı çıktığını belirten Çağlayan, bunun üzerine kendisinin (O zaman ASO'ya gitmeyeceğim) dediğini anlattı. Çağlayan, ''1 Hazirandan beri, çok da özledim, hakikaten gözümde tütüyor ama ASO'ya gitmedim. Kiralık bir binamız var. 1,5 aydır Oda'ya gitmedim. Başkan yardımcısı arkadaşlarımız işleri devam ettiriyorlar'' dedi.
     
Çağlayan, ''22'sinde sonuç her ne olursa olsun, sonuç her ne çıkarsa çıksın, kesinlikle odanın başına dönmeyeceğim demiştim ki zaten aksi bir davranış benden beklenemez. Böyle bir şeyin olması söz konusu olamaz. Ama arkadaşlarımla, yine her fırsatta ve zeminde beraber olacağız'' diye konuştu.
    
''BAŞBAKANLA PAZARLIĞIM OLMADI''
    
 ''Sanayi Bakanı olması halinde ilk icraatının ne olacağının'' sorulması üzerine Çağlayan, her şeyden önce AK Partinin seçimlerde güçlü şekilde iktidara gelmesi gerektiğini, kendisinin ise Başbakan Erdoğan ile herhangi bir pazarlığı olmadığını belirtti.
     
Çağlayan, ''Yani böyle bir şey olamaz da. Tamamen Sayın Başbakan'ın takdirine kalacak bir şey. Bugüne kadar olan bilgi ve birikimimiz, yapabileceğimiz şeyler, hangi noktada Sayın Başbakan benim hizmet yapmamı öngörürse, benim için odur. Yani illa (şu olacak, bu olacak) diye bir düşüncem yok'' dedi. Çağlayan, ''Başbakan'dan bir söz almadınız mı'' sorusuna da ''almadım'' karşılığını verdi.
     
Toplantıda AK Partinin seçim bildirgesine de değinen Çağlayan, AK Parti'nin seçim bildirgesinin kendisine göre en doğru ve ciddi hazırlanmış, somut öneri ve tedbirler içeren bir bildirge olduğunu kaydetti.
     
Parti programında bir sanayi envanterinin oluşturulmasının yer aldığını belirten Çağlayan, ayrıca Türkiye'de bir istihdam ve eğitim envanterinin de çıkarılması gerektiğini bildirdi. Kadınların mutlaka iş gücüne katılması gerektiğini, firmaları desteklemek amacıyla kümelenme modeline ihtiyaç bulunduğunu, bu kapsamda firmaların sıfır faizli kredi ile destekleneceğini de anlatan Çağlayan, sorular üzerine Türkiye'de istihdam politikalarının çeşitlendirilmesi gerektiğini, emeklilerin maaşlarından şikayet etmelerine karşın maaş artışların enflasyonun üzerinde olduğunu ve bu şikayetlerin rakamsal boyutta olduğunu aktardı.
     
Daha önce Halkbank'ın blok satışına karşı olduğunun hatırlatılması üzerine Çağlayan, kendisinin özelleştirmeye değil, biçimine karşı çıktığını kaydetti. Blok satışa o günde, bugünde karşı olduğunu belirten Çağlayan, dokunulmazlık konusunda ise hiç bir derdi olmayan bir kişi olduğunu, mecliste sistem oluştuktan konu konunun gündeme gelmesi halinde bunun içinde yer alacağını anlattı.
    
''LAİKLİKTE, BAŞBAKAN HERKESTEN HASSAS''
     
Başbakan Erdoğan'ın istikrar konusunda bazı polemiklerin içine çekilmek istendiğine işaret eden Çağlayan,''Bana göre istikrarı asıl bozan şey Türkiye'de seçimlerin yapılmayacağı, seçimler yapılsa bile AK Parti iktidar olsa bile bunun önleneceği veya Irak meselesini sürekli Türkiye'nin gündemine getirerek bu konuların ulu orta konuşulması istikrarı bozuyor. Onun dışında istikrarı bozacak hiç bir ortam yok. Laiklik konusunda şunu size çok net söylerim. Ben sayın Başbakan'ın avukatı değilim. Ama sayın Başbakan'ı 1997'den beri tanıyan biri olarak söylüyorum, kim laiklikten ne anlıyorsa ve laiklikle ilgili ne görüşü varsa, demokrasiden, cumhuriyetten ve bunların temel ilke ve kazanımlarından ben de içinde olmak üzere herkes bilsin ki Sayın Başbakan herkesten çok daha fazla bu konularda hassas. Ben bunu çok net görüyorum ve yaşıyorum'' diye konuştu.
     
Çağlayan, önümüzdeki dönem istihdam konusunda çok ciddi bir paketin uygulamaya konulacağını da sözlerine ekledi.
     
Ak Parti'nin Ardahan'daki konvoyuna saldırıda bulunduğuna ilişkin haberlerin sorulması üzerine Çağlayan, bu hafta bazı provokatif saldırıların olabileceğine ilişkin söylentiler bulunduğunu kaydetti. Çağlayan, ''umarım olmaz, bundan hepimiz zarar görürüz'' dedi.
   
FOTOĞRAF ÇEKİMİNİN HİKAYESİ
     
Çağlayan ayrıca, bilboardlarda yer alan fotoğraflarının hikayesini anlattı.
     
Fotoğraf çekimi için bazılarının ''İstanbul'a gidelim, Erol Atar var'' dediğini belirten Çağlayan, buna karşı çıktığını ''niye, ben manken miyim, Sahneye mi çıkacağım'' dediğini aktardı.
     
Ankara'da bir fotoğraf stüdyosuna gittiğini, çekimlerin yaklaşık 2,5-3 saat sürdüğünü ifade eden Çağlayan, ''kravatların bir çoğu da ödünçtü'' dedi.

milliyet



Bu haber 248 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,808 µs