En Sıcak Konular

Kızıl günler: Çocukluk kâbusunuza ‘merhaba’ deyin!

16 Temmuz 2007 14:24 tsi
Kızıl günler: Çocukluk kâbusunuza ‘merhaba’ deyin! Soğuk bir imzanın bitirdiği soğuk savaş, soğuktan gelen adamların kararıyla yeniden başlıyor. Kremlin AKKA’yı askıya alarak yeniden ‘silahların gölgesinde’ yaşamaya karar verdi. Seçim yüzünden fazla ilgilenmedik ama bu karar küresel bir

Aslında AKKA herşeyin bittiğinin öyküsüdür. Şaşalı ismiyle “Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Anlaşması”, “şeytan imparatorluğu”nun silahlı tehditini Avrupa üzerinden çekiyordu.

Tabii Avrupa’nınkini de ama biraz farkla! Öyküsü elbette geriye gidiyor. 1970’li yılların ortasında NATO ve Varşova paktlarının üyeleri bir araya geldiler ve en yalın ifadeyle “silahların azaltılması” konusunda görüşmelere başladılar.

Kabul etmek lazım ki Helsinki’de başlayan bu ilk görüşmeler biraz da dönemin özelliklerine has “propaganda” amaçlıydı. Her iki taraf da iyi niyetli olduğunu göstermeye çalışıyordu.

Tabii bir sonuç çıkmadı ve süreç, “Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı” bünyesinde uzayıp gitti. Ta ki Sovyetler’de Gorbaçov iktidarına kadar.

Elbette Gorbaçov’un iktidara gelmesi önemli bir parametreydi ama o zamana kadar Sovyetler Birliği zaten “sallanmaya” başlamıştı. Dünyanın en büyük iki gücünden biri ayakta duramıyordu.

1989'da Berlin Duvarı yıkıldı ve hemen bir yıl sonra masıyla, Paris'te iki blokun konvansiyonel silahlarda karşılıklı indirime gitme anlaşmasını imzaladılar.

Berlin Duvarı, Soğuk Savaş’ın üzerine çökerken,  Tam 22 ülke iki tarafın Avrupa'da bulundurabileceği tüm silahların sayısını sınırlandırıyordı. Bu sınırlandırma aslında Sovyetler’in çerçevelenmesi olarak okunmalı.

AKKA aslında Sovyetleri sınırlıyordu!

Zira SSCB’nin Avrupa tehtidini bitiren şey aslında Avrupalı ülkelerin silahları değil, kıtayı “uzun menzille” zırhlayan ABD nükleer füzeleriydi. Yoksa Avrupa’nın konvansiyonel silahlarla Sovyetler’e dayanması mümkün değildi.

Öyle ki zamanın Batılı haber kaynakları Sovyet tanklarının 72 saatte Napoli’ye gelebileceğine ilişkin kestirmelerde bile bulunuyorlardı. Bu tür okumalar belki Sovyet riskiyle Avrupa’yı korkutmak ve ABD’ye iyivce yaslanmasını sağlamak amacını taşıyordu ama bir yandan da doğruydu.

Çünkü “kızıl ordu” o ana dünya tarihinin gördüğü en büyük ve keskin konvansiyonel orduya sahipti! Paris anlaşmasıyla Avrupa'dan yüzbinlerce silah çekildi! Bir kısmı da imha edildi.

Blok yok ‘sen’ varsın!

Aradan geçen yaklaşık 20 yıldan sonra bu anlaşma yenilendi. Çünkü dünya ve bölgenin şartları değişmişti. 1999 yılında bu anlaşma yenilendi. İmzalar İstanbul’da atıldı.

Anlaşma şartları artık Sovyetler Birliği’ni değil bizzat Rusya’yı hedef alıyordu. Zaten Varşova Paktı diye bir şey kalmadığı gibi, üyelerinin çoğu NATO cephesinde mevzilenme yarışına girmişti,

Rusya artık yalnızdı. Üstelik Moskova çaresizdi ve yapacağı fazla birşey yoktu. Öyle ki İstanbul’daki AGİT anlaşmasını “tek taraflı” olarak 2004 yılında imzalamak zorunda kaldı.

Yani ABD ve müttefikleri bu anlaşmayı imzalamadı. Yani Rusya silanlarını indirmeyi tek başına ve karşılık bulamadan azaltmayı ve yok etmeyi kabul etti.

Rusya geri çekilirken NATO “genişlemeye” başladı. Birçok Varşova Paktı üyesi NATO’ya gittiği gibi, yanaşmayanlar bile işbirliği olanakları aradı. Varşova’nın eski topraklarında artık ABD ve NATO üsleri bulunuyordu.

Kızıl Ordu: Kâbusunuz döndü!

ABD’nin Avrupa üzerinden Rusya’yı boğazlamasının son aşaması bugün çok bilinen Polonya ve Çekoslavakya’ya füze konuşlandırma hamlesi. Ancak bu hamle Kremlin için bardağı taşıran son damla gibi duruyor.

Moskova 1989’dan bu yana silahlar üzerinden yaşadığı tüm gelişmeleri biraz da “moral” değerler üzerinden hissediyor aslında. Tabloyu içerdiği riskler kadar “onur kırıcı” olarak buluyor.

Bir zamanlar dünyayı korkudan tirtir titreten kızıl ordunun bu şekilde ve sistematik olarak erozyona uğratılmasına “dur” demek gerektiğini güçlü biçimde hissediyor. Doğrusu bu çıkış uygun bir lideri de var.

Putin AKKA’yı iptal etti. Bu açık biçimde silahsızlanma yarışının sonu anlamına da geliyor. Yani Rusya “döndüm” diyor.

Ama aynı zamanda-kim ne derse desin-Soğuk Savaş’ın en sembolik adımlarından birinin gömüldüğü mezardan dirilmesi anlamına da geliyor! Çünkü AKKA’nın Rusya tarafından askıya alınması, yeniden silahların konuşacağı bir ortamı yaratacak.

Türkiye korkmalı mı?

Bu sorunun kısa yanıtı. Hayır! Uzmanlara göre bunun iki iyi sebebi var. Birincisi ABD ve Rusya arasındaki tüm çekişmelerin Türkiye’ye yaramış olması. Varlığı artık iyice tartışılan NATO’yu bile yeniden ısıtabilir.

Avrupa ve ABD’nin de zaman içinde Türkiye’yi çok sevdiklerini anımsaması muhtemel. Rusya-Türkiye açısından ise köprünün altından çok sular atılmış durumda. Soğuk Savaş’ın genetik kodları bir kenara itilirse, Ankara ve Moskova bahar günleri yaşıyor.

Ekonomiden enerjiye, Irak sorunundan turizme, evliliklerden politik ziyaretlere kadar geniş bir yelpazede işbirliği var. Daha önemlisi iki ülke elbette kendi menfaatlerini düşünen hamleleri atacak olmalarına rağmen, hem yöneticeler hem de toplumlar birbirine düşman gözüyle bakmıyor.
Sonuçlarını şimdidenh kestirmek zor olsa bile, AKKA’nın askıya alınması küresel bir temem taşının yerinden oynaması demek. Yerine konulması için artık ABD ve Avrupa’nın “taviz” sayılacak adımlar atması lazım.

Bu olur mu? Zor!

 

 



Bu haber 622 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,495 µs