Tek başına iktidarı kim istemiyor?

16 Temmuz 2007 12:38 tsi
Koalisyon olasılıkları da az, ihtimal de?! Zaten 3 partili TBMM tahmin edildiğinden, birliktelik ihtimalleri zaten kısır. Öte yandan AKP ile hangi partinin ‘bu kadar laftan’ sonra el sıkışabileceği, hatta çok söylenen CHP-MHP birlikteliğinin b

Bir koalisyon mecburiyeti 23 Temmuz sabahı çiçeği burnunda TBMM’nin önüne gelecek mi henüz meçhul. Ama bir ihtimal ve bu ihtimale en azından zaman açısından yaklaşıldığı dönemde, projeksiyonlar yapılması da normal.

Aynı normallikte bir başka bakış, yeni Meclis’in 3 partili olma ihtimali ve bu halde ortaya nasıl bir tablonun çıkacağı merakı. Söz konusu sadece üç parti olduğunda da olasılıklar sınırlı.

O sınırların ismi de belli… AKP-CHP, AKP-MHP, AKP-Bağımsızlar, CHP-MHP. AKP’nin tek başına hükümet kurma yeterliliğine ulaşamaması hali, yani 276’yı bulamaması durumunda, “geri kalan”, 276’yı geçmiş olacak.

Bu halde de koalisyon olasılıkları hızla gündeme gelecek. II. Erdoğan hükümetinin kurulması ihtimali suya düşerse, müstakbel kaolisyon senaryoları şöyle.

İhtimal az ama olasılık da az?!

Rakamlar belli olmadığından nasıl bir tablo ile yüzleşeceğimiz meçhul olmakla birlikte. Yüksek olasılıkla en çok vekil çıkaracak AKP’nin yeni hükümetin içinde olması beklenmeli.

Ama bu durumda MHP ve CHP’den hangisinin iktidar ortaklığına soyunacağı tartışmalı. Kuşkusuz koalisyon söylenceleri içinde en çok üzerinde durulan CHP-MHP birlikteliği.

Bunun üzerine çok yazmaya gerek yok. Esasen her iki partinin kurmayları da hallice zamandır, birbirini kırıp dökmemeye itina gösteriyor. AKP’ye şu veya bu şekilde muhalif tüm kesimlerin “temennisi” de bu.

Ancak Türkiye’de siyaset çoğu zaman ümitlerle bağdaşık gelişmiyor. Örneğin MHP yönetimi açısından CHP ile bir birliktelik mümkün gözükebilir. Ama MHP’ye oy verecek seçmen kitlesi ve parti tabanı için aynı önermeyi iddialandırmak mümkün mü?

AKP’nin sandıktan birinci parti çıkacağına ilişkin kanaat ne denli yaygınsa, MHP tabanında, “kardeşim biz hep sol partilere koltuk değneği mi olacağız” minvalli hissiyat da o denli yaygın.

Yeni TBMM’de MHP tabanının bu bakışı Bahçeli ve ekibini durdurur mu? Bu kehanet için henüz erken ama “şartlar zorlarsa” imkansız da değil.

Fakat bir başka nokta daha var. MHP seçmeni veya bu seçimlerde MHP’yi desteklemeye karar vermiş “eski” MHP’liler sadece bu beklenti yüzünden oylarını esirgeyebilir! Seçim sonuçları açısından bu hali düşünmekte fayda var.

Hasımla el sıkışmak!

Koalisyon bağlamında bir başka mesele ise AKP’li versiyonlarla ilgili ve hem MHP’nin hem de CHP ister seçim döneminde ister öncesinde kullandıkları “dil”le bağlantılı. Bu “dil” AKP ile olası koalisyon olasılığını oldukça sınırlıyor.

MHP’nin seçim meydanlarında Devlet Bahçeli’nin ağzından şekillen beyanatları, AKP’ye ülkeye ihanet eden parti gibi baktığını gösteriyor. Bu keskin ifadeleri seçim harareti ile açıklamak zor.

Keza Başbakan Erdoğan’ın yanıtları da öyle. “Birileri de mafyaya bulaşır; onların vuruşunu bilirsiniz".

CHP açısından ise; MHP Tabanı DSP ortaklığı sırasında Rahşan Ecevit’in “sindiremiyorum” sözleririnin bünyede açtığı yaraları henüz unutmuş değil. Konuya bu pencereden bakıldığında, bir MHP-AKP ve hatta MHP-CHP koalisyonlarının önünde sert engeller bulunduğunu söylemek zor değil.

Ancak CHP-AKP koalisyonuna da çok ama çok zor olarak bakmak gerekiyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi ve mitinglerin getirdiği ayrılık bu zor aşkı imkansıza terfi ettiriyor.

Bu haber 900 defa okundu.