'Adnan Hocacılar' 'Ağır ceza'da

13 Temmuz 2007 23:34 tsi
Adnan Oktar'ın da aralarında bulunduğu 18 sanığın yargılamasında özel yetkili ağır ceza mahkemesinin davaya bakmakla görevli olduğuna karar verildi.

Kamuoyunda ''Adnan Hoca'' olarak tanınan Adnan Oktar'ın da aralarında bulunduğu, 18 sanık hakkındaki kararın Yargıtayca bozulmasının ardından yeniden yapılan yargılamada, mahkeme, özel yetkili ağır ceza mahkemesinin davaya bakmakla görevli olduğuna karar verdi.

İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar Hasan Basri Güner, Halil Hilmi Müftüoğlu, Tarkan Yavaş ve Korkut Yasa katıldı.

Adnan Oktar'ın da aralarında bulunduğu davanın 14 tutuksuz sanığı ise duruşmaya gelmedi.

Duruşmada, gazeteci-yazar Fatih Altaylı ile manken Ebru Şimşek de müdahil sıfatıyla hazır bulundu.

Sanık avukatları, Altaylı ve Şimşek'in ''şantaj'' suçuyla ilgili şikayetçi olduklarını, bu suçlamaya ilişkin kararın Yargıtayca onandığını belirterek, bu nedenle duruşmaya müdahil sıfatıyla katılamayacaklarını savundu.
Avukatlar, bu konuda karar alınmasını isterken, mahkeme heyeti, sanık avukatlarının taleplerini reddetti.

Mahkeme Heyeti Başkanı Salih Öztürk, Adnan Oktar'ın 12 Temmuz 2007'den itibaren raporlu olduğuna ilişkin belgeyi sunduğunu tutanağa yazdırdı.

Görev açısından diyecekleri sorulan taraf avukatları, mahkemenin davaya bakmakla görevli olduğu kanaatinde olduklarını bildirdi. Cumhuriyet Savcısı Orhan Erbay da Yargıtay 8. Ceza Dairesinin karar konusundaki inceleme sırasında mahkemeyi görevsiz saymadığını belirterek, sanıklar hakkındaki ''örgüt kurmak'' suçlamasına ilişkin cebir ve şiddet iddiası bulunmadığından yargılamanın özel yetkili ağır ceza mahkemesinin görev alanına girmediği düşüncesinde olduğunu kaydetti.

Suç tarihinde 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanununa ilişkin davalara bakmakla özel yetkili ağır ceza mahkemesinin görevli olduğunu belirten mahkeme heyeti, söz konusu kanunun yürürlükten kaldırıldığını ve bu konuya ilişkin düzenlemenin TCK'nın 220. maddesinde yapıldığını ifade etti.

Yargıtay 8. Ceza Dairesinin bozma ilamındaki suç nitelemesine göre yargılama yapma görevinin özel yetkili ağır ceza mahkemesine ait olduğunu ifade eden mahkeme heyeti, bu nedenle mahkemenin görevsizliğine karar verdi. Mahkeme heyeti, bu konuda özel yetkili İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi ile aralarında görev uyuşmazlığı olduğunu hatırlatarak, uyuşmazlığın çözümü için dava dosyasının Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmesine hükmetti.

Duruşmayı, Oktar Babuna, Hüma Babuna, anneleri Semin Babuna, Ceylan Özgül'ün annesi Firuzan ve babası Feridun Özgül de izledi.
İşleri nedeniyle mahkeme heyetinden izin alarak duruşmadan erken ayrılan Fatih Altaylı, basın mensuplarının soruları üzerine, şikayetçi olduğunu tekrarlamak için geldiğini söyledi. Altaylı, ''Dava sonsuza kadar sürse, sonsuza kadar şikayetçi olacağım'' dedi.

Basın mensuplarına açıklamada bulunan Oktar Babuna da çok çirkin bir oyun oynandığını, içi boş bir dava görüldüğünü savundu.
Anne ve babasının da aralarında bulunduğu bazı kişiler hakkında ''örgüt kurmak'' suçlamasına ilişkin soruşturma yürütüldüğünü kaydeden Babuna, anne ve babasının kendisini öldürtmeye çalıştığını iddia etti.

Kendisine yönelik bir silahlı saldırı nedeniyle anne ve babasının azmettirici olarak yargılandıklarını belirten Babuna, buna ilişkin olduğunu ifade ettiği iddianameyi basın mensuplarına gösterdi.

Gazetecilere açıklama yapan Ceylan Özgül ise babası ve yanındaki bazı kişiler tarafından kaçırıldığını, daha sonra jandarmanın operasyonuyla kurtarıldığını söyledi.

''Gayri ahlaki yollardan kazanılmış parayı kabul etmemesi'' nedeniyle bir süredir ailesinden ayrı yaşadığını ve görüşmediğini belirten Özgül, babasının gayri ahlaki yaşadığını, yasa dışı işleri olduğunu öne sürdü.
Hikmet Koç da ''Benim 6 tane çocuğum bu topluluğun içinde, 2 tane de kızım var. İstediğim zaman kızlarımla, çocuklarımla birlikte oluyorum. Bunlardan gurur duyuyorum. Benim Ece Koç diye basında adı geçen bir de gelinim var. Babası diyor ki; 'eğer eline silah verilirse beni öldürür'. Halbuki yalan, iftira, bu kız karıncayı dahi incitmez. Allah razı olsun Adnan Oktar'dan ki benim çocuklarımı iyi yetiştirdi'' diye konuştu.

Ayşen Gökmen de çocuklarının 20 yıldır vakıf çevresinde olduğunu, en ufak bir sorun yaşamadıklarını belirterek, ''Onlarla gurur duyuyoruz. Adnan Oktar'dan Allah razı olsun ki çocuklarımız vatanına, milletine, devletine saygılı, gayet iyi yetişmiş kişiler'' dedi.

Hanife Kumaşcı da çocuğunun 17 yıldır vakıfta olduğunu, bu durumdan mutluluk duyduğunu kaydederek, ''Böyle evlatlar yetiştirdiği için Allah razı olsun Adnan Oktar'dan'' diye konuştu.

DAVANIN GEÇMİŞİ

İstanbul 1 No'lu DGM'de, 7 Nisan 2000'de görülmesine başlanan dava, mahkemenin 12 Eylül 2003'te verdiği ''görevsizlik kararı'' üzerine İstanbul Ağır Ceza Mahkemesine gelmişti.

Bu kararda, Adnan Oktar'ın da aralarında bulunduğu 34 sanığın, ''cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak'' ve ''tehditle menfaat temin etmek'' suçlarından 4 ile 11 yıl, diğer 2 sanığın da ''cürüm işlemek amacıyla oluşturulan teşekküle yardım etmek'' suçundan 1'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları istenmişti.

İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki yargılama sırasında mütalaasını veren Cumhuriyet Savcısı Orhan Erbay, dava İstanbul 1 No'lu DGM'de sürdüğü esnada mahkeme heyetinin reddedilmesi üzerine heyetin davadan çekildiğini anlatmıştı.

Bunun üzerine davaya bakmaya başlayan İstanbul 2 No'lu DGM'nin dosyayı ''görevsizlik kararı'' ile İstanbul 3 No'lu DGM'ye gönderdiğini, iki mahkeme arasında oluşan uyuşmazlığı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesinin de 3 No'lu Mahkeme'nin görevli olduğunu bildirdiğini belirten savcı Erbay, sanıklar hakkındaki ''çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve örgüte üye olmak'' suçlarını düzenleyen eski TCK'nın 313. maddesinin DGM kapsamından çıkarılması üzerine dosyanın İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiğini hatırlatmıştı.

İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, dava konusu olayların Adnan Oktar'ın Silivri'deki villasında geçtiği gerekçesiyle ''görevsizlik kararı'' vererek dosyayı Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesine gönderdiğini kaydeden savcı Erbay, Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesinin de olayların Beykoz'daki villada geçtiğini belirterek dosyayı Üsküdar Ağır Ceza Mahkemesine gönderdiğini anlatmıştı.

Bu mahkemeler arasında oluşan görev uyuşmazlığının giderilmesi amacıyla dosyayı tekrar inceleyen Yargıtayın, davaya bakmakla İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesinin görevli olduğunu bildirdiğini belirten savcı Erbay, sanık avukatlarının ''görevsizlik kararı''nda geçen bazı cümlelerden dolayı İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi Heyetinin reddini istediklerini, heyetin de davadan çekildiğini kaydetmişti.

Dava dosyasının bu defa İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesine gittiğini, bu mahkemenin bankacılık suçları konusunda, 1. Ağır Ceza Mahkemesinin ise kaçakçılık suçları konusunda ihtisas mahkemesi olması nedeniyle dosyanın İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiğini anlatan savcı Erbay, mahkemenin davaya ilişkin ilk incelemesini 23 Haziran 2004'te yaptığını hatırlatmıştı.

KARAR

İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi, yaptığı yargılama sonucunda 24 Ekim 2005 tarihinde, Adnan Oktar ile 34 sanık hakkındaki dava dosyasının zaman aşımı dolduğundan düşmesine karar vermişti.

Kararı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 17 Mayıs 2007'de Adnan Oktar ile 17 sanık hakkındaki yerel mahkemenin kararını bozmuştu.
Yüksek mahkeme, bozma kararında, ''bu kişilerin grup olarak bir araya geldiklerini, basın-yayın kuruluşları üzerinde nüfuz elde etme, kendilerine ve başkalarına haksız çıkar sağlama, destekledikleri kişi ve siyasi partilerin seçimlerde oy elde etmesi için zor ve tehdit uygulamak suretiyle yıldırma, korkutma ve sindirme gücü kullanarak suç işlemek amacıyla örgüt kurduğunu'' belirtmişti.

Kararda, sanıkların eylemlerinin, 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanununda baskı, cebir ve şiddet kullanarak çıkar amaçlı örgüt kurma ve yönetme suçunu düzenleyen 1. maddesi kapsamına girdiğinin sabit olduğuna yer verilmişti.

Yüksek mahkeme, bu suç yönünden aralarında Oktar'ın da bulunduğu 18 sanık hakkında zaman aşımı süresinin dolmadığına işaret etmişti.

haber7

Bu haber 524 defa okundu.