''Arap baharı büyük bir uyanıştır''
29 Ağustos 2012 09:20 tsi
İslamiyet’e ait sembolleri yasaklamaya çalışan Avrupa ülkelerine İİT Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu’ndan sert tepki geldi.
İhsanoğlu ırkçı ve aşırı sağcıların demokrasinin imkanlarını kullanarak Müslümanları Avrupa’dan göndermeye çalışmakla suçladı.
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Bağımsız Daimi İnsan Hakları Komisyonu toplantısı için Ankara'da bulunan İİT Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu İslam dünyasındaki insan hakları ihlallerinden mezhepler arası gerginliğe kadar çeşitli konularda çarpıcı açıklamalar yaptı.
Mezhep hassasiyetinin körüklenmesini 'bindiğimiz dalı kesmek' olarak tanımlayan İhsanoğlumezhep tartışmalarının dini değil siyasi gerekçelerle yapıldığını söyledi.
MEZHEP SAVAŞI YOK
İİT İnsan Hakları Bağımsız Daimi İnsan Hakları Komisyonu toplantıları için Ankara'da bulunan İİT Genel Sekreteri İhsanoğlu, bir grup gazeteci ile kahvaltıda buluşarak, son yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Suriye konusunun İİT'yi çok fazla meşgul ettiğine dikkat çeken İhsanoğlu, mezhep tartışmalarına yönelik soruya şu cevabı verdi ; "Yaşanan hassasiyet din temelli değil. Mezhepler asırlardır var. Teşkilat olarak 2005 Mekke Zirvesi'nde 8 farklı mezhep arasında 'eşitlik' sağladık. Bütün üyelerimizin devlet başkanları bu eşitliği kabul ederken, kimse 'bizim mezhep diğer mezheplerden üstündür' diyemez.
Yapılan hadise, bu hassasiyetin körüklenmesi, siyasi boyut kazandırılması hadisesidir. Bunun önlenmesi lazım. Siyasi manipülasyon var. Çizgi belirgin çizilmezse, siyaset dini alet etmek isterse orada sıkıntı var demektir.
Mezhepler mozaiği tarihin gerçeğidir. Aksi ise tarihi realiteye zıttır. Hepimizin bindiği dalı kesmektir. Bizim üstümüze düşen başarılı örnekleri devam ettirmektir. Bütün bunlarla uğraşmak, bu fırtınada gemiyi güvenli bir limana taşımak zorundayız. Bizim tarihimizde din savaşları yoktur. Çünkü bizde iktidarlarla nüfuz ittifakı yapan ve çıkar çatışmaları olan kiliseler yok." İhsanoğlu, Suudi Kralı'nın teklifi ile İTT bünyesinde "mezhepler arası diyalog merkezi" kurulması çalışmalarını başlattıklarını söyledi.
HALKLAR STATÜKOYA KARŞI
Suriye'deki çatışmalarda insanların binalardan, köprülerden atılması, cenazelere kötümuamele yapılması gibi görüntüleri değerlendiren İhsanoğlu, söz konusu görüntüleri İslam dünyasında statükoya karşı uyanışla birlikte radikalizim (aşırılık) ve şiddetin de artması olarak yorumladı.
Sözlerine şöylle devametti: "Vahşettir, caniliktir. Bunları yapanlar insanlıklarından çıkıyor. Zulüm görmek, zulüm yapma hakkı vermez. Dinimizde insan öldürmek hak değildir. Diğer taraftan da iletişim teknolojileri sayesinde dünyadan haberdar olan halklar statükoya ve diktatörlere karşı bir uyanış yaşıyor. Bu büyük bir uyanıştır. Halkın dünyadaki ilerlemeyi görüp 'biz televizyonu açıp neden hala aynı insanı görüyoruz' demesidir.
Tunus'ta başladı diyoruz amailk ayaklanmalar Kırgızistan'da başladı. Bu büyük bir uyanıştır. Her meyve aynı anda olgunlaşıp daldan düşmez.Önemli olan değişimin o ülkeleri tahrip etmemesidir. Ayrıca modernleşme ve mutedilleşme zarureti var."
ÇOK KÜLTÜRLÜLÜK İSTEMİYORLAR
İslamofobi sorununun da yeni bir safhaya geçtiğini belirten İhsanoğlu şu tespitleri yaptı: "İlk safha karikatür krizinde ortaya çıkan hakaretlerdi. İkinci safha, meselenin kurumsallaşıp anayasal hale gelmesi oldu. Ülkeler, demokrasilerini de kullanarak, halklarına sorarak camileri yasaklama yoluna gitmeye başladı. Üçüncü ve en tehlikeli safha ise İslamofobinin siyasallaşmasıdır. Dört Fransız’dan biri Le Pen'e oy veriyor. Demokrasinin beşiği Avrupa'da demokrasinin avantajlarını kullanan ırkçılar, İslam düşmanları iktidar ortağı olmaya, 'çok kültürlülük istemiyoruz, gidin' demeye başladı. İİT olarak buna karşı mücadele ediyoruz ama tek başımıza mücadele etmemiz zor."
GÜNDEMİMİZ İNSAN HAKLARI
Üyelerinde ciddi sıkıntılar yaşanmasına karşın İİT'nin insan hakları komisyonu kurmasının önemli olduğunu vurgulayan İhsanoğlu, temel hedeflerinin üye ülkelerde insan haklarını teşvik ve koruma olduğunu vurguladı. Önceliği insan haklarını teşvik etmeye verdiklerine işaret eden İhsanoğlu, şimdilik Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ya da AİHM gibi oluşumlara gidilemese de evrensel standartları benimseyeceklerini söyledi. İhsanoğlu, çalışma alanlarını da "Kadın hakları, çocuk hakları, kalkınma hakkı ve eğitim hakkı" olarak özetledi.
Adem Yavuz Arslan - Bugün
Bu haber 712 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle