En Sıcak Konular
Son kart: Sandıklar karışabilir!
13 Temmuz 2007 13:53 tsi
Türkiye Cumhurbaşkanı kim olacak tartışmaları eşliğinde sandık başına gidiyor. 22 Temmuz yaklaşırken alttan alta dolaşan kimi söylentiler ise iyibilgi’nin merceğinden kaçmıyor. iyibilgi uyarıyor: "Devrim" özlemi içinde olanlar Türkiye'de ilk kez
Türkiye demokrasi sınavında… Nisan ayının son günlerinde başlayan demokrasi sancısı hala sürüyor. Daha önemlisi demokrasi için tek çıkış olarak gözüken seçim sandığı bu kez demokrasinin kendisi için bir savaş alanına dönebilir. AKP hükümetinden –haklı ya da haksız- rahatsız olan ve aylardır partinin iktidardan uzaklaşması için çalışan kesimler son kozunu sandıkta kullanabilir.
Bunda şaşılacak ne var demeyin. Elbette demokrasinin özü bu: İktidardan memnun olmayanların iktidarı değiştireceği ve yeni alternatifler yaratacağı tek yer sandık. Ancak bu “doğal yöntemlerle” yapıldığında şaşılacak bir şey yok. Eğer sandık üzerindeki oy savaşı doğal yöntemlerin dışına çıkarsa, bu son aylarda sık sık darbe alan Türk demokrasisinin olgunlaşmasını olumsuz yönde etkileyecektir.
Peki, sandık “doğal olmayan” yöntemlerle nasıl bir savaş alanına çevrilebilir? Aklınıza hemen “sandıkta hile” gelmesin. Evet, özellikle iki gündür 22 Temmuz’da sandıklara dikkat edilmesi gerektiğine dair uyarılar yer alıyor. Meclis Başkanı Arınç’ın uyarısını bugün gazeteci Güler Kömürcü daha ileriye götürdü ve kamuoyuna “demokrasiye sahip çıkın, sandıkta müşahit” olun çağrısında bulundu.
Bu açık bir manipülasyon endişesini ortaya koyuyor. Ancak biz bir adım daha ileri gidelim ve 22 Temmuz sonrasında Türkiye’yi bekleyen olası bir tartışmanın izini sürelim: Seçimler “hile” suçlamalarıyla iptal edilebilir mi?
Renkli devrimlerin gerçekleştiği Ukrayna, Sırbistan ve Gürcistan’da işleyen mekanizmanın son adımı “seçimlere hile karıştırıldığı” iddiasıyla mahkemeye başvurulması ve mahkemenin seçimleri iptal etmesiydi. Elbette Türkiye ne Ukrayna, ne Sırbistan ne de Gürcistan. Türkiye demokrasinin giderek olgunlaştığı, güçlü devlet yapısıyla demokrasinin kurumsallaştığı bir ülke. İletişimin böylesine geliştiği, her partinin sandık başında müşahit beklettiği bir dönemde sandıktan hileli oy çıkması olasılığı çok düşük. Bu noktada güvenimiz tam. Ancak sandık güvenli olsa bile, seçim sonrasında “sandıkta hile var” diyerek mahkemeye başvurulması olanaksız mı?
Tandoğan ve Çağlayan mitinglerini “kırmızı-beyaz” devrim olarak niteleyen araştırmacılar, bu mitinglerin Gürcistan ve Ukrayna’da yapılanlarla benzerliğini vurguluyordu. Pek de haksız sayılmazlar. Peki, seçim sırasında yaşayacağımız tartışmalar yine bu ülkelere benzeyebilir mi? Anayasa mahkemesinin 367 kararı çokça tartışılırken akıllardan “acaba” sorusunun geçmediğini kim söyleyebilir… Bakalım 22 Temmuz sonrasında siyaset “sandıkta hile var” iddiasıyla tekrar mahkemeye taşınacak mı? Bekleyelim ve görelim…
Bu haber 411 defa okundu.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle