Gurbetçilerin tepkisi Merkel'i kızdırdı

13 Temmuz 2007 09:46 tsi
Almanya Başbakanı Angela Merkel, bugün başkent Berlin'de düzenlenen 2. Uyum Zirvesine katılmayan Türk kuruluşlarının tutumunu eleştirerek, hükümete ültimatom verilemeyeceğini söyledi.

Merkel, zirveden sonra göç ve uyumdan sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer ve Adalet Bakanı Brigitte Zypries ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, "Zirveye katılmayan kuruluşlarla ilgili olarak iki şey söylemek istiyorum. Birincisi; hükümete ültimatom verilemez. Üstelik daha önce mecliste kabul edilmiş bir yasayla ilgili olarak. Ancak biz 'açık el' politikamızı sürdürüyoruz. Uyum sürecine gelecekte yeniden katılmalarını bekliyoruz" dedi.

Zirve çerçevesinde 12 Türkle konuştuğunu ifade eden Merkel, hepsinin de Göç Yasası'nı iyi bulmasalar bile zirveye katılmak gerektiğini söylediklerini, büyük kuruluşları temsil eden insanların da duygusal davranmamaları ve görüşmeleri gerektiğini kaydetti.

Bu konuda sorulan çok sayıda soruya karşılık Merkel, zirveye katılmayan kuruluşların bugüne kadar uyum sürecine büyük katkıları olduğunu ve gelecekte başka toplantılara katıldıkları takdirde yeniden işbirliği yapabileceklerini belirterek, Alman hükümeti yetkililerinin, Federal Meclis (Bundestag) ve Federal Eyalet Temsilciler Meclisi (Bundesrat) üyelerinin kabul ettiği bir yasanın ayrımcı olduğunu düşünmenin de yanlış olacağını söyledi.

Belirli durumlarda aile birleşimi kapsamında Almanya'ya gelecek yabancılardan dil bilmelerinin de zorunlu kılınmadığına işaret eden Merkel, burada dinin bir rol oynamadığını, yasanın Türkler için olduğu kadar, diğer ülke vatandaşları için de geçerli olduğunu ifade etti.

Merkel, bir Türk gazetesinin "Düpedüz Irkçılık" başlığıyla haber vermesi konusunda ne düşündüğünün sorulması üzerine de "Basın özgürlüğü var. Basında yayımlanan her şeyi kabul etmem de gerekmez. Ben konunun somut şekilde ele alınmasını istiyorum" dedi.

Siyasetin gerçeklerle ilgilenmek durumunda olduğunu ve Göç Yasası'nın da iyi bir uzlaşma olduğunu savunan Merkel, Türkiye'den evlenerek Almanya'ya gelen birçok kadının Almanca bilmediğini, bunun da acil durumlarda her zaman bir sorun olduğunu, bu nedenle önceden Almanca bilinmesinin gerekli olduğunu savundu.

Uyumun herkesin eşit olması anlamına gelmediğini kaydeden Merkel, uyumun farklı kültürlerden insanlarla bir çeşitlilik içinde barışçı şekilde bir arada yaşanması anlamına geldiğini kaydetti.

Merkel ayrıca, 10 çalışma grubu tarafından oluşturulan Ulusal Uyum Planının Almanya'da bir dönüm noktası oluşturduğunu, Federal Almanya Cumhuriyeti tarihinde ilk kez böyle geniş kapsamlı bir plan hazırlandığını belirterek, bunun tüm toplumu ilgilendirdiğini, çünkü çok başarılı uyum örneklerinin yanı sıra topluma uyum sağlayamayan çok sayıda yabancının bulunduğunu söyledi.

Ulusal Uyum Planını daha sonra yeniden ele alacaklarını da ifade eden Merkel, 2008 yılı sonbaharında yeniden bir araya gelerek, planla ilgili olarak sağlanan gelişmeleri değerlendireceklerini kaydetti.

-"GENİŞ KAPSAMLI PLAN"-

Böhmer de Ulusal Uyum Planının hem Alman hem de göçmen kuruluşların katılımıyla hazırlanan geniş kapsamlı bir plan olduğunu belirterek, yaklaşık 250 konuda sorumluluk üstlenildiğini, bunlardan 50'sini göçmen kuruluşların üstlendiğini ve programlar için 750 milyon avro öngörüldüğünü söyledi.

Kadın haklarının uygulanmasının da kendileri için çok önemli olduğunu, bu nedenle uyum kurslarına katılan yabancıların 3'de 2'sinin kadınlardan oluşmasına sevindiklerini kaydeden Böhmer, uyum kurslarını 600 saatten toplam 900 saate çıkartacaklarını belirtti.

Zirveye katılmayan kuruluşların temsilcilerini de diğer toplantılarda yeniden görmeyi ümit ettiğini söyleyen Böhmer, Göç Yasası'nda, Almanya'da 8 yıldan bu yana yaşayan yabancıların Alman vatandaşlığına geçebilmelerini öngören sürenin 6 yıla indirildiğinin de dikkate alınması gerektiğini kaydetti.

Böhmer, Almanya Türk Toplumu (TGD) Genel Başkanı Kenan Kolat'ın, Türk kökenli Alman vatandaşlarının sosyal yardım parası almaları durumunda yurt dışından eşlerini getiremediklerini açıklamasıyla ilgili olarak da tüm Alman vatandaşlarının aynı haklara sahip olduklarını, bunu Kolat'a da çoğu kez söylediğini, Kolat'ın da bu konuda Türkleri doğru bilgilendirmesi gerektiğini ifade etti.

Bakan Zypries de zorunlu evliliklerle ilgili olarak yeni yasalara ihtiyaç olmadığını, bunun Almanya'da da suç kapsamına girdiğini, bu konuda polis ve savcılığın eğitilerek hassaslaştırılmasına da devam edileceğini söyledi.

Zypries, çalışma grubunda yaptığı toplantılarda da kamu hizmetinde daha fazla göçmen kökenli insanların çalıştırılmasının gerekli olduğu konusunda görüş birliği sağlandığını kaydetti.

Üyesi olduğu Sosyal Demokrat Parti'den (SPD) birçok politikacının Göç Yasası'nı eleştirdiğinin hatırlatılması üzerine de Zypries, partisinden yasaya karşı çıkanların olabileceğini, kendilerinin de daha fazla şey yapılmasını istediklerini, ancak yasanın iyi bir uzlaşı olduğunu söyledi.

-ULUSAL UYUM PLANI-

Uyum Zirvesi kapsamında, 200 sayfalık Ulusal Uyum Planının önemli konularına yer veren Almanca ve Türkçe broşürler de dağıtıldı.

Ulusal Uyum Planında, yabancılar için düzenlenen uyum kurslarının geliştirilmesi ve iyileştirilmesi, göçmen çocukların küçük yaşlarda dil öğrenmeye başlamalarının teşvik edilmesi, göçmen gençlere eğitim ve iyi bir tahsil için eşit fırsatlar sağlanarak istihdam piyasasına girme şanslarının yükseltilmesi, göçmen kadın ve kızların yaşam şartlarının da iyileştirilmesi ağırlıklı konular arasında.

Ayrıca uyumun spor faaliyetleriyle yerinde desteklenmesi, kültürel çeşitliliğin yaşatılması, medyanın sunduğu imkanlardan yararlanılması ve göçmenlerin toplumsal hayata katılarak, kendilerine ülkenin bir bireyi oldukları duygusunun verilmesi öngörülüyor.

Bu ana konuların gerçekleştirilebilmesi için Alman hükümeti, uyum kurslarını genişletecek, eyalet ve belediyelerle birlikte tam gün eğitim veren okulların ve çocuk yuvalarının sayısını artıracak, okulu yarıda bırakanların sayısını, "ikinci fırsat" adlı programla azaltacak, "Eğitim Hamiliği" adlı hizmet ağıyla çocuk ve gençleri destekleyecek, iyi bir eğitim ve yüksek okul tahsilinde başarılı olma şansını, uygun tedbirler alarak yükseltecek.

Eyalet hükümetleri ise Almanca öğrenilmesini teşvik etmek amacıyla çalışmalarını anaokulundan yüksek okul tahsili aşamasına kadar genişletecek, çocuk eğitmeni ve öğretim görevlisi olarak çalışan göçmenlerin sayısını artıracak, göçmenlerin, sağlık ve bakım hizmetlerine ve yaşlılara yardım programlarına daha kolay erişebilmelerini sağlayacak.

Buna karşılık göçmen örgütleri, "Kadınlar haklara sahiptir" adlı kampanyayı hayata geçirecek, anne ve babaları isabetli bir şekilde bilgilendirmek ve "Eğitim Hamiliği" hizmetinden yararlandırmak suretiyle genç göçmenlere daha iyi eğitim fırsatları sunacak. Vakıflar da uyumu, kamu yararına yönelik çalışmaların ve özel yeteneklileri teşvik programlarının en büyük hedeflerinden biri haline getirecek.

Göçmenler tarafından işletilen şirket ve iş yerlerinde, ek olarak 10 bin meslek eğitimi yeri oluşturulacak, "Çeşitlilik Antlaşması" ile de eğitim sektöründeki ve iş piyasasındaki uyum artırılacak.

Alman Olimpik Spor Birliği ve Alman Futbol Federasyonu (DFB) da uyumun spor içindeki büyük önemini kendi bünyelerindeki spor birlik ve kulüplerine yansıtacak, antrenman programları sunacak ve göçmen aileler arasından yeni üyeler alacak.

Alman ve yabancı medya da katkı olarak, redaksiyonel ve programcılık çalışmalarına yabancı uyruklu gazeteci ve aktörleri eskisinden daha fazla dahil edecek, uyum konusundaki medya araştırma çalışmalarını yoğunlaştırarak, medyanın bu alandaki uzmanlığını artıracak.

zaman

Bu haber 418 defa okundu.