En Sıcak Konular

Büyük sır: Anavatan-DP niçin kurban edildi?

12 Temmuz 2007 19:39 tsi
Büyük sır: Anavatan-DP niçin kurban edildi? Anavatan-DYP ittifak arayışları, bağımsızlar, Milliyetçi Hareket Partisi'ne yönelik son hesaplar ve AK Parti'nin seçimdeki durumunu analiz etti. İşte 'derin hesaplar'.. Anavatan-DYP ittifak arayışları, bağımsızlar hareketi, Milliyetçi Hareket Partisi

Hiç düşündünüz mü?  Bir dönem  aynısının kendilerine yapıldığı  ve maruz kaldıkları haksızlıkları durup dururken  aynı  şekilde  ve aynı durumda  bir başkasına  yapmak zorunluluğunu...Anavatan Partisi, 1989 yılında Turgut Özal'ın seçiminde kendisine reva görüleni 27 Nusan'da bu kez Ak Parti ye yaptı...Hem de anlaşılmaz şekilde.. Aynı durumda DYP'de demokrasinin geleneğine aykırı olan bir tutum sergilemiş DP'nin kemiklerini sızlatmıştır. Kaldı ki elinde bulundurduğu milletvekili sayısı  hiç bir şeyi ifade etmemesine rağmen bu oyuna katılmıştır.

Bugün demokrasi kahramanı ilan edilmeleri gerekenler yaptıkları bu hata ile demokrasiyi kurban edenlerin saflarına geçmişlerdir. Bu yapılırken iki önemli faktör etkili olmuştur;  Anavatan'ı tuzağa Mesut Yılmaz çekmiştir, DYP yi ise  Süleyman Demirel. İkisinin de siyasetteki hesapları ayrı.
Ama bu iki partinin siyaset mevtası olması tabii ki bu iki şahsın kararı değildir. İşte bu kararı verenler  bugünkü manzarayı hazırlayanlardır. Peki, kim bunlar?

4.5 yıl öncesine geri dönülürse  hatırlanacaktır.  Türkiye yi kasıp kavuran  Yeni Türkiye Partisi(YTP) hareketini herkes bilir. Kemal Derviş ekonomiyi rayına koyan bir kahraman edasıyla, bu partinin başına geçerek Türkiye yi de rayına koyacak isim olarak lanse ediliyordu.  Seçim kararı alındı.

Tıpkı bugün DYP-ANAP birleşmesinin yarım kaldığı gibi. Kemal Derviş  bir anda CHP'li oldu. Tek başına iktidar olacak ve Türkiye'yi kurtaracak bir partinin liderliği varken neden bir anda sade milletvekilliğine razı oldu Derviş?

İşte bütün sır burda yatıyor.

Kim Derviş'i  YTP'nin başına geçeceği sırada ikna ederek CHP'ye yönlendirdi? Neden geçirdi? Bu  sorular  Derviş'in ağzından daha sonra cevap buldu. Çünkü, Derviş  YTP'nin başına geçseydi CHP kesin baraj altı kalıyordu. YTP de muhtemelen baraj altı kalacatı. O taktirde  Ak Parti barajı geçen tek parti olacaktı. Sonuçta  Derin Siyaset Hesabı yapanlar Derviş'e yön vermişlerdir.

Aynı oyunun başka versiyonu ile karşı karşıyayız bugün.

Bu oyunun adı 367'dir. Derin Siyaset Hesabı yapanlar, son bir yıldır  CHP-MHP-DYP koalisyon hesapları yapıyordu. Bunun için arayışlar ve planlar vardı. Daha önce bir sol partinin çatısı altında hükümet kurma tecrübesi olan MHP'nin böyle bir formüle karşı çıkması şansı yoktu. Yani mutlaka yer alacaktı.  Bu iki partinin yanına yedek olarak DYP düşünülüyordu. Ciddi ciddi  Ankara kulislerine yansımaya başlamıştı bu senaryo.

Bu arada baraj sorunu yaşayacak DYP'nin ANAP la  birleşmesi formülleri de hazırdı.  MHP'nin  yükseltilmesi stratajisi her zaman bellidir; Terör arttığında MHP her zaman oy kazanmıştır. DYP-ANAP birleşmesi de Derin Siyaset Hesapcılarının  baraj sorununu çözüyordu. Zafen amaç CHP'nin başkanlığında bir hükümetti.  O nedenle MHP'nin iyi oy alması, DYP-ANAP ittifakının da barajı geçmesi yeterliydi.  Sonuçta Ak Parti'yi muhalefete düşürecek formül buydu.

Derin Siyaset hesapcılarının ta başından itibaren temel hedefi bu parlemetoya Cumhurbaşkanı seçtirmemekti. Bunun iyi bilinmesi gerekir. Bu nedenle bir çok senaryo hazırlanmıştı. Bu senaryoların iki önemli  oyuncusu olarak ise CHP ve MHP idi.

Sine-i millet bunlardan biridir. CHP sine-i millet formülünü bir yıl boyunca  tartıştı. Fakat milletvekillerine güvenemediler. Meclis'ten kaçıyorlar damgasından korktular. MHP'nin  Erdoğan'ın 'Cumhurbaşkanlığına çıkması halinde indirerek  yargılayacakları' söylemi diğer bir seneryo idi. Bu söylem için Bahçeli iki defa özel basın toplantısı yaptı. Bu söylem MHP'ye zarar verdiği için geri çekildi.

Takvimler bile havada uçuşuyordu. 18 Mart'ta seçim yapılacağı,  4 Nisan'da  Meclis Başkanı'nın seçileceği, hemen ardından yeni hükümet kurulmadan Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin başlayacağı  gibi senaryolar... Tüm bunlar gerçekleşmedi.  Ama, sonuçta CHP'nin de MHP'nin de hatta Anayasa Mahkemesi'nin de sıcak bakmadığı senaryo üzerinden bu Meclis'e Cumhurbaşkanı seçtirilmedi. Yani Derin Siyaset  Hesapcıları birinci amaçlarına ulaştılar. Ama, sadece hesabı ertelediler.

Bütün hesaplar 27 Nisan günü yaşanan Cumhurbaşkanlığı seçimi ve ardından gelen bildiri ile  alt-üst oldu. 367 olayı  Derin Siyaset Hesabı yapanları yeni arayışlara itti. Ellerine 367 yi bulamayan siyasi iktidarın ' müktedir' olamayacağı formulü geçmişti.  Bu nedenle CHP-MHP-DYP  koalisyon hükümeti formülünden vazgeçildi. Gerçekleşme şansı da kalmamıştı zaten.

Ama Derin Siyaset Hesabı yapanlar ellerine 367 formülünü geçirirken  başka bir hesapta  yanılmışlardı.

Bu da CHP-MHP-DYP hükümeti hesapları yapılırken  yaşanan 27 Nisan krizi nedeniyle  MHP'nin de, DYP'nin de  ciddi deprem geçireceği, tabanlarının bu durumu  hiç kabul etmeyeceği sonuçta da baraj altı kalma riski...
 
Bu durum Derin Siyaset Hesabcilerini   yeni hesap yapmaya ve siyasi karar almaya yöneltti. Bu kapsamda bazı siyasi partiler  formüllerin işlemesi için kurban verilmeliydi. DYP ciddi yara almıştı. MHP o kadar değildi. Zaten MHP nin oylarını yükseltme formülü şaşmaz şekilde işliyordu. Ne de olsa MHP aylar önce 367 dizaynı yapılırken danışılan bir partiydi. Yani Derin Siyaset Hesabı yapanların yanında hep itibarı vardı. Yeni durum karşısında  Derin Siyaset Hesapcılarının karar vermesi  kolay oldu.

DYP-ANAP birleşmesi kurban edilecekti. Her ne kadar DP çatısı altında toplanma kararı kongrede alınsa da, önemli değildi. 1960 ta olduğu gibi DP her zaman kurban edilmeye hazırdı ellerinde. Sonuçta  birlikte girmeleri halinde DP de MHP de baraj altında kalacaktı. Ak Parti'nin toplumsal tepkinin yardımı ile de 367 değil en az 400 milletvekili ile gelmesi işten değildi artık.

MHP rahatlıkla barajı geçsin diye  DP kurban edildi. Bugün  yapılan bütün anket sonuçları iyi analiz edilecek olursa DYP ve ANAP'tan kaçan önemli miktarda oyların Ak Parti yerine  MHP'ye kaydığı anlaşılacaktır.. Çünkü, az bir oy bile MHP ye yetiyor.

DTP'LİLERİN  BAĞIMSIZ GİRMESİ DERİN SİYASET HESAPCILARININ KARARI MI?

Bu soru çok önemli. DTP'lilerin seçimlere girdiği bütün bölgelerde Ak Parti kuvvetlidir. DTP'nin karşısında en çok oyu ancak Ak Parti alabiliyor.  DTP baraja takılınca bu bölgelerde  ful bütün milletvekillerini  Ak Parti çıkaracaktı.

Fakat, Meclis'e iki partinin girmesi halinde Ak Parti 367'yi rahatlıkla aşarak 400' lerin üzerine çıkması kesinlik kazanacaktı. Derin Siyaset Hesapcıları bunun da çaresini buldu...Millete 25 yıldır evlat acısı çektiren terör örgütü PKK'nın siyasi yanlısı DTP'nin bağımsız adaylarla seçimlere girmesini sağladılar... Bununla öncelikli hesap;  Ak Parti'nin 367'nin altında kalmasını sağlamaktir.

Diğer bir faydası da seçmen tabanına  "Bakın DTP (Yani  PKK)  Meclis'e giriyor. Bunların hakkından ancak MHP gelir. Meclis'e MHP lazım" havasını vermekti.

Tabii seçmenin perde arkasını bilme imkanı olmadığı şu propaganda da, aynı zamanda yapılacaktı ve bugünlerde de yapılıyor da: " DTP'li bağımsızlar Meclis'e girince Ak Parti'yle birlikte hareket edecekler. "

20 yıldan beri siyaset arenasında olan ve bugüne kadar bağımsız girme imkanı olup da  girmeyen ve ısrarla  bir siyasi çatı altında bulunan DTP'liler  Derin Siyaset Hesapcılarının düşünceleri doğrultusunda ilk defa ani bir kararla bağımsız aday oluyorlar.

Bugünlerde MHP'nin "Ak Parti DTP'li bağımsızlarla ittifak kuracak" idddialarına gülüyorum.

Çünkü DTP'li bağımsızların gelmesini isteyenler Derin Siyaset Hesapcıları değil mi? Eğer bir ittifak varsa bu CHP-MHP-BAĞIMSIZLAR (Her türlü bağımsız) seçimlerle birlikte zaten kuruldu. Kaldı ki Ak Parti  kendi milletvekili sayısını eksilten DTP'li bağımsızlarla neden ittifak kursun.

Böyle bir yola girerse oy verenlerine bunu nasıl anlatacak? Ama cumhurbaşkanlığı seçiminde DTP' li bağımsızların diğer protestocu partilerle birlikte Meclis'e girmeme ihtimali daha yüksektir.

Seçimlere çok az zaman kaldı.

Derin Hesap Yapanların hesapları tutacak mı, yeni hesapları ne olacak? Hepsini göreceğiz. Çünkü gelecek Meclis'in en önemli işi Cumhurbaşkanlığı seçimidir. Cumhurbaşkanlığı da bu ülkede  Derin Siyasi Hesapcılarının  vazgeçemeyeceği bir makamdır. Her türlü oyuna hazır olun.

cafesiyaset/sadullah özcan



Bu haber 638 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,020 µs