En Sıcak Konular

AİHM, Türkiye'yi tazminata mahkûm etti

10 Ağustos 2012 14:03 tsi
AİHM, Türkiye'yi 'Hayata Dönüş' operasyonununda hayatını kaybeden Cuma Şat'a 15 bin Euro ödemeye mahkûm etti

Bayrampaşa Cezaevi'ne 19 Aralık 2000'de yapılan operasyonda asker kurşunuyla yaralanan Cuma Şat'ın "yaşam hakkının ihlal edildiğine" karar veren AİHM, Türkiye'yi 15 bin Euro tazminata mahkûm etti.

Ayça Söylemez'in Bianet'teki haberi şöyle:

Cuma Şat, 19-22 Aralık 2000'deki "Hayata Dönüş Operasyonu" sırasında 12 kişinin ölmesine, 55 kişinin yaralanmasına neden olan "Tufan Planı"nın uygulandığı Bayrampaşa Cezaevi'ndeydi.

Kurşunla yaralanan Şat, operasyonun ardından Edirne F Tipi Cezaevi'ne nakledildi. Burada tedavi yapılmadığı gerekçesiyle Adalet Bakanlığı'na yapılan başvurunun ardından hastaneye sevk edilerek ameliyat edildi.

Avukatı Hacer Çekiç, bianet'e yaptığı açıklamada, "Erken müdahale edilseydi sakat kalmayabilirdi" dedi.

Şimdi kolu için "yüzde 70 kullanamaz" şeklinde raporu var. Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) da Şat'ın operasyon esnasında ve sonrasında işkence gördüğüne dair rapor düzenledi.

İsviçre'nin Basel kentinde yaşayan 55 yaşındaki Şat, Türkiye'de yaptığı başvurulardan sonuç alamayınca "operasyonda yaşam hakkının tehlikeye atıldığı, işkence ve kötü muamele gördüğü, kurşun yarasının yeterince tedavi edilmediği, bununla ilgili etkin soruşturma yapılmadığı" gerekçeleriyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu.

AİHM, Şat'ı haklı buldu ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2. maddesi uyarınca yaşam hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

Türkiye, Şat'a 15 bin Euro (yaklaşık 33 bin TL) manevi tazminat, 1000 Euro da mahkeme masrafı ödemeye mahkum oldu.

AİHM, kararında, "Şat'ın yaşamının devletin sorumluluğunda olduğunu" belirtti.


'Aylarca hastaneye gönderilmedi'

Şat, 12 Aralık 1995'te "Türkiye Emekçi Komünist Partisi/Leninist'e (TKEP/L) üyelikten" 9,5 yıl ceza aldı.

Bayrampaşa Cezaevi'nde düzenlenen Hayata Dönüş Operasyonu sırasında askerlerin açtığı ateşle yaralandı, dirseği parçalandı. Operasyonunu ardından önce Haseki Hastanesi'ne, 22 Ocak 2001'de de Edirne F Tipi Cezaevi'ne sevk edildi.

Avukatı Çelik, bu hapishanede tüm taleplerine rağmen Şat'ın tedavisinin yapılmadığını, bunun üzerine bakanlığa başvurduklarını söyledi. Aylar sonra Adalet Bakanlığı'nın talimatıyla hastaneye sevk edilen Şat burada ameliyat oldu.

2 Haziran 2001'de Samandağ Cezaevi'ne nakledilen Şat, bir yıl sonra tahliye oldu.

Şat da dahil 167 tutuklu ve hükümlüye "devlet malına zarar vermek ve idareye karşı ayaklanmak" iddiasıyla Eyüp. 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan dava 2008'de zamanaşımından düştü. Bu dosya halen Yargıtay'da.

Jandarmalar ve gardiyanlar aleyhine "kötü muamele ve işkence" iddiasıyla açılan davanın da Haziran 2008'de zamanaşımından düşürülmesi kararı Yargıtay 4. Ceza Dairesi tarafından 24 Haziran 2012'de onandı.

Olaydan 10 yıl sonra, Bayrampaşa Cezaevi'ndeki 39 er hakkında "kasten öldürme" ve "öldürmeye teşebbüs" iddiasıyla Mayıs 2010'da Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan dava ise halen sürüyor.

Şat, yaşam hakkı ihlali ve işkence iddialarıyla ilgili yaptığı suç duyuruları hakkında işlem yapılmayınca, 23 Mart 2004'te AİHM'e başvurdu.


'Hayatının sorumluluğu devlete aitti'

Şat'la ilgili kararın bir benzeri, Aralık 2010'da İsmail Altun için verilmişti. Altun da operasyonda karnından ve sol dizinden üç kurşun yarası almış, Edirne F Tipi Cezaevi'ne nakledilmişti.

Wernicke-Korsakoff hastası olan Altun, tahliyesinin ardından 2002'de AİHM'e başvurmuştu. "Devletin insan hayatını koruma yükümlülüğünü" hatırlatan AİHM, Altun'un da "yaşam hakkının ihlal edildiğine" hükmetti.

Altun kararında olduğu gibi, Şat kararında da AİHM şu yorumlara yer verdi:

"Olay, kamu hizmetinin hatasının sonucudur. Türkiye, kurşun yaralarının nasıl meydana geldiği hakkında yeterli bir açıklama yapamadı, konuyla ilgili etkin soruşturma da yapılmadı. Türkiye'nin savunması, Şat'ın isyanda aktif olarak yer aldığını açıklamak için yetersiz."

"Hayatının sorumluluğu devlete aitti. Ancak operasyonda öldürücü güç kullanıldı. Bunu meşrulaştıracak bir direniş tespit edilemedi. Demokratik ülkelerde böyle bir müdahalenin yapılması daha kesin kriterlere bağlıdır."

"Türkiye, 'cezaevlerindeki kontrolü kaybettiğini' ileri sürüyor. Bu da kamu hizmetlerinde eksiklik olduğunu gösterir."

"Olayın nasıl meydana geldiği 12 yıl sonra halen aydınlatılmış değil. Bayrampaşa Cezaevi'yle ilgili dava, olaydan 10 yıl sonra, İsmail Altun kararının çıkmasının ardından açılabildi."



Bu haber 603 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,712 µs