Erdoğan ve Babacan’ın kimden korktuğunu biliyor musunuz?

12 Temmuz 2007 13:02 tsi
Bu bir Ankara sohbeti. Fala inanmayın ama falsız da kalmayın denir ya. O türden. Azıcık tebessüm edin.. Ama kulağınızı çok kapamayın. Zira hem Başbakan’ın hem de Babacan’ın o iki kişiden korkuları mâkul nedenleri dayanıyor! İşte Başbakan Erdoğ

İşin doğrusu, Başbakan’ı korkutan kişi ve sebebi son derece anlaşılabilir. Yani psikolojik nedenleri de olabilir ama en önemlisi seçim döneminde kendisi ve AKP üzerinde yaratabileceği hasar!

Yani mâkul ve politik mantığa uygun gerekçeleri var. Psikolojik nedenleri tahmin edilebilir.. Zira Başbakan’ın korktuğu kişi O’na hala, “seni gidi seni, gel bakayım buraya, sen daha çoluk çocuksun, avucumun işi gibi bilirim ben sizi, beyaz imam hatipli” diye seslenecek, samimi “geçmişe” sahip.

Seni gidi seni!

Sürpriz olmağı gibi bu isim elbette Necmettin Erbakan! Başbakan’ın Erbakan’dan çekinip çekinmediği ayrı bir mesele ama burada farklı olan konu açıkça seçimlerle ilgili. Zira Erbakan, AKP ve Erdoğan üzerinde belki tüm muhalefet partilerinin hepsinden daha fazla yıkıcı etki yaratabiliyor.

Bu konu AKP içinde de açıkça konuşuluyor. Öyle ki Erbakan hocanın bir televizyon kanalında uzun mülakat o kadar ilgi çekmiş durumda ki, hem kanal bu programı tekraren-yoğun istek üzerine-yayınladı hem de AKP tabanında en popüler konulardan biri oldu.

Erbakan’ın seçime yönelik yıpratıcı etkisi bununla kalmıyor. Çünkü Erbakan’ın tavrı Saadet Partisi’ne avantaj sağlamaktan ziyade AKP’yi zayıflatmaya dayanıyor.

Meselâ çok önem ve özen gösterilerek malzemelerinin hazırlandığı anlaşılan konferansler serisi büyük ilgi görüyor. Odak noktası, daha doğrusu hedef ise Erdoğan ve AKP.

Bu örnekleri vermeye bile gerek yok aslında. Erbakan’ın yeniden seçim yarışına katılma kararı vermiş olması bile yeterli. Kaldı ki 2002 seçimlerinde ve 2004 mahalli seçimlerde Erbakan hiç yoktu. En azından fiilen.

Peki Erdoğan’ın Erbakan hocadan en azından politik arena da korkmasının anlamı var mı? Zira Erbakan siyeseten yasaklı ve “Milli Görüş” son iki seçimlerde AKP’de tezahür etti.

O zaman yok demek çok zor. Çünkü Erbakan, AKP tabanını hayli zorluyor ve bunun AKP’ye sandıkta zaiyat verdirmemesi mümkün değil.

Babacan’ın korkusu çok başka!

Ankara Sohbeti’nin ikinci yarısı ise Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan ile ilgili. Babacan’ın değişik bir durumu var. Babacan hem “kendisi” hem de bakanlık ve icraatları çok övgü alan bir isim.

Ancak bu övgüler daha ziyade Başbakan (Abdulah Gül’ün adaylığının Başbakan tarafından ilan edildiği AKP Grubu’nda Babacan’a elense çekerek kafasını göğsüne yaslamasını anımsayınız.) ve Batılı ülke yönetimlerinden geliyor.

AKP içindeki konumu, hele Milli Görüş veya parti tabanındaki sempatisi üzerine bu çapta söylenecek bir veri yok!

Kıyas yapılması gerekirse.. Abdüllatif Şener Batı’dan veya Erdoğan’dan pek övgü almıyordu ama parti tabanının bir sevgisi olduğu reddedilemez.

‘Batman’ Şimşek!

İşte şimdi, Ankara söylencelerine itibar ederseniz, Babacan’a bir rakip gelmiş bulunuyor. İsmi Mehmet Şimşek! Bir kere rahatlıkla söylenebilir ki, Babacan kadar Batı’da bilinen ve saygı duyulan bir isim.

En az onun kadar seviliyor. Batı ile bağları tartışılmaz. Kariyerinin de anlamlı bir bölümü buradan geliyor.

Şimşek, Batmanlı ve 9 çocuklu bir ailenin en küçüğü. Öğretmen ağabeyinin desteğiyle okumuş. Merrill Lynch gibi dünyaca-Türkiye’de de-bilinen ve saygın bir kuruluşun Avrupa Ortadoğu ve Afrika Bölgesi Ekonomik ve Stratejik Araştırmalar Bölümü Başkanlığı yapmış.

Milyarlarca doları yönetmiş. Dahası ABD ile arası da iyi. O kadar ki Amerikan Büyükelçiliği’nde fiilen çalışmış. Onlaar Ekonomi danışmanlığı vermiş.

Ve şimdi de AKP adayı. Üstelik AKP üst yönetiminin davet ve beğenisiyle. Denebilir ki Babacan formatının benzeri. İşte Ali Babacan’ın korkusu da bu zaten. Yeni TBMM, yeni kabine, yeni bir bakan getirir mi acaba?
www.iyibilgi.com
 

Bu haber 965 defa okundu.