iyibilgi özel" /> iyibilgi özel"/>

En Sıcak Konular

Asıl hesaplaşma seçimlerden sonra!

11 Temmuz 2007 14:48 tsi
Asıl hesaplaşma seçimlerden sonra! 22 Temmuz'dan sonra merkez sağ nasıl şekillenecek? Bilgi Üniversitesi'nde öğretim üyesi olan Radikal yazarı Erol Katırcıoğlu iyibilgi'nin sorularını yanıtladı. iyibilgi özel

Seçime sadece 11 gün kaldı. Sizce AKP ne yapar?

Kamuoyu yoklamalarından etkilenerek bir seçim sonrası tahayyülüm var. Bence AKP oyların yüzde 40’ını alacak. MHP barajı geçecek, CHP yüzde 20-22 arasında oy alacak. AKP ile ilgili olarak 367 dayatması yapıldı. Yasaları zorlayarak Cumhurbaşkanlığı seçtirilmedi. Seçimi çıkmaza sürükleyen gelişmeler, muhtıra, AKP’nin genel mağduriyet söylemini mümkün kıldı. Ve bunun etrafında propaganda çalışmaları yapılıyor. AKP’ye sol ve demokrat söylem içinden bakarak söyleyemeye çalışacağım; AKP’nin kendi içinde demokrat olduğunu söylemek zor ama işlevsel olarak demokratik bir söylem yarattı. Türkiye’nin en önemli sorunu, sorunlarını konuşamaması… Sorunları konuşamamamız ciddi bir sorun. Toplum olarak sorunlarımızı konuşabileceğimiz demokrasi ortamının kurulması gerekiyor. AKP’nin buna hizmet ettiğini düşünüyorum. AKP her ne kadar toplumun tümünü kucaklamasa da bu girişimleri Türkiye’yi daha özgürleştirecek. Bu arada, ben AKP’li değilim

AKP tek başına kazanırsa seçim sonrasında özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimleri ya da sistemin AKP’yi kabullenmesi açısından bir kriz bekliyor musunuz? Yoksa Türkiye sarsıntılı günleri artık geride mi bırakıyor?

Cumhurbaşkanlığı konusunda bir yumuşama havası var üç beş haftalık süreçte. Ama bu sorun aşılmadı. Cumhurbaşkanlığı seçimi iki ayrı ve rakip projenin bir çatışması olarak görüyorum. İlk proje daha batılı bir proje ki egemen proje buydu. Ama Osmanlı’nın son günlerinden başlayarak İslam üzerinden modernleşme projesi var ve bu iki proje çatışma noktasına geliyor. Böyle olunca da ordu müdahale etmek ihtiyacı hissediyor. İlk defa İslami değerlere yönelik modernleşme çabasında başarılı sonuçlar ortaya çıkmıştı. Cumhurbaşkanını belirleyecek seçimler AKP’nin zaferiyle sonuçlansaydı, karşı sistem yenilgiye uğrayacaktı. Bir anlamda daha batılı projenin mağlup olacaktı. Buna müsaade edilmedi ama bu gereklilik hala ortada. Eğer AKP sadece kendi belirleyici adayın arkasında durmayı öngörürse kriz devam edebilir. Ama Tayip Erdoğan’ın verdiği yumuşak mesajların ardından hemen Deniz Baykal’ın verdiği cevap, problemin derinde hala devam ettiğini gösteriyor. Ama iki tarafından sindireceği isim olursa böyle bir krizin olmayacağını düşünüyorum. AKP pragmatik bir parti, kavga etmek istemiyor. Ama çok da içine sinmeyen bir cumhurbaşkanı adayını da desteklemeye düşünemez.

Peki, CHP?

CHP belki de tarihinde hiç sol olmadı. Bülent Ecevit zamanında sol olmaya uygun laflar etti. Sloganlar üretti ama o kadardı. Tabii sol duyarlılığı olan insanlar oy vermekten çekinmediler. Ama CHP’nin 2-3 yıldır ürettiği politikanın sol olma şansı yok. 301. maddenin kaldırılmasına karşı olmaları, etnik milliyetçiliği çağrıştıran Türklük tanımları, Anayasa Mahkemesi’ne uyguladıkları baskı, ordunun müdahale etmesini istemeleri, AKP’nin cumhurbaşkanı adayının seçilmesi durumunda toplumda çatışma çıkacağına dair söylemleri, sağcı olarak bilinen kişilerin CHP’ye katılmaları, CHP’nin sosyal demokrat bir parti olmaması, böyle bir partinin yokluğu Türkiye’nin siyasi bunalıma girmesine neden oluyor. Sol olmayan bir atmosfer batılı normlar açısından bakınca olumsuz bir tablo ortaya çıkarıyor. Seçimlerde CHP’nin yüzde 20-22 oranında oy almasını bekliyorum.

Böyle bir sonuç sonrası Deniz Baykal kendisini başarılı ilan edecek mi?

Bu başarı değil. Baykal bunu daha önceden yaptığı gibi başarı olarak sunabilir. Deniz Baykal’ın siyasetten çekilmesi gerekiyor. Mesut Yılmaz, Tansu Çiller nasıl ki parlamento dışında kaldıktan sonra siyasetten çekildilerse, Baykal da böyle yapmalıydı. Bundan önceki seçimlerde baraj altında kalınca şansını bir kere daha kullandı. Ama artık Deniz Baykal ve onun anlayışındaki liderlerin solcu olmaya hakkı yok.

MHP’nin şansı nedir? Terörün artması MHP’ye yaradı mı?

Terörün artışıyla MHP’nin oylarının artması arasında doğru bir orantı var. Terör besliyor MHP’yi. Şehitlerin arka arkaya gelmiş olması milliyetçiliği kamçılıyor. MHP gibi milliyetçilik yapan partiyi besliyor. MHP’nin değiştiğine dair, demokrasiyi sindirdiği dair bir görüntü vardı. Ama bunun tersi olduğu görünüyor. Dün gazetelere çıktı. Atila Kaya 1980’de adam öldürmekten idamla yargılanmış. Hangi demokraside bu suçu işleyen biri bir milletvekili adayı olur? MHP’nin vizyonuna hiç uymuyor. Mesela, Gündüz Aktan’ın içinde bulunduğu MHP’nin parlamentoda olması sağlıklı bir şey olur. MHP kadrolarının sokakta olacağına mecliste olması daha iyi. Tıpkı Kürtler gibi... Parlamentoda olmalılar. Konuşulabilmeli. 15-20 milyon Kürt var ama sorun konuşulmuyor. Onlar da parlamentoda temsil edilebilmeli.

Devlet Bahçeli’nin insanların üzerine yağlı urgan atmasını nasıl karşıladınız?

Bundan utanç duydum. Yağlı urgan muhabbetini bir liderin yapabiliyor olması, Tayyip Erdoğan’ın da buna devam etmesi utanç verici bir şey. Çok ayıpladım. MHP daha demokrat bir görüntü vermeye başlamıştı. Birden bire böyle bir şeyle karşılaştık. Liderler çok sorumlu olmalı. Hem etnik, hem din açısından parçalı bir Türkiye’de uzlaşma siyaseti olmalı.

DTP’li bağımsızların söyleminde ciddi bir yumuşama var. Ahmet Türk “eski hatalarımızı tekrarlamayız” diyor. Sizce bu Türkiye için bir fırsat mı? Yoksa pek bir şey beklemeyelim mi?

Oradaki arkadaşların toplumun duyarlılıklarını anladıkları kanaatindeyim. Kürt meselesi Türklerin de meselesi... Türkler ve Kürtlerin çözüm için anlaşabilmesi lazım, konuşabilmeleri lazım. Bunun yeri de parlamento. Kürt arkadaşlar milliyetçilik hevesine kapılmamalılar. Kürt siyasetçilere şunu söylemek istiyorum: Türk demokrasisinin Kürtlere ihtiyacı var. Türklerle birlikte demokrasi mücadelesi edilmesi gerekiyor. Her iki taraftan da hayatlar yok edildi. Bunun karşılığı nedir? Bağımsız bir Kürdistan kurma şansları olmadığı çok açık. Türklerin ve Kürtlerin kaderi birdir ve sorunları birlikte çözmeleri lazım. Her iki tarafın da şahinleri var.  Onların içinde de daha sert olması isteyenler var. Fakat Ahmet Türk insan olarak çok yumuşak, anlayışlı biri… Eskisi gibi olmayacaklarını düşünüyorum.

Genç Parti hakkında ne düşünüyorsunuz?

Cem Uzan ve MHP’yi tahterevallinin iki ucu gibi görüyorum. Biri daha modern, biri daha İslami… Cem Uzan daha modern bir milliyetçiliği çağrıştırıyordu. MHP ise daha çok Türk vurgusu yapan, etnik kökenleri çağrıştıran bir milliyetçilik yapıyor. Bu MHP’nin lehine görünüyor.

Sağda birleşmeyi gerçekleştiremeyen Demokrat Parti’nin şansı var mı?

DP çok kötü yönetildi. Erkan Mumcu’nun da başarısızlığı olabilir. Birleşme adımları sağlıklı adımlardı. Devam edemediler. Çok garip biçimde beceremediler. Mehmet Ağar’ın ciddi bir baraj sıkıntısı olacak. 22 Temmuz’da alınacak sonuç, sağın içinde bir hesaplaşma getirecek. Açıkçası sağ neresi sol neresi yeni bir tanımlanmaya doğru gidiyor.

Nasıl bir tanımlama olacak bu?

Benim kanaatim o ki Türkiye’nin yeni döneminde iki tür siyasi eksen ortaya çıkacak. ABD’deki gibi Cumhuriyetçiler olacak. Demokrasiyi ikincil düşünenler. Bu eksenin en önemli aktörü CHP olacak. Öbür tarafta demokratik eksen çıkacak. Orada da AKP görünüyor. Onların da sıkıntısı var. Gerçekten demokrat olacaklar mı? Onlar kendi yandaşlarına demokrat. O kesime mi yönelecekler sadece, yoksa gerçekten demokrat olup tüm toplumu mu kucaklayacaklar? Zafer Üskül, Ertuğrul Günay gibi birkaç ismin partiye katılmasıyla olmaz sadece. Sadece İslami kesimin duyarlılıkları yanıtlanarak gerçek demokrat olamazlar. Gerçekten çağdaş demokrat olanlar tüm insanların isteklerine kulak vermeli. Demokratların, Avrupa Birliği yandaşı, herkesi kucaklayan, yeni bir siyasi oluşuma ihtiyacımız var. 

www.iyibilgi.com



Bu haber 1,662 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,018 µs