Abdüllatif Şener, profesör oluyor

11 Temmuz 2007 09:23 tsi
2002 seçimlerinde AKP'den milletvekili seçilen ve başbakan yardımcılığı yapan Abdüllatif Şener'in cumhurbaşkanlığı için adının anılması konusunu yorumlayan Taha Akyol, ilginç bilgiler aktardı. Şener, hangi üniversitelerle anlaştı, nerelerde ders verecek

Abdüllatif Şener, Profesör

Abdüllatif Şener, cumhurbaşkanlığı için düşünülen bir isim mi? Sağdan, soldan pek çok kimsenin bunu sempatiyle karşılayacağından eminim. Fakat öyle bir kararı da, hesabı da yok. Hacettepe Üniversitesi ile anlaştı bile; sonbahardan itibaren ekonomi dersleri verecek.
Ders konusu da belli: Türkiye'de yeni gelişmekte olan "kurumsal iktisat" konusunda...
TOBB Üniversitesi de Şener'e öğretim üyeliği önerdi. İkinci sömestrden başlayarak orada da ders verecek.
Türkiye'nin kaliteli üniversitelerinden ikisinin Şener'e öğretim üyeliği önermesi hem onun birikimini, hem üniversitelerimizdeki olumlu zihniyet değişimini görmek bakımından önemlidir: Daha çok teorik öğretime önem veren üniversite geleneğimiz artık "tecrübe"ye, uygulamadan gelen insanların ders vermesine de önem veriyor.
Doç. Dr. Abdüllatif Şener'e bir süre sonra "Prof. Dr. Abdüllatif Şener" diyeceğiz.

Yeni bir açı
Politikaya girdiği günden beri daima takdirle takip ettiğim Şener'le dün görüştüm. İki üniversitede ders vereceğini doğruladı, şöyle konuştu:
- Nobel ödüllü Douglass North, Amerikan gelişmişliğinin temelinde Amerika'nın kurumsal yapısını görüyor. Ekonomik gelişmeyi veya gelişmemeyi kurumsal açıdan izah ederek Nobel ödülünü aldı. Ben de üniversitede 'kurumsal iktisat' dersleri vereceğim.
Böyle bir ders için Şener biçilmiş kaftan! Çünkü yıllardır siyasetin, devlet yönetiminin içinde... RP-DYP hükümetinde Maliye Bakanı olarak görev aldı. Vergi ve ekonomi arasındaki ilişkilere maliye 'kurum'u açısından baktı. Doçentlik tezi de Tanzimat'tan itibaren Türkiye'de maliye kurumunun modernleşmesi idi.
AKP hükümetinde ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı olarak 'kurumlar'la ekonomi arasındaki olumlu olumsuz etkileşimleri tecrübelerle gördü.
Şöyle diyor:
- Kurumsal iktisat eskiden beri teorik olarak ilgimi çekerdi. Siyaset ve devlet hayatımda bunun uygulamasını, uygulama sorunlarını gördüm. Bu tecrübelerimle birlikte ders anlatacağım.

Piyasa yeter mi?
Abdüllatif Şener'den adını öğrenince Douglass North'un 1993 Nobel ödül konuşmasını bulup okudum. "Neo-klasik" (saf liberal) teorinin iktisadi kalkınmayı da iktisat tarihini de izahta yetersiz olduğunu, çünkü her şeyi "piyasa"ya indirgediğini anlatıyor: Halbuki "kurumsal yapılar" daha önemlidir, piyasayı bile düzenler... Sovyetler, kurumsal yapıları yüzünden çöktü...
Bunları okuyunca Prof. Şevket Pamuk'la Roger Owen'in, 1923-1940 arasında neden Türkiye'nin ekonomide Mısır'dan çok daha başarılı olduğuna dair izahlarını hatırladım. Türkiye'nin Osmanlı'dan devraldığı bir kurumsal yapı vardı; ekonomiyi düzenleyecek, hükümetlerin iktisat politikalarını uygulayacak.
Şener'in entelektüel kapasitesini biliyorum. Doçentlik tezini okuduğum için akademik ve teorik birikimini de biliyorum. Şimdi, Şener'in, "kurumlar"ı yönetmiş, sorunları, çözümleri, çözümsüzlükleri tecrübelerle yaşamış bir kimse olarak vereceği derslerin iktisat kültürümüze ciddi katkı sağlayacağına inanıyorum.
Sosyolog Max Weber'in, ilmini yaptığı siyasette uzun süre kalamaması hep dikkatimi çekerdi. Demek ki siyasetle akademik ve entelektüel hayatın gerektirdiği tipler farklı...
Siyaset, Şener gibi bir değeri elden kaçırdıysa da akademyamız kazanacak.

Milliyet

Bu haber 416 defa okundu.