En Sıcak Konular

'Kıbrıs Harekatı tüm Türk milleti için önemlidir'

20 Temmuz 2012 15:54 tsi
Başbakan Yardımcısı Atalay, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı'nın 38. yılı nedeniyle Lefkoşa Dr. Fazıl Küçük Bulvarı'nda düzenlenen törende konuşma yaptı.

20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'nın 38. yıl dönümünde KKTC'de bulunmaktan onur duyduğunu ifade eden Atalay, "Sizlere, sevincinizi ve coşkunuzu gönülden paylaşan Sayın Başbakanımızın, Hükümetimizin ve Anavatan'daki kardeşlerinizin sevgilerini ve selamlarını getirdim. Esasen Türkiye olarak biz yanınızdayız, hepimiz yanınızdayız. Cumhurbaşkanlığımız, Meclisimiz, Hükümetimiz, Anamuahlefetimiz, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, Dışişleri Bakanlığımız bütün kurumlarımızla burada sizin yanınızdayız" dedi.

Barış Harekatı'nın Kıbrıs için olduğu kadar tüm Türk milleti için tarihi bir dönüm noktası olduğunu vurgulayan Atalay, şöyle konuştu:

"Kıbrıs Türk'ünün hür yaşama, adanının eşit sahibi olarak varlığını sürdürme hakkı için verilen mücadelenin en şerefli günüdür.

Barış Harekatı, Anavatan Türkiye'nin Kıbrıs Türk'ünü ebediyen koruma azim ve kararlılığının ifadesi olduğu kadar, derin acıların tekrarlanmasına asla izin verilmeyeceğinin de bir taahhüdüdür. Kıbrıs Türk'ü geleceğe güvenle bakmasını sağlayan Barış Harekatı'ndan güç almış, hukuk ve eşitlik mücadelesini güven içinde sürdürme imkanı bulmuş, bu mücadelesini kararlılık ve inançla bugünlere taşımıştır.

Bu vesileyle Kıbrıs Türk'ünün bağısızlık hareketinde emeği geçen herkese, buradan teşekkür ediyorum. Dr. Küçük, Rauf Denktaş, Kıbrıslı Mücahitler ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne teşekkür ediyorum. Ölenlere rahmet diliyorum."

"Anavatanın boynunun borcu"

Kıbrıs Türk'ünün güvenliği, eşitliği, hukuku ve refahının Anavatan'ın bugün de yarın da boynunun borcu olduğunu kaydeden Atalay, "Kıbrıs Türk'ü, Ada'nın eşit sahibi olarak, hür ve müreffeh yaşayacak, dünya durdukça bu şekilde varolacaktır. Bunu herkes böyle bilmelidir" dedi.

Beşir Atalay, KKTC'nin, hükümeti, parlamentosu ve sivil toplum kuruluşlarıyla, çoğulcu demokratik değerler üzerinde yükselen insan haklarına saygılı, çağdaş hukuk devleti yapısıyla bölgesel barış ve istikrar bakımından önemli bir kazanım olduğunu belirtti.

Kıbrıs müzakereleri

"Yarım yüzyılı tamamlanmak üzere olan Kıbrıs sorununda en başından beri Kıbrıs Türk halkının Ada'nın eşit sahibi olduğu gerçeğine dayanan adil ve kalıcı bir çözümü hedefleyerek, Büyük Türk Milleti'nin ayrılmaz parçası Kıbrıs Türk'ünün bu yöndeki samimi çabalarına Türkiye olarak hep destek sağladıklarını" anlatan Beşir Atalay, şöyle devam etti:

"Ortak milli dava etrafında fikir ve gönül birliği içinde hareket eden Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hükümetleri, Kıbrıs meselesinde dünyanın ezberini bozmuş, Ada'da kimin gerçekten çözüm istediğini, kimin uzlaşmaz taraf olduğunu açık ve somut biçimde ortaya koymuşlardır. Kıbrıs Türk halkı, 2004 yılında BM Kapsamlı Çözüm Planı'na, tüm fedakarlıkları göze alarak "evet" derken, haklı olduğumuz Kıbrıs davasında bir adım öne geçmemizi sağlamış, barıştan, çözümden, uzlaşmadan yana tutumumuzu herkese göstermiştir.

Bunu bir defa daha burada tekrar ediyoruz. Üzerinden uzun yıllar geçti ama tekrar ediyoruz. Tekrar etmekte de fayda var. Bunu, BM'ye, AB'ye ve uluslarası camiaya hatırlatmak bakımından."

"Rum tarafında irade eksikliği"

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin "İyi Niyet Misyonu" çerçevesinde Ada'da iki eşit taraf arasında 2008 yılında başlatılan son müzakere sürecinde de Kıbrıs Türk tarafının sarfettiği yapıcı çabaların kimin çözüm için üzerine düşeni yaptığı, kimin uzlaşmadan kaçınarak haksızlığı baki kılmak için oyalamalarla vakit geçirdiğinin bir kez daha anlaşıldığını ifade eden Atalay, şöyle konuştu:

"Son BM sürecinde başlangıçta İkinci Cumhurbaşkanı Sayın (Mehmet Ali) Talat'ın, son iki yılda da Cumhurbaşkanı Sayın Eroğlu'nun liderliğinde Kıbrıs Türk tarafının sergilediği yapıcı ve kararlı tüm çabalara rağmen, 1 Temmuz 2012 tarihine kadar çözüme ulaşılması ve Ada'yı meşru biçimde temsil edebilecek yeni ortaklık devletinin Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı'nı üstlenmesi, Rum tarafının irade eksikliğinden ötürü maalesef mümkün olamamıştır.

Avrupa Birliği, 2004 yılında Annan Planı'na büyük çoğunlukla 'hayır' oyu vererek çözümden yana olmadığını en açık şekilde ortaya koyan Rum tarafını, buna rağmen tek yanlı olarak üyeliğe kabul etme hatasının sonuçlarına katlanmaktadır. Şayet bir çözüme ulaşılabilmiş olsaydı AB de kendi içine ithal ettiği, temel ilke ve değerleriyle de çelişkili bir durum yaratan bu meseleden kurtulmuş olacaktı.

Tabii şunu da ifade etmek istiyorum. Şu anda bir dönem başkanlığı yürüyor. Güney Kıbrıs Rum Kesimi, AB dönem başkanlığını bir koz olarak kullanma eğilimindedir. Ancak dönem başkanlığı süresince Kıbrıs adasına daha fazla ilgi çevrilecek, daha yakından tanıyacaklar. Ada'yı daha yakından görecekler ve buradaki yarım devlet statüleri de dünya kamuoyu tarafından daha fazla görünür hale gelecektir. Bu dönem başkanlığın belki en önemli faydalarından birisi bu olacaktır."

"Türkiye'nin etkin ve fiili garantisi"

"Son BM sürecinin de Rum tarafının uzlaşmaz tutumundan ötürü sonuçsuz kalmasına rağmen, Kıbrıs'ta Ada'nın ortak sahibi olan iki halkın kurucu iradesini esas alan, müzakere edilmiş bir çözümüm ulaşılabilir bir hedef olduğuna inandıklarını" kaydeden Beşir Atalay, "Şurası çok açıktır ki, Türkiye'nin etkin ve fiili garantisinin devamını da içerecek kapsamlı çözüm, ancak Ada'daki gerçekler temelinde mümkün olabilecektir" dedi.

Kıbrıs'ta çözüm için gerekli olanın, siyasi irade olduğunu vurgulayan Atalay, şunları söyledi:

"Kıbrıs Türk tarafı bu iradeyi en belirgin şekilde ortaya koymuştur ve koymaktadır. Rum tarafının Kıbrıs Türk'ünün samimi çabalarına iyi niyetle karşılık vermek için üzerine düşeni yapması gerekmektedir. Çözümün yolu ancak böyle açılabilecektir. Ancak Kıbrıs Rum tarafının bu yönde bir siyasi iradeye sahip olmadığını, son müzakere sürecinde, 4 yıl boyunca bir kez daha gördük."

Kaynak: AA



Bu haber 676 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,574 µs