Şam saldırısı ABD merkezli mi ?

20 Temmuz 2012 08:31 tsi
Rusya kendi arka bahçesinde Suriye üzerinden vurulmuştur...

Şam rejiminin kalbine yönelen bombalı saldırı, taktik açıdan sıradan bir eylem olmadığı gibi siyasi sonuçları bakımından da çok önemli. Suriye Milli Güvenlik kurulunun toplantı halinde olduğu bir anda patlayan bomba sonucu Savunma bakanı Raciha, İçişleri bakanı El Şaar, Genelkurmay Başkan Yardımcısı Şevket (Esad'ın eniştesi) ve eski Genelkurmay Başkanı Türkmani'nin hayatını kaybettiği açıklandı. Başka hasarlar ve can kayıpları hakkında fazla bir bilgimiz yok. Suriye meselesinin başından beri çok yoğun bir dezenformasyon bombardımanı var ve neler olduğunu bu yüzden tam olarak bilmek mümkün değil. Nitekim bu süreç muhtemelen ileride psikolojik savaşın küresel mücadelelerde kullanımı bağlamında ders olarak okutulacak bir örnek.

Benim Şam saldırısı konusundaki teorim 'ABD merkezli olarak planlandığı yönünde'. Klasik komplo teorisi kuralları çerçevesinde dünyadaki her olayı ABD veya İsrail'e bağlama çabasıyla değil, belli varsayımlarla durumu değerlendirmek yoluyla bu sonuca ulaştım. Sonuçlar üzerinden fail bulma metodu buraya götürüyor. Nedenlerine kısaca değineyim.
 
1- Eylemin en önemli neticesi yaklaşık 20 bin insanın hayatını kaybettiği bu süreçte psikolojik üstünlüğü rejimin sahiplerinden muhaliflere geçirmesi oldu. Rejimin sertliği ve gücü karşısında kendisini çaresiz hisseden kitleler gücün el değiştridiğini gördüğü anda güce doğru meyilleneceklerdir. Sıradan ve apolitik insanların öncelikli arayışı güvenliktir ve böyle kanlı bir süreçte kim güçlüyse ona biat ederek hayatta kalmaya  çalışır. Bu saldırı kendi içinde bolünme yaşayan muhalefeti de konsolide edecektir. Umut varsa mücadele devam eder. Rejimin bütün güvenlik sistemini bir hamlede çökerten böyle bir eylem büyük bir umut kaynağı olacaktır. Sokakların kalabalıklaşması ve çatışmaların şiddetlenmesi bu noktadan sonra kaçınılmazdır.
 
2- Eylemin uluslararası düzlemde de çok ciddi psikolojik etkileri olacaktır. Bir süredir Birleşmiş Milletler'i ve diğer uluslararası girişimleri kitleyen Rusya'nın en ağır imaj darbesini bu saldırıyla aldığı söylenebilir. Rusların inşa ettiği surlarla çevrili Esad rejiminin kalesi çökmüştür. Ordu içerisinde de dalgalanmalar olması beklenebilir. İçeride Rusya'nın yeterli korumayı sağlayamayacağı fikri pompalanacaktır. Rusya kendi arka bahçesinde Suriye üzerinden vurulmuştur.
 
3- Saldırının etkisiyle rejimin çok ağır bir karşılık vermesi beklenmelidir. Ordunun Golan tepelerinde görev yapan askerleri de merkeze çekildiğine göre büyük bir misilleme beklenebilir. Bu sivil can kaybının artmasına ve rejimin ne kadar cani olduğunun dünya kamuoyuna bir kez daha sergilenmesine vesile olacaktır. BM'deki mücadelenin daha da sertleşmesi, Güvenlik Konseyi'nde alınamayan kararların Genel Kurul gündemine alınması söz konusu olabilir. Rusya burada da ciddi bir imaj kaybına uğrayacak ve kitlesel katliamı savunan bir ülke konumunda kalacaktır. Batı açısından süreç kazan- kazan durumuna gidebilir. Bakalım Rus aklı nasıl bir strateji ile bu sıkışmadan çıkacak?
 
4- Saldırı Besar Esad'a ve çekirdek ailesine bir mesaj olarak da algılanmalıdır. Ülkeyi terk etmesi için kendisine hala açık bir kapı bırakılmaktadır. Esad'ın kendisine sığınma hakkı veren bir ülkeye gitmesi mümkündür. Kanımca süreç hızlanacaktır.
 
5- Olayın Türkiye'yi ilgilendiren bölümüne gelirsek kanımca Putin - Erdoğan görüşmesi öncesi pozitif ortamı ortadan kaldırmak ve Suriye konusunda Rus - Türk ittifakıyla bir gelecek tasarımının önüne geçmek arzu edilmiştir. Görüşme zemini saldırının zamanlaması neticesinde ortadan kaldırılmış ve gergin bir atmosfer oluşmuştur. Sonrasında Suriye yönetiminin Türkiye'yi de sorumlu tutulan ülkeler arasında açıklaması Rus yönetiminin tavrını yansıtmaktadır. İlişkiler bozulabilir dikkat.
 
6- Son olarak, saldırı istihbarat servislerinin desteğiyle planlanmış küresel bir operasyondur. Eylemin stratejik planlaması muhaliflerin ya da yerel örgütlerin kapasitesinin çok üzerindedir. Türkiye'nin de bu tür örgütlerle iş tutabileceği bir kabiliyeti ve niyeti olduğunu sanmıyorum. Siyasi liderlere yönelik suikastler terör kapsamındadır ve Türkiye'nin bu tür bir eyleme karışması son derece yanlış olur. Çatışmayı Türkiye sınırlarının içine taşır. Bu olayın misillemesi olabileceğinden istihbarat teşkilatımızın ve siyasilerin çok dikkatli olması gerekir.
 
Deniz Ülke Arıboğan / Akşam

Bu haber 1,746 defa okundu.