Baykal’ın derin hesabı!

10 Temmuz 2007 14:14 tsi
Başbakan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili uzlaşma arayacağını söylemesi Türkiye’nin gündemine bomba gibi düştü. Erdoğan’ın açıklamasına Baykal “derin” bir hesapla karşılık veriyor. O hesabı iyibilgi açıklıyor!

Başbakan Erdoğan’ın dün bir gazeteye yaptığı “Cumhurbaşkanını uzlaşma ile seçeceğiz” açıklaması gündemde bomba etkisi yarattı ve 22 Temmuz seçim çalışmaları tekrar Cumhurbaşkanlığı tartışmalarının etkisi altına girdi. Başbakan Erdoğan’ın açıklamasına nasıl tepki vereceği merak edilen CHP lideri Deniz Baykal bugün parti genel merkezinde yaptığı basın toplantısında aynı tespitin altını çiziyor.

Aynı basın toplantısında Baykal “derin bir hesabın” ipuçlarını veriyor. Baykal Erdoğan’ın yaklaşımına şöyle karşılık verdi: Dün öğreniyoruz ki Başbakan Cumhurbaşkanının uzlaşmayla seçilmesinin uygun olduğunu ifade ediyor. Bu tabi çok önemli ve başbakan açısından yepyeni bir yaklaşım. Çünkü uzlaşmaya yanaşmıyordu. Geldiğimiz noktada Başbakanın dayatmacı noktadan uzaklaştığını görüyoruz. Bunu milletimin takdirine bırakıyorum.”

Baykal’ın değerlendirmesi bundan ibaret değil. Baykal “o zaman sorarlar” diyor ve ekliyor: Niçin Türkiye’yi aylardır gerginliğe soktun. Neden Türkiye’yi bu hale soktun. AKP’li birisi seçebilir dediğimiz halde bunu bile kabul etmedin. Ne oldu da bu aşamaya geldin. Bu iktidarın Türkiye’nin başına anlamsız gereksiz sorunlar açtığının çok somut bir göstergesidir.

Baykal, Erdoğan’ın bu sözleriyle Türkiye’de uzlaşmaz bir tavır sergilediğinin ortaya çıktığını belirtiyor. “Bunu aylar önce söylemiş olsaydı Türkiye cumhurbaşkanını seçmiş ve aylar önce Türkiye siyasi hayatından Cumhurbaşkanlığı seçimleri çıkmış olacaktı” diyen Baykal Başbakanın açıklamasının “ben yanlış yaptım” demenin bir ifadesi olduğunu belirtiyor.

Baykal, Başbakan’a uzlaşmanın ne anlama geldiğini de soruyor. “Önce bunun gerçek niteliğinin ortaya çıkması lazım” diyen Baykal şöyle devam ediyor: Başbakan düşünüyorsa ki bir değil dört isim belirlerim, diğerlerine sunarım böylece uzlaşmış oluruz anlayışı içindeyse böyle uzlaşma olmaz. Bu seçenekli dayatmadır. Uzlaşma farklı bir metodu benimsemek demektir. Uzlaşma anayasa ile kavgası olmayan, gizli gizli anayasayı değiştirmeyi amaçlamayan, laiklik anlaşışını özümsemiş, tarafsız dürüst ahlaklı saygın bir ismin seçilmesi konusunda muhalefet ile birlikte bir arayışa girmeyi kabul etmek demektir.

Yani Baykal Erdoğan’dan “Cumhurbaşkanı adayını birlikte belirleyelim” talebinde bulunuyor. Bir adım daha ileri gidiyor ve ekliyor: Oraya siyasi kimliği değil, ancak kişisel nitelikleri anayasa karşısındaki konumu önem taşıyan saygın bir ismin getirilmesinin gerekli olduğunu düşünüyorum. Cumhurbaşkanı hiçbir partinin uzantısı olmamalıdır. Parlamento dışından seçilmesine açığız.

İşte Baykal’ın derin hesabı bu… Baykal Cumhurbaşkanlığına AKP’nin dışında, Meclis dışından bir ismi istiyor. Baykal, ikinci bir “Cumhurbaşkanı Sezer” istiyor. Böylece AKP'nin özellikle önemli kurumlara atamalarda ve önemli kararlarda "kontrol altına" alınabilmesini planlıyor. Ancak sütten ağzı yanan AKP’nin Baykal’ın bu önerisine sıcak bakmayacağını söyleyebiliriz. Zaten Erdoğan’dan Baykal’ın bu talebine ivedi yanıt geldi. Başbakan Cumhurbaşkanı’nın meclisten seçileceğinin altını çiziyor.

www.iyibilgi.com

Bu haber 683 defa okundu.