"Allah Türkiye’yi Genç Parti’den korusun!"

Seçimlere kısa bir süre kaldı. Artık geri sayım başladı. 13 gün sonra Türkiye sandık başına gidecek ve geleceğini belirleyecek önemli bir karar verecek. Peki, Türkiye’nin kararı sandığı nasıl şekillendirecek? İyibilgi olarak seçimlere on üç kaldığından artık sandığın şekillenmeye başladığını düşünerek Türkiye’nin önde gelen düşünür ve yorumcularıyla okuyucularımızı buluşturmaya karar verdik. Onlara 22 Temmuz’da ne olacak diye sorduk. Partilerin seçimde ne yapacaklarını ayrıntısıyla irdeledik. İlk konuğumuz Ömer Lütfü Mete oldu. İşte Mete’nin gözünden 22 Temmuz seçimlerinin olası sonuçları…

Seçime 13 gün kaldı. Seçim kampanyası boyunca Türkiye’yi izlediniz. Partilerin seçim kampanyalarını da… Seçime 13 gün kala sandık nasıl görünüyor? AKP ile başlayalım…

Ak Parti sandıktan 2002 Kasımından daha iyi bir oyla çıkacak gibi görünüyor. Ancak 300’ün üzerinde milletvekili çıkarması çok zor görünüyor. Çünkü Meclis’e ikiden fazla parti girecek.

AKP tek başına kazanırsa seçim sonrasında özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimleri ya da sistemin AKP’yi kabullenmemesi açısından bir kriz bekliyor musunuz? Yoksa Türkiye sarsıntılı günleri artık geride mi bırakıyor?

Türkiye bu sarsıntılı günleri kolay kolay atlatamaz. Sahnedeki siyasi figürlerin hiçbirisi Türkiye’nin özlediği sakin, ılımlı, kendi değerleriyle çatışmayan ve o değerler üzerinde yükselmeyi seçen devlet adamı değil, Türkiye ne yazık ki böyle bir devlet adamı tanımadı. Bu uzun vadeli bir şey… Ama özel olarak bu konjonktürde seçim sonrası için ekstra bir gerilim beklemiyorum. İktidar partisi Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde fiyaskonun sonucunu gördü. Ancak şöyle bir kaygım var. AKP 400 milletvekili ile gelirse o zaman yandı gülüm keten helva. Çünkü geçmişteki gibi kendini beğenmişliğini tekrar gösterebilir, kendini beğenmişliği tekrar nüksedebilir. Yüzde 40 alırsa bu olabilir, tek korkum bu…

Peki, CHP?

CHP’nin milletvekili sayısı 2002 seçimlerine yakın olacak gibi… Yüzde yirmiye yaklaşsa bile –hatta diyelim ki yüzde yirmi ikilere kadar çıktı- şu anki milletvekilinden çok fazla sayıya ulaşamayacak. Çünkü Meclis’e MHP’nin de girecek olması durumu değiştiriyor. MHP yüzde on beşlerin üzerine çıkarsa, CHP oyunu korusa hatta arttırsa bile şu andaki milletvekili sayısına ulaşamayacaktır.

Sizce bu CHP tabanı tarafından başarısızlık olarak algılanır mı? Baykal’ın koltuğu tehlikeye girer mi? Yoksa Baykal muhalefetteyken iktidara gelemese bile AKP’ye karşı zafer kazandığını bir şekilde ilan mı edecek?

Baykal bu seçimde barajın altında kalsa bile –kalmaz tabii de- bunu başarı olarak satacak. Madem bir AKP öcüsü var seçmenine şöyle seslenecek: Biz çok başarılı olduk. Cumhurbaşkanını AKP’nin seçmesini önleminin faturasını ödedik. Baykal bu edebiyatı yapacak. Elbette tüm siyasiler aynı şeyi yapar, ancak Baykal bu konularda daha mahir! Her zaman bir savunması var.

Biraz MHP’den bahsedelim…

Bu seçimde MHP’nin yüzde 15’in altına inmeyeceğini düşünüyorum.

Terörün artışıyla MHP’nin oyları arasında doğru bir orantı var…

Maalesef, maalesef var. MHP’liler bundan rahatsız olmalı.

Peki, Bahçeli’nin seçim meydanında urgan sallaması sizce bu olumlu gidişi etkiledi mi? Yoksa MHP tabanı açısından fark etmez mi? Belki de MHP’ye dışarıdan katılımları etkilemiş olabilir…

Çok etkileyeceğini sanmıyorum. Bu çok komik bir tavırdı. Bahçeli’ye hiç yakıştıramadım.

Peki, DP’yi nasıl buluyorsunuz? DP 22 Temmuz’da ne yapar?

Geçmiş olsun.

Sizce DP’nin sizin “geçmiş olsun” olarak adlandırdığınız şu anki duruma gelmesinde Cumhurbaşkanlığı seçimleri etkili oldu mu?

Birleşme girişimi olmayıp da DYP olarak girseydi yine yüzde sekiz alacaklardı. Barajı geçmeleri için birleşme iyi bir fırsattı. Birleşme ile rüzgar yakalanabilirdi. Ancak öyle bir durum ortaya çıktı ki birleşme öncesinin gerisine düştü DP… Yüzde altı civarında oy alabilir. Elbette bu durumda olmalarında Cumhurbaşkanlığı seçiminin de etkisi var.

Peki, Ağar gibi önemli bir siyasi lider bunu göremedi mi? Sizce ne oldu da Ağar sekiz ay güçlü bir şekilde uyguladığı politikadan o akşam çıktı izlenimi uyandırdı? Kamuoyunda bu Ağar’ın politika değişikliğine gittiğine yönelik eleştiriler var.

Ağar’ın da Mumcu’nun da ellerini bağlayan bir gerçek vardı o akşam. Bilmediğimiz bir sebep var. Bu sebebe yakıştırma yapabiliriz. Bu hamleyi niye yaptılar? Bu soruya spekülasyon ile yanıt verebiliriz, ancak ne oldu tam olarak bilmiyoruz. Şantaj oldu demek istemiyorum. Belki hayırlı bir sonuçtur bilmiyoruz, o ayrı bir mesele. Ancak şunu söylemeliyim. Cumhurbaşkanlığı seçiminde hukuksuz bir uygulama yapıldı. O hukuksuz uygulamaya katılmak için illa baskı altına alınmak gerekmez. Daha başka bir gerekçe de olabilir. Şuna da karşı çıkıyorum zaten: Bir genel başkan, Başbakan iki dudağının arasından cumhurbaşkanı tayin ediyor, bu demokrat oluyor. Ancak Ağar o toplantıya katılmıyor, böyle yapınca anti-demokratik oluyor. Bir halk böyle düşünüyorsa, yanlış düşünüyor.

Son olarak Genç Parti’yi sorayım… Uzan’ın grafiği nasıl? Sizce gelecek vaat ediyor mu?

Allah Genç Parti’den milletimizi saklasın. Umarım yüzde altının üzerine çıkmayacak. Elbette bu benim temennim. Belki de duygularımı katıyorum bilmiyorum. Çünkü Meclis’e girmelerini istemiyorum. Genç Partiden korktuğum kadar depremden korkmuyorum.

Anladım efendim, teşekkür ederim…

Ben teşekkür ederim!

Röportaj: Yahya Bostan
www.iyibilgi.com