En Sıcak Konular

Baykal'dan Erdoğan'a ağır sözler

6 Temmuz 2007 11:01 tsi
Baykal'dan Erdoğan'a ağır sözler CHP lideri Deniz Baykal, Kanaltürk televizyonuna konuk oldu. Dokunulmazlıklar ve özelleştirme konusunda Erdoğan'ı eleştiren Baykal, terör konusunda üslubunu sertleştirdi.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması konusunda, ''Başbakan kaçıyor, davasından emin olan insan kaçmaz. Önce dokunulmazlığını kaldıracaksın, sonra da vatandaşın karşısına çıkmaya cesaret edeceksin, o kadar'' dedi.

Deniz Baykal, ''Kanaltürk'' Televizyonu'nda ''Söz Meclisi'' programında soruları yanıtladı. Baykal, PETKİM'in özelleştirilmesine ilişkin bir soru üzerine, Türkiye'de son zamanlarda birbiri ardından gerçekleştirilen özelleştirmelerin sağlam bir hukuksal altyapı oluşturulmadan, tartışmalı biçimde alelacele yürütüldüğünü belirterek, ''Bu noktada hala özelleştirmeye yönelik gereken duyarlılığın değişmediğine tanık oluyoruz. Özelleştirmelerde sadece satmak ve karşılığında bir miktar para almak genel bekleyiş olarak ortaya çıkıyor'' dedi.

Özelleştirmenin mülkiyetin tabana yayılmasına, işletmelerin verimliliğinin artırılmasının sağlanmasına yönelik bir araç olarak düşünülmesi gerektiğini ifade eden Baykal, Türkiye'de ise kimsenin işin bu boyutuyla meşgul olmadığını söyledi. Baykal, özelleştirmenin kaynak sağlamaya yönelik bir uygulama olarak gerçekleştirildiğini savundu. PETKİM'in Türk ekonomisi ve sanayisi için olağanüstü önemli ve çok büyük potansiyeli olan bir kuruluş olduğunu kaydeden Baykal, şöyle devam etti: ''İhaleyi alan firmanın doğru dürüst kimliği dahi netleşmiş değil. Yani bu kadar kamuoyunun onayı dışında böylesine önemli bir özelleştirmenin üstelik de çok ciddi hukuki sorunların yaşanacağı şekilde gerçekleştirilmesi, gider ayak da seçimden 15 gün önce bunun yapılması çok kaygı verici bir olay. Bu, işlerin iyi götürülmediğini gösteriyor. Tabii Türkiye'de yargı işleyecektir, kamuoyu bu konuyu değerlendirecektir.''

Özelleştirmenin ekonomik bir enstrüman, bir araç olduğunu ifade eden Baykal, ''İlla devletin işletmecilik yapmaya devam etmesi zorunluluğu yoktur. Böyle bir ideolojik angajmanla ekonomiye yaklaşmak doğru değildir. Ama bu demek değildir ki, önüne gelen her şeyi enini sonunu incelemeden, değeridir ya da değildir bakmadan eşine dostuna, yakınına sat, hukuki temelini yapmadan bunu sağla, işsizliği artıracak, istihdam problemi doğuracak şekilde bunu yap. Türkiye'deki özelleştirme bir fiyaskodur. Özelleştirmelerin önemli bir kısmı tam bir başarısızlıktır. Hele tarım alanındaki özelleştirmeler perişan durumdadır'' diye konuştu. Özelleştirmelerin bir çoğunun arsaları, gayrimenkulleri ve içindeki kıymetler için gerçekleştirildiğini iddia eden Baykal, ''Yani hepsi bir faciadır'' dedi.

''NİYE BİRBİRİMİZE SÖYLEYEMİYORUZ?''

Baykal, Başbakan Erdoğan ile niye karşı karşıya gelemediklerine ilişkin bir soru üzerine, şunları söyledi: ''Geçen seçimde bir araya gelmemize rağmen, bu seçimde Tayyip Bey ile bir araya gelemiyoruz. Niye? Tayyip Bey benim aleyhimde atıp, tutuyor, ben onun gıyabında bir şey söylüyorum, niye birbirimize söyleyemiyoruz? Bu benim şahsi talebim değildir. Bu demokrasinin gereğidir. Bu 70 milyonun aydınlanma hakkının gereğidir. Yani bu olmadan seçim yapmak demokrasinin bir gereğinden kaçmak demektir. Beni asıl üzen, Türkiye'de medya böyle bir tavır tarzına nasıl sessiz kalır? Yani bunun yaptırımının olması lazım. Yani ben istersem gelirim, istersem gelmem. Yok böyle bir şey, sen gelmek zorundasın, bir kamu görevi yapıyorsun. düşünceleri tartıştıracaksın. Yani kime güveniyoruz? Millete güveniyoruz. Millet, yanlışlık yaparsak, yanlıştan dolayı bizi mahkum eder. Sana haksızlık yaparsak, o haksızlıktan dolayı millet bizi mahkum eder, saygısızlık yaparsak saygısızlıktan dolayı millet bizi mahkum eder. Oraya geleceğiz. Herkes bildiğini, düşündüğünü yüzüne karşı söyleyecek. Niye söylemiyoruz, niye konuşmuyoruz, reddetmeye hakkımız var mı kardeşim? Bu vatandaşın hakkıdır, bu vatandaşa saygıdır.''

DOKUNULMAZLIK

Başbakan Erdoğan'la bir araya gelip konuşamamalarının nedeninin, Başbakan Erdoğan'ın, 2002 yılındaki görüşmede, dokunulmazlıkların kaldırılacağına yönelik verdiği sözü tutmamasından kaynaklanıp kaynaklanmadığının sorulması üzerine ise Baykal, ''O da olabilir. Ama yani onun da izahı vardır. İzahını yapsın, söylesin. Sen siyasetçisin. Yani sözü vereceksin, yapmayacaksın sonra da kaçacaksın, sonra da oyları alacaksın. Öyle bir şey olur mu?'' dedi.

Başbakanın dokunulmazlıkları kaldırmak istemediğini savunan Baykal, bunun gerekçesinin de başta başbakan olmak üzere 200 milletvekili hakkında dosya bulunması olduğunu söyledi. Baykal, şunları kaydetti: ''Bunlar fevkalade ciddi dosyalar. Evrakta sahtekarlıktan, kalpazanlıktan bir sürü suç var. Sen bunların yargıda görüşülmesini engellemişsin. Birbiri ardına aflar çıkarmışsın. Çıkan aflardan sadece 'Maliye Bakanı Kemal Unakıtan yararlandı' diye biliyoruz. Hayır, Başbakan yararlanmış. Şimdi bunları yapmışsın, o zaman milleti aldatmaya ne hakkın var? Şimdi Başbakan kaçıyor, davasından emin olan insan kaçmaz. Sen Başbakansın, devletin bütün bilgileri sende. 'Arkadan konuşuyorsun, gel yüzüme söyle' desin, 'yanlış söylüyorsun kardeşim bak doğrusu budur' desin. 'Kendi kendine konuşuyorsun, ayıptır' desin. Diyebiliyor mu? Diyemiyor. Konuşturmayacak, 3, 4 tane televizyonda kendine göre programlar yaptıracak. Böyle demokrasi olur mu? Demokrasi hamaset işi, nutuk atma işi değil. Önce dokunulmazlığını kaldıracaksın, sonra da vatandaşın karşısına çıkmaya cesaret edeceksin, o kadar.''

''TERÖRLE MÜCADELE BU HÜKÜMETLE OLMAZ''

Baykal, teröre karşı gereken doğru politikaların belirlenmesi ve bu politikaların kararlılıkla uygulanması gerektiğini ifade ederek, AK Parti döneminde bunun yapılmadığını ileri sürdü. Türkiye'deki terörün çok büyük ölçüde Türkiye dışındaki desteklerden güç alarak çalışmalarını yapabildiğine dikkati çeken Baykal, terörün Irak'ta karargahı bulunduğunu, oradan komuta edildiğini, finans ve lojistik destek sağlandığını anlattı.

Terörün kurutulması gerektiğini vurgulayan Baykal, ''Bunu kurutursak Türkiye rahatlıyor. Millet bıkmış, Güneydoğu'da yaşayan kürt kökenli vatandaşlarımız da bıktılar bu işten. Herkes huzur istiyor artık. Bu belayı defetmek lazım. Kimse şiddet, terör, mayın, suikast yoluyla siyasi mücadele istemiyor'' dedi.

Erdoğan'ın terörle mücadele konusundaki açıklamalarını da eleştiren Baykal, şöyle konuştu:

''Diyor ki, 'terör sorunu aslında demokrasi sorunudur, terörle mücadelenin yolu demokrasidir'... Yap kardeşim yap. Sen demokrasiyi getir şehitler gelmesin. Bul yolunu. Böyle bir şey yok. Terör ciddi bir konu, onun anlayacağı bir başka dil var. Senin kendine yönelik tehlikeleri kavraman lazım, bunun tedbirlerini almayı bilmen lazım, o konuda caydırıcı olabilmen lazım. Suriye'ye karşı caydırıcı oldu Türkiye, bir tek kurşun atmadı, çatışmaya girmedi. Baktılar ki Türkiye blöf yapmıyor, kararlıdır. Şimdi de Türkiye blöf yapmadan bu konuda kararlı olduğunu göstermelidir.''

Baykal, Türkiye'nin Kuzey Irak'tan kaynaklı bir haksızlığa uğradığını belirterek, Erdoğan'ın, Amerika'ya Türkiye'nin buna nasıl seyirci kalamayacağını anlatması gerektiğini ifade etti. ''Tezkere için Meclis'e gitmek blöf müdür, gerçek niyetleri var mı?'' sorusuna Baykal, ''Seçim bu kadar yakın bir sürede... Tezkere neyi halledecek? Kararlılık daha yetki noktasına gelmedi. Daha siyasi irade yok. Yetki alsan ne olacak, yetkiyi siyasi irade kullanamadıkça. Yetkiye de gerek yok, yetki yarım saatlik, 1 saatlik iştir. Yetki mesele değil. Muhalefet engel olmuyor ki sana. Sen o kararlılığa gir kardeşim. 'Yetki alalım, yetki alalım' peşrev yapmak istiyorsun. İşin esasını çözmeye yönelik değilsin'' yanıtını verdi.

''Şimdi bizim hiç kimseye sormadan kendi inisiyatifimizle geçmişte defalarca yaptığımız gibi derhal sınırın güneyine savunulabilir bir hat içinde külliyetli miktarda askeri varlık yerleştirmemiz lazım. Tankıyla, topuyla, askeriyle'' diyen Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Şimdi ilk yapılacak şey, bu hükümetle bu iş olmaz, hükümeti değiştirmektir. Bu konularda Türkiye'nin inandırıcı, ciddiye alınır bir ülke haline dönüşmesinin ilk şartı, terör konusunda caydırıcı olabilmesinin ilk şartı bu hükümeti değiştirmek, bu konuda ne yapacağını bilen bir hükümeti iş başına getirmektir.

Bu hükümet ne yapacak, 'yürüyün ilk hedefiniz Kerkük' mü diyecek. Yok böyle bir şey, ama ne yapacak olayın ciddiyetini anlatacak. Amerika'ya anlatacak, Irak'a anlatacak. Bunları ikna edecek, bunu kabul edemeyiz diyecek. AKP bunu yapamıyor. AKP'nin yapısı, danışman yapısıyla bunu yapamaz. O Türkiye'yi karıştırıyor.''

haber10



Bu haber 185 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,247 µs