El Kaide Turistleri hangi sütunların altında öldürdü!

5 Temmuz 2007 15:25 tsi
Size kanla anımsadığımız kadim bir öykü anlatalım. İçinde tüm semavi dinlerin sırlarının harman olduğu, 3000 yıl öncesinden günümüze yadigar, onlarca ülke ve kültürü kapsayan bir kadının öyküsünü. Hz. Süleyman'ın gizli eşinin, duyduğumuz ama anımsamadığı

Önce o tatsız haberi anımsatalım… Yemen’de 7 İspanyol turist bir intihar saldırısı sonucu hayatlarını kaybetti. Saldırıda iki de Yemenli hayatını kaybetti. Turistleri taşıyan araç, “Marib” ilinde “Saba Melikesi Belkıs”a ait olduğu söylenen tapınağı ziyaretten dönerken saldırıya uğradı.

Hepsi bu. Artık neredeyse alışıldık, ölümlü bir terör haberi. Ama belki bu “haberin” içinden, çoktan unuttuğumuz, oldukça eski, kadim bir öykünün peşinden gidebiliriz.

Unutulmaya yüz tutmuş, heyecanlı, yine kanlı, Hıristiyanlık, Musevilik ve İslam’ın “aşkla” kesiştiği, Don Brown romanlarından fırlamışcasına gizemli bir öykünün peşinden.

Hiçbir zaman “rivayet edildiği kadar” güzel olup olmadığını öğrenemeyeceğimiz “Saba Melikesi Belkıs”ın ve dünyanın “3000” yerine yayılmış anılarının peşinden.

Hazreti Süleyman’ın, sır ilminin hahamlarının, Türkiye’ye uzanan öyküsenün peşinden…

Mucizelere şaşırılmayan yıllar!

Yabancı lisanlarda ismi “Queen of Sheba” olarak geçiyor. Yani Saba Kraliçesi! Daha isimden ayrılıyor bu topraklar Saba “Melikesi”nin tam anlanması ihtimalinden. 

 

 

Oryantal-orijinal ismiyle “Sebâ Melikesi Belkıs!” Veya üzerinde oturduğumuz toprakların şivesi ile “Balkız!”

Tarih yazılamayacak denli eski.. Milattan önce 10. yüzyıl. 3 bin sene evvel. Yani tüm mucizelerin “doğal” karşılandığı bir dönem.

Sebâ Melikesi’nin ismine her metinde rastlayabilirsiniz. İkisini bir sayarsanız, “İncil”de, ayrı sayarsanız “eski ahit” de ve “zımnen” Kur’an’da!

Sır da burada

Rivayet muhtelif. Bir versiyona göre Sebâ Melikesi Belkıs, Hz. Süleyman’ın şöhretini işiterek Kudüs’e gider. Zor sorular sorararak peygamberliğini sınamak için.

Sınar. Tüm sorulara doğru yanıt alır. Hikmete hayran kalır ve aldığı hediyelerle birlikte ülkesine döner.

      

 

Bu kadar! Ama bu kadarlık öykü, hem Yahudiler hem de Hıristiyanlar arasında yayılmış “inanılmaz” öykülere neden olur.

İlki ve normal olanı Belkıs’la Hz. Süleyman’ın evlendiği “dedikodusu”dur. Kesin değildir ve Hz. İsa’nın Meryem ile evliliği iddiaları benzeri olarar okunabilir.

İkincisi, alakasız gözükse de Habeşistanlılar da bu söylenceye inanırlar. Sebâ Melikesi’nin Habeş Kraliçesi olduğu söylencesine binaen Habeşli Hıristiyanlar, Süleyman ile Belkıs’ın soyundan geldiklerine inanırlar.

Tabi bu şaşartıcı söylencelerin en basiti.

Neml Suresi’nin Belkıs’ı ve Hüdhüd!

Kur’an’da da Sebâ Melikesi ile Hz. Süleyman’ın arasındaki ilişkiden bahsolunur. Efsanevi bir kuş olan Hüdhüd, Hz. Süleyman’a Sebâ ülkesinden haberler getirir.

Bir kadının burada hükümdar olduğunu ve Güneş’e taptığını bildirir. Süleyman’da yine Hüdhüd’le bir mesaj göndererek onu Allah’a davet eder.

Kibarca reddolunur. Bunun üzerine Sebâ ülkesine yürüme kararı alınır. Belkıs bunu duyunca Süleyman’la görüşmeye karar verir.

Hz. Süleyman Sebâ Melikesi’ni tabanı tamamen cam döşeli bir salonda kabul eder. Belkıs zemini su sanarak eteklerini toplar.

İşte bu kıssayla Belkıs’a, “gerçek olanla olmayanı” ayırt edemedeği gösterilir. Böylece Melike iman eder.

Melike’nin kökü nerede?

Sebâ Melikesi Belkıs’ın, ismi, kişiliği ve ülkesiyle ilgili sayısız ve yarı güvenilir söylenceler var. Araştırmalar bu söylencelerin Asur, Yahudi, İran, Hint ve Habeş kaynaklarından beslendiğini gösteriyor.

 

Yani oldukça geniş bir coğrafya ve kültürden. Ancak genel kanı ve kabul Melike’nin Kuzey Arabistan kökenli olduğu, Arap yarımadasının güneyinde Sebâ Devleti’ni inşa etmiş olan “Arıbîlerin” kraliçesi olduğu biçiminde.

Melike’ye ilişkin söylenceler o denli yaygındır ki, bugün bile apayrı bir coğrafya olan Zimbabve ve Kenya’da dahi duyulur.

İslam dünyasında da durum farklı değil. Kur’an’dan olduğu kadar Kısası-ı Enbiya kitplarından şifai geleneğe geçmiş öyküleri vardır. 

Örneğin Evliye Çelebi “Seyahatname”sinde Hz. Süleyman’ın Belkıs için dünyanın heryerinde 3000 civarında yapı imar ettiği bildirilir. Bu gerçekten doğru olabilir.

Zira Türkiye de dahil isminde “Belkıs ve Sebâ” kelimeleri geçen sayısız yapı (kalıntısı) mevcut.

Yemen’de yaşanan terörist trajedi ile Belkıs arasında bir bağ daha var. Belkıs, Hz Süleyman’ı ziyarete gelmeden önce, Sebâ’daki tahtı Hz. Süleyman’ın sarayına getirilir.

Usame bin Ladin’in doğum yeri olan Yemen’de İspanyol turistlerin hayatlarını kaybettiği bu  yer-yine bir rivayete göre-bu tahtın bulunduğu alandır. Şimdi sadece birkaç sütun bulunan bu yerin öyküsü başka sırlar da barındırır.

Özellikle tüm semâvi dinlerin bir şekilde harman olduğu bu coğrafya “mistik” fısıltılar da barındırır.

Onu da size bırakalım ve soralım… Resimlerden birinde sırayla yere oturmuş genç kadınların sayısı kaç? Ve bu size ne anımsatıyor?

www.iyibilgi.com

Bu haber 3,796 defa okundu.