En Sıcak Konular

Ekonomistleri irkilten vaatler

5 Temmuz 2007 14:21 tsi
Ekonomistleri irkilten vaatler Siyasi partilerin popüler ama gerçekleşmesi mümkün olmayan seçim vaatleri ülkeye faydadan çok zarar verir. Galiba hiçbir partinin doğru dürüst, yani ülkenin sorunlarını çözebilecek, uygulanabilir bir ekonomi politikası yok. Hatta bazı partilerin, ek

MEHMET HÜSEYİN BİLGİN

Oldukça renkli bir seçim süreci yaşıyoruz. Partilerin vaatleri, her seçim öncesinde olduğu gibi yine havada uçuşuyor. Bu seçimin favori vaadi ise ucuz mazot. Cem Uzan'ın aylar öncesinden başlattığı vaatlere, seçimin yaklaşmasıyla birlikte diğer liderler de sarılmaya başladı. Uzan'ın vaatlerini tekrarlayan da var, 'imkânsız'ı vaat eden de. Mazotu 1 YTL'nin altına düşürme vaadinden ÖSS'yi kaldırmaya, terörü bitirme vaadinden herkese vatandaşlık maaşına kadar çeşit çeşit vaat görmek de mümkün.
Vaatte bulunmak kolay da, gerçekleştirmek zor. Nitekim, geçmiş seçimler öncesinde yapılan vaatlerin çoğu gerçekleştirilemedi. Ne YÖK kaldırılabildi, ne 'iki anahtar' sahibi olabildik, ne Taksim'e cami yapılabildi, ne de 'yapay türban sorunu' çözülebildi... Hiç kuşku yok ki, bu seçim öncesinde yapılan vaatlerin de çoğu gerçekleşmeyecek. Kaldı ki, ÖSS'nin kaldırılması gibi bazı vaatlerin, bugünün koşullarında gerçekleşmesi mümkün bile değil. Diğer bazı vaatlerin ise kaynağının bulunması veya bütçe kalemlerinde oynama yapılması suretiyle gerçekleştirilmesi mümkün.

Politik çerçeve yok
Vaatlerinin olabilirliğini anlatan genel başkanların, genelde 'şu kalemden bu kadar, öbür kalemden de şu kadar kestik mi, bu olabilir' tarzında oldukça kolaycı bir izaha kaçtıklarını görüyoruz. Son günlerde televizyonlarda sıkça gördüğüm bu manzara karşısında, bir ekonomist olarak irkildiğimi ve 22 Temmuz sonrası için endişelendiğimi itiraf etmeliyim. Çünkü, mazotun 1 YTL'nin altına düşürülmesi, fındığın 9 YTL yapılması, herkese aş ve iş sağlanması, vatandaşlık maaşı, belirli memur gruplarına yüksek oranlarda zam verilmesi ve benzeri vaatlerin, bir ekonomi politikası çerçevesi içinde olmadan, tek başlarına ele alınmaları doğru değildir.
Partilerin, memleketin sorunlarının çözümüne yönelik, teorik esasları sağlam, uygulanabilir, bütüncül ekonomi politikaları hazırlayıp vaat etmeleri gerekirken, sadece popüler, ama uygulanabilir olmaktan uzak bazı vaatlere yönelmeleri, ekonomi biliminin gerçekleriyle de örtüşmüyor. Bütüncül bir ekonomi politikası uygulamak yerine, belirli sorunlara yönelik vaatlere odaklanmak, ülkeye faydadan çok zarar verir, ekonomideki açmazları ve sorunları daha da derinleştirir. Bu noktada, partiler, böyle bir ekonomi politikası vaat etmek yerine, neden belirli/spesifik popüler vaatlere yöneliyor diye sorulabilir. Bunun iki cevabı var. Birincisi, bu, onların daha çok işine geliyor, bu yolla daha yüksek oy alacaklarını düşünüyorlar. İkincisi ise korkarım ki hiçbir partinin doğru dürüst, yani ülkenin sorunlarını çözebilecek, uygulanabilir bir ekonomi politikası yok. Hatta bazı partilerin, ekonomiyi yönetecek doğru dürüst kadroları bile yok.
Doğru dürüst ekonomi politikaları olmayan partiler, ekonomik sorunların çözümü konusunda vaatte sınır tanımıyorlar. Bu alandaki en popüler vaat ise iş ve aş sözü. Hemen hemen tüm partiler, işsizliği azaltma ve açıkla/yoksullukla mücadele sözü veriyor. Ekonomi alanındaki vaatler; yüksek büyüme-düşük enflasyon oranları, vergilerin azaltılması, faizlerin düşürülmesi, tarımın desteklenmesi, reel sektöre teşvik şeklinde devam ediyor. Kulağa hoş gelen bu vaatlerin hiçbiri tek başına bir anlam ifade etmiyor. Çünkü, bir iki popüler soruna odaklanmış bir ekonomi politikasının başarılı olma şansı yok. Önemli olan, ekonomi politikasının kurgusu ve çerçevesidir. Bu, son model bir arabanın çukurlarla dolu bozuk bir yolda son sürat gitmeye çalışmasına benzer. Kaldı ki, vaatlerin bazıları, bilimsel olarak birbiriyle çelişmektedir.


23 Temmuz'da ne olur?
Yeri gelmişken, hangi parti iktidar olursa, ekonomide neyin nasıl değişebileceğine de kısaca değinelim. İktidar partisi AKP'den başlarsak, olası bir AKP iktidarında kanımca ekonomi eskisi gibi olacak. Mali disipline, özelleştirmelere, düşük kur-yüksek faiz politikasına devam edilecek. 2008'den sonra IMF ile devam edilme olasılığı da yüksek. İşsizlik ve yoksulluk konusunda önemli bir ilerleme kaydetme ihtimali ise düşük. Bu süreçte, Türkiye'nin sıcak para cenneti olmaya devam edeceğini söylemeye gerek bile yok.
AKP dışındaki partilerin tek başlarına ya da koalisyonla iktidar olmaları durumunda ise 2008'den sonra IMF ile devam edilme ihtimali düşük. Vaatlerine bakılırsa, diğer partilerin mali disiplini biraz gevşetmesi beklenebilir. Bu, eğer kontrollü bir biçimde yapılırsa, son yıllarda bazı rakamlarda görülen olumlu seyrin vatandaşa, sokağa yansıması sonucunu doğurabilir. Eğer kontrolsüz yapılırsa, 'yarın' düşünülmeden musluklar açılırsa, ekonomiyi, 2001 öncesi koşullara geri götürür. Öte yandan, iktidar olmaları durumunda CHP ve MHP'nin, yabancı sermaye ve özelleştirme konusuyla AB sürecinde bugünden farklı politikalar uygulayacaklarını beklemek de herhalde yanlış olmaz.
Kamuoyundaki tartışmalarla çeşitli anket sonuçlarına bakılırsa, AKP, CHP ve MHP, baraj sorunu olmayan partiler. Dolayısıyla 23 Temmuz'da büyük ihtimalle ya eskisi gibi bir ekonomi (olası AKP iktidarı) ya da muslukların açıldığı, özelleştirmenin yavaşladığı, IMF ve yabancı sermayeye karşı çekingen davranıldığı bir ekonomi (olası CHP-MHP iktidarı) göreceğiz. Baraj sorunu olan partilere gelince, DP'nin ekonomi politikası eksik, kadroları yetersiz. GP'nin ise ekonomi politikası ve kadrosu yok, sadece vaatleri var.
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz. Vaat çok; fakat işsizliği, yoksulluğu, cari açığı, sürekli artan iç ve dış borç stokuyla diğer toplumsal sorunları çözebilecek, üretim ve istihdamı teşvik edecek, mali piyasaların dengesini gözardı etmeyecek, esnaf ve çiftçi gibi çeşitli toplumsal kesimlerin sıkıntılarını giderebilecek bir ekonomi politikası olan yok. Gerçek bu. Karar sizin!

Mehmet Hüseyin Bilgin / Radikal



Bu haber 241 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,456 µs