En Sıcak Konular

Milliyetçiliğin ipini Birand mı çekti?

4 Temmuz 2007 11:16 tsi
Milliyetçiliğin ipini Birand mı çekti? Yükselen milleyetçiliğin en rahatsız ettiği kesim neresi? Yerli ve yabancı bakışlar milliyetçiliğin yükselişini ‘hangi yayınlara’ bağlıyor? Bahçeli’nin hatası hangi daveti reddetmek oldu? Nihayet bu dalganın önüne çekilecek medyadik R

Uzun zamandır ABD ve AB’nin en büyük kâbusu, Türk politik hayatını da aşarak, “orta sınıfa” yayılan “milliyetçilik ve Batı karşıtı” sosyoloji. 22 Temmuz gibi kritik bir sürece yürünürken dahi Batılı bakışların en çok merak ettiği ve sorguladığı tek eğilim bu.

Milliyetçiliğin siyaseten tezahür ettiği oluşum olarak görülen Milliyetçi Hareket Partisi ise bu merakın odak noktası. Daha doğrusu toplumdaki bu eğilimin, seçimlerde MHP’nin hanesine nasıl yansıyacağı.

Türkiye’deki tüm batılı kurum ve kişiler “Türk dostlarına” seçim sonuçlarını değil, milliyetçiliğin durumunu soruyor. AB(D) açısından yükselen milliyetçiliğin sebepleri belli.

Kuzey Irak, terör, çuval olayı, Türklük ve Türkiye’ye yönelik “küçümseyici” söylemlerin içeride ve dışarıda kullanılması, (Barzani ve Talabani’nin patavatsızlıkları gibi.) özellikle şehitler ve bunların cenaze törenlerindeki dışa vurumların topluma derin etkisi, nihayet bunların faturasının “güvenilmeyen” Batı’ya kesilmesi!

Yemek saati ağlamak!

ABD zaviyesinden bunlardan iki tanesi toplumda milliyetçi damarın genişlemesine ve “orta sınıfa” sirayet etmesine neden oluyor. İlki çuval olayı. Bu konu elbette Türk-ABD ilişkilerine ağır zarar verdi.

Ancak oldu ve bitti. Elbette iyi olmadı fakat artık geçmişte kaldı. Türk halkı tarafından unutulmadı ama sürekli tekrarlanarak kabuk tutmuş yaranın kaşınması dönemi sona erdi.

İkincisi ise çok tehlikeli.. Şehit haberleri ve şehit cenazelerinin, sürekli ve en “can alıcı” biçimde, tüm çıplaklığıyla kamuoyuna uzun uzun sunulması, milliyetçiliğin biteviye şişirilmesi anlamına geliyor.

Akşam işinden dönmüş, ailesi ile huzurlu bir akşam yemeği beklentisi ile TV’nin karşısına oturmuş insanların bir anda gözyaşlarına boğulması, Türk halkının öfke seline uğraması anlamı taşıyor. Bunun etkisi çok yüksek ve milliyetçiliğin güçlenip, yaygınlaşmasını sağlıyor.

Toplumun “moral” değerleri!

Tüm halkın TV başında olduğu ana haber saatlerinde, birinci haber ve sarsıcı görüntülerle “döndür döndür” verilen bu haberlerin önüne nasıl geçilebilir? Bu “sansür” nasıl “mâkul ve kabul edilebilir” kılınabilir?

Bu konuda “engel” çok! Birinci salt gazetecilik açısından bu olaylar kesin biçimde haber niteliği taşıyor. İkincisi, bu olaylarda Türkiye’nin evlatları ölüyor. Ölümleri nasıl görmezden gelebiliriz?

Örneğin 5 askerimizin hayatını kaybettiği bir olayın akşamında magazin haberleri verilirse “kamuoyu bunu nasıl algılar”?

Mehmet Ali muhtırası?

Kanal D Haber Yayın Yönetmeni, anchorman, 32.Gün efsanesinin yaratıcısı, kekeme ve lacivert takım elbisesinin kolundan turuncu “Swatch” saat çıkaran Mehmet Ali Birand’ın özel TV’lerin yayın yönetimlerine gönderdiği mesajın savunması için kaleme aldığı köşesinde bunun yollarını anlatıyor;
“Kimimiz durumun farkında olmadan, bazılarımız ise, sırf ucuz popülizm yapmak için, sadece tabloyu yani haberi vermekle kalmıyor, duyguların istismarına yol açacak şekilde köpürttükçe köpürtüyoruz. PKK uzaktan kumandalı mayınla alçakça işlediği bir cinayet sayesinde, Türk kamuoyunda sesini öylesine duyurabiliyor ki, toplumun gözünde PKK, müthiş güçlü, müthiş organize, istediği zaman istediği yeri vuran dev bir örgüt durumuna giriyor. Gelin, cenazelerimizi normal boyutlarının dışına taşımayalım. Abartıp, vatanseverlik gösterisine dönüştürmeyelim.”

Perfecto!

Peki TV yönetimlerine gönderilen Birand imzalı mesaj neydi; özetle; ““Şehit ailelerinin cenazelerdeki feryatları ile ilgili görüntüleri yayınlamayalım. Şehit sayısı 5’in altında olursa haberi ilk sıralarda görmeyelim.”

Gerçekten kusursuz! Harika bir "mazeret" ve "ikna" metni. Peki o zaman Genelkurmay Başkanlığı’nın “toplumun terör olayları ve şehitleri için göstermesini istediği kitlesel ve demokratik tepki” ne anlama geliyor?

Ya da bizzat Genelkurmay Başkanı’nın “milliyetçilik kötü bir şey değildir, kötü gösterilmeye çalışılmasını anlamıyorum” mealli açıklama ve yaklaşımı?

Şehit cenazesi ve terör olaylarının “normal boyutları” ne? Normal boyut şu olabilir mi; “babasının öldüğünü anlamayacak kadar küçük bir bebeğin, bir subayın göğsünde babasının fotoğrafını görünce uğradığı şaşkınlık”?

Bu görüntü toplumda üzüntü yaratır mı? Yoksa yaratmazsa mı sorun var demektir? Şehit cenazeleri üzerinden popülizm yapan kanallar var mıdır? Belki. Ama bu olayın önemini azaltır mı? Peki terör örgütünün propagandasını “bu yolla” yapan bir kanal var mı? Hiç sanmıyoruz.

Türkiye terör örgütünün de ne olduğunu biliyor, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin de. Kıyas kâbil midir? Burada yapılan, bir haberin kitlelere ulaştırılması olduğu kadar,  “toplumsal yas”ın paylaşılması ve acının paylaşılarak azaltılmasıdır. Bütünsel bir başsağlığı başka nasıl verilir?

Bu metni kim yazdı?

Akşam haberlerinde önüne gelse “hatasız” okuyamayacağı bu metnin fikir babası gerçekten Birand mı? Bunu bilmek imkansız. Ancak Türkiye’de hakim medyanın “genel tutumu”, yerel ve küresel sermaye ile ilişkileri anımsandığında-hatta belki Türkiye'deki milliyetçi yükselişten haz etmeyenler de vardır içlerinde-milliyetçilik sorununun medyatik tahrikinin çözümü için fena bir yöntem olmayacağı düşüncesi ister istemez akla geliyor.

Bundan sonra yapılması gereken belki hem basın hem de yayın organlarında “milliyetçi” ve "anti milliyetçi" haberlerin ne kadar yer aldığına daha alıcı gözle bakmak. Ama burada MHP’nin de suçu var. TÜSİAD’ın davetine icap etmemesi büyük ayıp oldu!

www.iyibilgi.com

 

 

 

 




Bu haber 998 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,936 µs