En Sıcak Konular

Siyasi partilerin enerji politikaları neleri kapsıyor?

3 Temmuz 2007 17:49 tsi
Siyasi partilerin enerji politikaları neleri kapsıyor? Türkiye 22 Temmuz'da sandık başına gidiyor. Peki, siyasilerin enerji politikaları neleri kapsıyor? İşte iktidar için yarışacak AKP, DP, CHP ve MHP'nin enerji konusundaki görüşleri...

Türkiye, 22 Temmuz'da yapılacak genel seçimlere hazırlanıyor. Daha çok da siyasi partiler. Seçim çalışmalarına başlayan partiler, seçmenden oy alabilmek için pek çok vaat sunuyor. Bunlar daha çok ekonomik konuları kapsıyor. Ekonominin sacayaklarından biri ise enerji. Türkiye, tükettiği enerjinin 4'te üçünü ithal kaynaklardan sağlıyor. Ülke, geçtiğimiz yıl yurt dışından 28 milyar dolarlık enerji satın aldı. Bu yılın ilk 4 aylık faturası ise 9.3 milyar dolar.

Bütün bu verilerin yanı sıra, Türkiye, elektrik arzında da sorunlar yaşıyor. Ekonomik büyümeyi karşılayacak elektrik üretim yatırımı yapılamaması, ülkede önümüzdeki dönemde kesintiler yaşanmasını gündeme getiriyor. Yerli kaynaklarının çoğunu kullanamayan ülkede, nükleer enerjiye verilecek olan imtiyaz tartışılıyor. Bütün bu süreçte, siyasi partilerin enerji politikalarının ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor. Global Enerji olarak, bu ortamda iktidar adayı dört partinin önde gelen temsilcilerine, enerji sektörüne ilişkin sorular yönelttik. AKP adına konuşan Taner Yıldız, iktidarlarında eski politikalarını sürdüreceklerini vurguluyor. Demokrat Parti adına görüş bildiren TEK eski Genel Müdürü Birkan Erdal, EPDK'nın yapısını değiştireceklerini dile getiriyor. CHP'li Tacidar Seyhan ise, nükleer teknolojiyi desteklerken, nükleer santral kurmayacaklarını söylüyor. MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural da, Türkiye'de bir enerji piyasasının oluşamadığını ileri sürüyor.

Taner Yıldız/AKP Kayseri Milletvekili

Özel sektörün, son yıllarda elektrik üretiminde gerekli yatırımların yapılmadığı yönünde eleştirisi var. Partinizin yeniden iktidar olursa yatırımlar konusunda yol haritası nedir?

Türkiye, son 19 çeyrekte sürekli büyüdü. Elektrik talebindeki ortalama büyüme de yüzde 7.5 düzeyinde. Büyümenin sürdürülebilmesi için elektrik yatırımlarını yapmak kaçınılmaz. Kamunun kaynakları ortada. Biz tercihimizi özel sektörden yana yapmış durumdayız. Strateji Belgesi'nde öngörülen bazı işlerin takviminin sarktığı doğrudur, özellikle dağıtım özelleştirmesinde. Dağıtım özelleştirmesi için altyapı hazır. Seçimlerden sonra özelleştirme ihalesine çıkılacak. Dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesi, üretim yatırımlarının adreslendirilmesi için önemlidir. Hangi adresler? Herhangi bir şirket, üretimde ister termik, ister hidro isterse diğer kaynaklara dayalı üretim yatırımı yapsın, bunu satacağı dağıtım şirketini önceden görmüş olacak. Dağıtımın özelleştirilmesi, üretim yatırımlarının önünü açacaktır.

Türkiye'de özel sektör iktidarınız döneminde neden yatırım yapılmakta zorlanıldı?

Piyasada konuşulan birkaç argüman var. Bunlardan birisi fiyat analizleri. Türkiye'de yaptığınız her yatırım, tarife yoluyla vatandaştan finanse edilir. Bizden önceki hükümetler, yapişletdevret modeliyle yatırım yaptıklarında bunların proje içinden finanse edilmesini sağlayacak mekanizmalar geliştirdiler. Doğrudan yurttaşın kullandığı elektriğin faturasına maliyeti yansıtan bir model uygulandı. Bizim ne yapmamız lazım? Biraz abartarak bu yatırımların 5 yıl içinde yapılacağını düşünelim. Böyle bir durumda, elektrik fiyatları neredeyse ikiye katlanır. Bu geçişin de fiyat analizi yönünden iyi yapılması gerekiyor. O nedenle belli kreditörler aracılığıyla bunların daha geniş zamana yayılması gerekiyor.

Enerji Bakanlığı, 2020 yılına kadar her yıl elektrik sektörüne 128 milyar dolarlık yatırım yapılması gerektiğine işaret ediyor. Bu kaynak nasıl sağlanacak?

2020 yılına kadar 128 milyar dolarlık bir yatırım söz konusu. Kamu dengeleri açısından bakıldığında bunun tamamının kamu tarafından karşılanması söz konusu değil. O yüzden özel sektör ağırlıklı yapılmalı. Bu kârın da makul olarak dağılması gerekir.

Özel sektör, belli güvenceler almadan her yıl sektöre milyarlarca dolar yatırım yapar mı?

Sektörüne göre yapar, sektörüne göre yapmaz. Nükleerde, kamu olmadan özel sektörün yapamayacağı yönünde geniş bir kanaat oluştu. Ben de aynı görüşteyim. Kamuözel sektör ortaklığı gerekli görülüyor. Aynı şeyi nehir tipi santral için söyleyemeyiz.

1.500 megavatlık bir doğalgaz santrali, büyük kömür ve su santralleri için özel sektör garanti almadan yatırıma başlar mı?

Bunu diyemediği için Nükleer Santral Yasası'na, AfşinElbistan kömür santrali için özel maddeler eklendi. Kurulu güç büyüdükçe riskler artıyor. Bunların, ister istemez kamu paylaşımlı olması gerekiyor. Elektrikte istenen serbestleşmeyi sağlamak için üretimde özel sektörün payını artırmak lazım. Şu anda yüzde 16.

Türkiye'de elektriğe 4.5 yıldır zam yapılmıyor. Elektrik fiyatları kendi mecrasında mı gelişiyor?

Bu durumda gerçek fiyat analizlerine girilmesi lazım. Yalnız bir paradoks da var. Öyle bir rakam olmalı ki üretici bunu ucuz bulmamalı, tüketici de pahalı bulmamalı. Bunun birinci çözümü, enerjiden bağımsız olarak siyasi istikrarın daha geniş oranda oturması ve kişi başına gelirin artmasıdır.

Yeni hükümet döneminde elektriğe en az yüzde 25 zam olacağı konuşuluyor...

Ben bu oranda olmayacağı kanaatindeyim.

Birkan Erdal/DP Genel İdare Kurulu Üyesi

Elektrik sektöründe son yıllarda gerekli yatırımlara bastırılan elektrik tarifelerinin engel olduğu belirtiliyor. Siz, bugün elektrik sektörünü nasıl görüyorsunuz?

Sekiz yıldır elektrik konusunda ciddi bir yatırım yok. Özel sektöre, ne yazık ki "Nasıl yatırım yaptırmam?" diye her türlü engel çıkartılıyor. Doğalgaza, 4.5 yıldır sürekli zam yapılıyor. Buna karşılık doğalgaz santrallerinin ürettiği elektriğe zam yapılmıyor. Neden? Bir yetkili, "Daha önceki kârlarına saysınlar" diyebiliyor. Böyle bir ekonomi anlayışı dünyada hangi ülkede var, doğrusu ben bilmiyorum. Sonunda özel sektör, "Ben yeteri kadar zararla ürettim, bundan sonra elektrik üretmeyeceğim. Benim devlet kadar gücüm yok" dediğinde, elektriklerin özel sektörün kâr hırsı yüzünden kesildiği öne sürülecek. 13 ilde aynı anda elektrik kesintilerinin yaşandığı 1 Temmuz'da, kamunun elinde bulunan santraller, o günkü pik talebi fazlasıyla karşılayabilecek durumdaydı. Peki, bu santraller neden çalışmadı? Çünkü, kamu ihale mevzuatına ya da diğer mevzuata göre, herhangi bir santralin arızalı bir parçasını getirtmeniz için açılan ihale en az 12 yıl sürüyor. O arada da o santral yatıyor. 7 türbini bulunan bir santralin, ancak 3 türbini çalışıyor.

Yatırım ve özelleştirme için modeliniz nedir?

Şeffaflık. Niyetiniz, sektörü özelleştirmekse, öncelikle dağıtımdan başlamalısınız. Dağıtımdan başladınız, dağıtım özel sektöre geçti. Dağıtım şirketlerinin, devletin dışında özel sektörden elektrik alma imkânı varsa özel sektör üretim yatırımı yapar. Bu kapsamda başka önemli bir konu da kayıpkaçak. Bu dönemde kayıpkaçak oranları, hesap oyunlarıyla yüzde 26'dan yüzde 15'e düşürülüyor. Bu konu, özelleştirmenin önünde önemli bir engeldir.

DP'nin olası iktidarında elektrik üretim, dağıtım ve iletim sistemi özelleştirilecek mi?

Evet, hem üretim hem dağıtım özelleştirilecek. Böylece iletimi de özelleştirebilirsiniz. Ama bunu yapabilmek için en önemli konulardan biri Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nu (EPDK) doğru şekilde oluşturmaktır. Bu çeşit özerk kurumlar, özelleştirilmiş sahalarda, sektörlerde vatandaşın hakkını korumak ve ilgili sektörü regüle etmek için oluşturulur. Dolayısıyla o sahada çalışan özel sektör temsilcileri ağırlıklı olarak bu kurumlarda görev alır. Sizin devletten gönderdiğiniz temsilci, özel sektörden ayrıcalıklı veto hakkına sahip olur. Bunlar otururlar, çıkarları birbiriyle çatışan ve çakışan taraflar, şeffaf bir ortamda kuralları koyarlar.

EPDK'da yeni bir yapı mı oluşturacaksınız?

Kesinlikle. EPDK, şu anda nedir? Enerji Bakanlığı'nın bir başka modelidir. EPDK'nın kurulduğu günleri düşünün. Beyaz Enerji'nin ortaya çıktığı günlerdi. Enerji Bakanlığı'ndaki, Başbakanlıktaki yetkililer, ağır baskı altındaydı. Sanki, ellerindeki yetkileri bir başkasına devrederlerse, kendilerini aklanacak varsayarak EPDK'yı oluşturdular. Hilkat garibesi bir kurul ortaya çıktı. Paneller oluyor. EPDK yetkilileri, Enerji Bakanlığı yetkililerinin tam tersi görüşleri ortaya koyuyor. Kısaca, EPDK kalacak; ama yapısı değişecek.

Özel sektörün elektrik yatırımı yapması için neler yapacaksınız?

Elektrik sektöründe öncelikle nüfus, büyüme, sektörel gelişme, sektörler bazında büyüme, enflasyon üzerinde geniş bir uzlaşma ile gelecek yıllar için projeksiyon yapılır. Türkiye, gelecek 15 yılda şu kadar büyüyecek, nüfus şu kadar artacak, şu sektörler şuradan şuraya gelecek dersiniz. Bu ortaya konulduğunda enerji ve yatırım ihtiyacı belirlenir. Enerji ihtiyaç programı çıkar, gerçek ve inanılır stratejik iş planı hazırlanır. Santral yapacak bir adama, yatırımı burnundan getirmezseniz, 99 yerden izin almak zorunda bırakmazsanız sorun kendiliğinden çözülür. Yabancı sermaye yatırım için geldiğinde, tek bir yerden iznini alacak bir yapı oluşturulursa sıkıntı biraz daha aşılır.

Nükleer enerji hakkında ne düşünüyorsunuz?

Türkiye, nükleer enerji konusunda çok geç kaldı. Nükleer enerji, bir devlet politikasıdır. Nükleer santral sahibi olmak, nükleer teknolojiye sahip olmanın da bir yoludur. Nükleer santrali yalnız elektrik üretmek için gerekli olan bir yatırım olarak göremezsiniz. Devletin sahipliğinde olması gereken bir teknolojidir. Yani son zamanlarda sık sık dile getirildiği gibi özel sektör eliyle veya yapişletdevret modeliyle yaptırılamaz. En azından ilk nükleer santral devletin sahipliğinde ve denetiminde olmalıdır.

Tacidar Seyhan/CHP Adana Milletvekili

CHP olarak nükleer enerjiye nasıl bakıyorsunuz?

Nükleer santral kurulmasına karşıyız. Birincisi, ilgili yasanın hazırlanış ve sunuş biçiminden karşıyız. Nükleer santrallerde, dünyaya bakarsanız uygulayıcı ve denetleyici kurumlar ayrı ayrıdır. Yaptırım uygulayan kurum ile yatırımcılar da ayrıdır. Ancak ülkemizde, şu anda uygulayıcı, denetleyici ve yatırımcı tek kurum Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) olarak görülüyor. İkinci bir konu da öncelikle nükleer teknoloji araştırılması ve geliştirilmesiyle ilgili ülkenin bir yasası olması gerekiyordu. Nükleer teknoloji yasası çıkmadı. Biz bu eleştirileri gündeme getirdiğimizde iktidar, 'Canım ne var bunda, nükleer santral yasasını çıkaralım, 1 yıl içinde nükleer teknolojiyle ilgili bir yasa da geliyor' dedi. Bunlar yapılmadan nükleer santral yasasını çıkarmak, abesle iştigaldir. Bu ciddiyetten uzaktır.

Nükleer teknolojiye evet, nükleer santrale hayır diyorsunuz yani

Nükleer teknoloji yasasını destekliyoruz. Getirsinler birlikte yapalım.

Türkiye'nin, linyit ve su kaynaklarını sonuna kadar kullanması durumunda bile her yıl yüzde 8 artan elektrik talebini karşılamakta bir süre sonra sorun yaşanacak. Bu durumda nükleer kaçınılmaz olarak gündeme gelmeyecek mi?

Elbette ki bir ülkenin elektrik ihtiyacını yerli kaynakları karşılamıyorsa, dünyadaki mevcut teknolojilere direnmek mantıklı politik ve ekonomik görüş değildir. Türkiye o noktaya giderse, yatırım açısından daralma söz konusu olursa, biz diğerleriyle birlikte nükleeri de düşünürüz. Bu durumda, zaten yapmak zorundasınız. Bugün, nükleer açısından eski teknolojilere yönelirseniz, bunun arkası gelecektir. Doğalgazdaki hatayı nükleerde de tekrarlamış olacağız.

Peki, CHP'nin uygulamadaki tercihi nedir?

Bizim siyasi tercihimiz, yerli kaynaklardır. Nükleer, ithal kaynağa dayalıdır ve yerli değildir. Amacımız, doğalgaza da bağımlı olmak değil. Doğalgazın da etkisini azaltmayı hedefliyoruz.

CHP, Türkiye'de elektrik üretim ve dağıtım özelleştirmesi konusunda ne düşünüyor?

Biz, özelleştirmeyi sadece üretimde yapmayı düşünüyoruz. Rekabet üretimdedir. İletim doğal tekel ise dağıtım da doğal tekeldir. Dağıtımda rekabetçi piyasa yoktur. Neyi rekabet ettireceksiniz de kamusal alanda yurttaşlara bir çıkar sağlayacaksınız? Hangi rekabet gücünü oluşturacaksınız?

Türkiye, son yıllarda yatırım yapamadı. CHP'nin olası iktidarında yatırımları özel sektör mü kamu mu yapacak?

Elektrikte Türkiye'nin yatırım ve finansman modeli sorunu var. Bu iktidarın hiçbir yatırım ve finansman modeli olmadı. Bu iktidardan önceki dönemde beğenirsiniz, beğenmezsiniz yapişlet ve yapişletdevretler kullanıldı. Bunlar çok kötü kullanıldı, devlet soyuldu, yatırımlar çok yüksek maliyetle yapıldı, doğrudur. Ama bu dönemde özelleştirmeye açtık denilerek, kamu yatırımları çekilerek, hiçbir yatırım ve finansman modeli geliştirilemedi. CHP tespitini yaptı. Arz güvenliği açısından kamunun yatırım alanından çekilmemesi gerekiyor. CHP iktidarında kamu yatırımlarına devam edecektir. CHP'nin başka bir hedefi de elektrikteki kayıpkaçağı önlemektir.

Özel sektörü yatırıma nasıl çekeceksiniz? Ne tür teşvikler uygulayacaksınız. Alım garantisi verecek misiniz?

Özel sektöre yatırım güvencesi getireceğiz. Alım garantisini verebilirsiniz, o ayrı. Onun dışında piyasa değerlendirmesinde özel sektörün, kamu alamadığında ihracatta önünü açmak zorundasınız. Türkiye, ihracata yönelik iletim hatlarında bile özel sektörün satışını destekleyecek hiçbir önlem almamıştır. Enerjiye her yatırım yapanın, iletimde önünün açılacağını bilmesi gerekiyor. Yatırımcı, iletim hatlarında ihracatta verginin sıfıra indirileceğini görerek, dışa açılabileceğini bilmeli. Diğer yandan otoprodüktör kullanımını yaygınlaştırırsanız, enerji verimliliğini sağlarsanız sorun büyük ölçüde aşılmış olur.

Oktay Vural/MHP Genel Başkan Yardımcısı

MHP, elektrik dağıtım ve üretim tesisi özelleştirmesine nasıl bakıyor?

Türkiye'de bir enerji piyasası oluşamadı. Piyasa konusunda ciddi bir boşluk söz konusu. Hukuki alt yapı eksikliği de var. Türkiye'nin, piyasanın oluşamadığı bir ortamda sektörü yeniden değerlendirmesi gerekiyor. Bugüne kadar hükümet, özel sektörü de kamuyu da elektrik sektörüne yatırım için devreye sokamadı. Hükümet, dağıtım tesislerinin özelleştirilmesinde de başarısız olmuştur.

Üretim özelleştirmesinde ne düşünüyorsunuz?

Üretim daha sonra olabilir. Bizim, öncelikli olarak ele almamız gereken husus arz açığıdır. Bu arz açığını giderebilmek için kamunun ivedilikle önlem alması gerekiyor.

Kamunun yeniden yatırıma gireceğini mi söylüyorsunuz?

Evet. Özel sektör bu yapı içinde yatırım yapmıyor. Siz, maliyetler artmasına karşın fiyatın kendi mecrasında oluşmasını engelliyorsanız, özel sektör yatırıma girmez. Eğer, bu fiyat tüketiciye ciddi bir maliyet oluşturuyorsa ve bunu tüketiciye da yansıtmak istemiyorsanız bu durumda arz yönlü sıkıntınız olur. Bu aşamada mutlaka kamusal inisiyatifin devreye girmesi gerektiğini düşünüyorum.

Siz özel sektörü yatırıma nasıl çekeceksiniz?

Vergi ve bazı paylar maliyeti artırıyor. Kayıpkaçaklar var. Bunlar tarifeyi bozan unsurlar. Yapişletdevret'lerden gelen bazı unsurlar da tarifeyi etkiliyor. Dolayısıyla tüketicinin ödediği fiyat, gerçek elektrik fiyatı değil. Giydirilmiş, şu ya da bu şekilde subvanse edilmiş fiyatlar. Bunları dikkate almak gerekiyor. MHP, enerji piyasasının önündeki engelleri aşmak istiyor. MHP, elektriğin pahalı üretilip, vatandaşın pahalı tüketmesini istemiyor. Sanayicinin üzerinde yük olmasını istemiyor.

Biz, petrol, doğalgaz, elektrik ve LPG piyasalarını inceledik. Elektrik piyasası işlemiyor, doğalgaz piyasası da. EPDK, bu sektörlerde denetim fonksiyonunu yeterince yürütmedi. EPDK, bu hükümet döneminde siyasi ajan gibi davrandı. Bağımsız bir düzenleyici otorite olmak yerine hükümetin taleplerini yerine getiren kurum gibi davrandı. Enerji güvenliği sağlanmalı. Bunun için de kamu mutlaka önlem almalı.

Yeni hükümet elektriğe zam yapar mı?

TETAŞ, toptan sattığı elektriğe zam yaptı. TEDAŞ, tüketiciye yansıtmadı. Tüketiciler, doğrudan olmasa da KİT açıkları ve görev zararlarını vergileriyle karşılıyor.

MHP, nükleer santral yatırımına nasıl bakıyor?

Olumlu bakıyoruz. Nükleer santralin kurulması gerekiyor. Bu konu iki nedenle önemlidir. Birincisi nükleer teknoloji için, ikincisi de elektrikte arz çeşitliliği için. Arz çeşitliliği için 1.000 megavatlık bir santral bir denge oluşturmaz. Bunu bir program dahilinde yürütmek gerekiyor. Nükleerin payı aşama aşama artırılmalı ve elektrik üretiminde belli bir noktaya gelmeli.

globalenerji



Bu haber 230 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,011 µs