En Sıcak Konular

Üç ayların rahmet kapısı aralanıyor

18 Mayıs 2012 09:03 tsi
Üç ayların rahmet kapısı aralanıyor Küçük bir fırsat bekleriz bazen, kendimizi gözden geçirmek, yanlışlara veda edip hayatımızı hayırla yenilemek için. Bu günlerde güzel bir imkân var kapıda: Mübarek üç aylar.

Bu ayları hakkıyla değerlendirenlere dinimizin pek çok müjdesi ve mükâfatı var.

Hekimoğlu İsmail geçtiğimiz yıl kaleme aldığı yazısında üç aylarla ilgili şu benzetmeyi yapıyor: "Derin uykuya dalan bitkiler, ilkbahar ve yazla beraber dirilerek hayatın devamlılığını gösteriyor. Üç aylarda da İslamî hayatımız diriliyor." Evet, hakkıyla idrak edildiğinde üç aylarda dini hayatımız canlanıyor ve bir sonraki yıla kadar istikametten şaşmamamıza vesile oluyor. Allah Resûlü'nün (sas), "Allahım! Hakkımızda Recep ve Şaban'ı mübarek kıl ve bizleri Ramazan'a ulaştır." duası bu ayların ehemmiyetine en güzel delil.

Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tefsir Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhittin Akgül bu duanın işaret ettiği bir noktaya daha dikkat çekiyor. Recep ve Şaban ayının önemi, Kur-ân'ın nazil olmaya başladığı ve bereketlerle dolu olan Ramazan ayına hazırlayıcı olmalarından geliyor. İlk iki ayı, rampaya çıkmadan hızlandığımız düzlüğe benzetiyor Akgül ve şöyle diyor: "Bu aylar yerli yerince değerlendirilip, manevi iklimlerinden istifade edildiği takdirde, Ramazan'da yol alınmış olur." Peki, en genel tanımıyla nedir üç aylar ve neden dilimize bu şekilde yerleşmiştir?

Bu aylar aslında kameri aylar olan Recep, Şaban ve Ramazan. Mübarek gecelerden olan beş kandilden dördü üç aylarda idrak ediliyor. Regaip ve Miraç geceleri Recep, Berat gecesi Şaban ve bir gecesi 80 yıldan daha bereketli kılınan mübarek Kadir Gecesi de Ramazan ayında olmak üzere. Bediüzzaman Said Nursi kazandırdıkları sevap ve mükâfatlar bakımından bu ayların müminler için nasıl bir yükseliş vesilesi olduğunu Şualar'da şöyle açıklar: "Her hasenenin (ibadetin) sevabı başka vakitte on ise, Receb-i Şerif'te yüzden geçer, Şâban-ı Muazzama da üç yüzden ziyade ve Ramazan-ı Mübarekte bine çıkar ve Cuma gecelerinde binlere ve Leyle-i Kadirde (Kadir Gecesinde) otuz bine çıkar." Bu kutlu zaman diliminin toplum arasında üç aylar olarak bilinmesinin hikmeti de tüm bu sebeplerden gelir.

Kuran, namaz ve oruçla dolu dolu geçirin

Doç. Dr. Akgül, Asr-ı Saadet'teki üç aylar atmosferini şöyle açıklıyor: "Allah Resûlü (s.a.s.) bu aylarda diğerlerinden farklı olarak bolca oruç tutmuş, nafileleri artırmış, ulaşılmaz kulluğuna daha da derinlik katarak, Kur'ân, tefekkür ve yardımlaşmaya çok önem vermiştir. O'ndan dersini alan sahabe efendilerimiz de namaz, Kur'ân, yardımlaşma ve oruç gibi ibadetlere diğer zamanlardan daha da önem vermiş ve ihya etmişlerdir." Söyledikleri, yapmamız gerekenler için en güzel yol gösterici. İşe manevi hayatımızı gözden geçirerek başlayabilir, eksikliklerimiz nelerdir diye liste çıkarabiliriz.

Kul hakkı Rabbimiz'in bize en önemli ikazlarından biri. Bugüne kadar insanlarla olan münasebetlerimizi gözden geçirip, üzerimizde kul hakkı varsa teslim edebilmek için maddi ve manevi çaba gösterebiliriz. Tavsiyelerini daha iyi anlamamız ve hayatımıza şiar edinmemiz açısından Efendimiz'in hayatını bir kez daha okuyabiliriz. Öncelikli hedeflerimizden biri de elbette namaz olmalı. Varsa bu konudaki eksikliklerimizi tamamlamalı. İhmal edilmemesi gerekenlerden biri de zekât ve sadaka ibadeti. Tabii hepsi için en önemlisi kendimiz ve tüm Müslümanlar için dua etmek.

 



Ramazan orucuna hazırlık yapmalı

Üç ayların feyzinden istifade etmek için yerine getirilmesi gereken en önemli ibadetlerden biri de oruç tutmak. Halk arasında "üç ayların tamamını oruçlu geçirmek sünnettir" gibi bir inanış da var. İlahiyatçılara göre bu, sünnette olmayan, uydurulmuş bir davranış ve düşünce biçimi. Resulullah'ın Ramazan dışında en fazla orucu Şaban ayında tuttuğu, genel olarak da pazartesi ve perşembe günlerini oruçlu geçirdiği biliniyor. Bir rivayete göre kendisine pazartesi günü oruç tutmanın neden faziletli olduğu sorulduğunda: "O gün dünyaya geldiğim ve Peygamber olduğum gündür." buyuruyor. Bir başka rivayete göre ise pazartesi ve perşembe günleri ameller Allah'a arz olunur, bu nedenle Efendimiz bu günlerde oruçlu olup amellerinin arz olunmasını istemiş. Muhittin Akgül meseleye bir de şu açıdan bakıyor: "Bu ayları oruçla geçiremeyen kimse, birden kendisini Ramazan'la karşı karşıya bulur. Önceden hazırlanılmamış böyle bir buluşmada, alışkın olmayan vücut, aniden kendisini uzun bir oruçla karşı karşıya bulunca zorlanabilir." Özellikle Ramazan ayının uzun yaz günlerine denk geldiği bu senelerde vücudu oruca alıştırmak bakımından bu sünnete daha fazla ehemmiyet göstermek gerekiyor belki de.

zaman



Bu haber 1,141 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,847 µs