Abdüllatif Şener: 22’sinde gider, 23’ünde gelir!

2 Temmuz 2007 12:26 tsi
Seçim sonuçları salt Meclis içi değil dışı gelişmelere de gebe. Bunların içinde önemli bir ayak da Abdüllatif Şener’in sürükleyeceği ‘tam entegrasyon’ hareketi! Şimdilik sonuçlar bekleniyor ama AKP içinde, merkez sağ içinde ve yurt dışın

Hemen hiçbir siyasi sonuç 22 Temmuz sandığından çıkmamış olmasına rağmen, “tahmini güçlü” mahfiller, seçim sonrası yeni siyasi oluşumların hemen iş başı yapacağını dillendiriyor.

Bu aslında her sandık sonrası şekillenen bir yapı ve özellikle “hayal kırıklığı” yaşayanların pozisyonlarıyla hayat buluyor. Ancak en azından bu seçim sonrası içlerinden bir tanesi bu genel tanımlamadan müstesna olacak.

Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Abdüllatif Şener, çok değil 20 gün sonra “sıradan vatandaş” olacak. Ancak “sıradanlığı” yeğ tutması elbette daha önceye denk düşüyordu ve kim ne derse desin-üniversiteye dönüp ders verme, kitap yazma vb-politikanın “ucundan” ama kuvvetlice tutacağı anlaşılıyor.

Dışarıda ama yalnız değil!

Şener’in siyaset sahnesindeki pozisyonunda belirleyici olacak iki gelişme bekleniyor. Bunlardan biri kuşkusuz seçim sonuçları. İkincisi ise bu seçim sonuçları içinde AKP’nin durumu.

Genel seçimin genel sonuçları bugünden bakıldığından TBMM dışında hayli politik sutrenin kalacağını gösteriyor. Bir anlamıyla siyaset sadece Meclis’te değil, Meclis dışında da şekillenecek. Yani hareket ve belki de bereket de orada olacak.

İkincisi ise AKP’nin durumu. Şener’e yakın kaynaklar, Cumhurbaşkanlığı süreci içinde “ayrışan”, Erdoğan-Şener beraberliğinin bu ilk bölümünün, belki bir ivme ama “neden” olmadığı görüşünde.

Yani Başbakan’ın çevresindeki en yakın (güçlü) 3 ismin “ikisini” tasfiye etmesi, birini de hallice yaralaması, Şener odaklı kaynaklara göre bir sonuç. Ancak mesele bu değil. Şener’in, AKP üst yönetiminde “iyi niyetle ve birlikte devam arzusu”nu artık görmemesi!

Şener menşeli olduğu anlaşılan bir başka fay hattı ise, seçime yürüyen dönemde AKP tabanın da çok kol-kanat kırılmış olması.

AKP’nin  “sistemle” sorunu ne?

Bunlar işin günlük parti politikası veçheleri. Ama Şener cephesinden gelen ve pek duyulmayan bir ana eleştiri teması daha bulunuyor. Bu önemli. AKP yönetim ve hükümet etme biçiminin “sistemle entegre olmak istememesi”.

Daha doğrusu “kerhen” uyumlu olması. İşte bu “tespit”in AKP ve temsil ettiği değerlerin “işlemeyeceği” fikrine götürdüğü dillendiriliyor Abdüllatif Şener’i.Belki öyle veya değil. Ancak sandık yolunda kısa 20 güne girilirken seçim ertesi oluşacak yeni siyasi hareketin konuşulması ilginç. 

Batı ve ekonomi anlıyorsa, destekler!

Şener cephesinden gelen bu itirazların toplandığı cümle “Yeni toplumsal mutabakat misyonu”. Şener’in politikadan ayrılma kararı hem part içinden hem de kamuoyundan genellikle “kalın” mesajı aldı.

Verdiği yanıt ise “Acele etmeyin, seçim sonrasını görelim” şeklinde. Bu Ankara siyaset dilinde “hâla oyundayım” demek. Şener’i doğru okumaya çalışan kesimler arasında bazı Batı ülkeleri ile “yerli” ve güçlü ekonomi çevreleri de bulunuyor.

Örneğin ABD Büyükelçisi bunlardan biri. Wilson, Şener’in yeni bir milli uzlaşma çabaları içinde olabileceğini neredeyse açıkça söylüyor.

Konuşan kim?

Ama yine de en önemli Şener’in özellikle özel ve kapalı oturumlarda dillendirdikleri. Şener’in daha açık ve sert eleştiriler aktardığı belirtiliyor. Bunlardan çok fazla bilgi sızmıyor ama sızanlar yabana atılacak gibi değil.

Örnek mi; Şener halihazırdaki politika ve hükümet etme biçiminin (AKP üzerinden söylemiyor) teorik köklerinin olmadığını, toplumun siyasi değerlerinin olgulaşmadığını, bu yüzden sıcak politika hatta seçimlere bile büyük ilgisi olmadığından, yeni TBMM’de istikrar yaratmama ihtimalinden, muhalefetin inanılmaz zayıf kaldığından, terör, işsizlik ve büyümenin ciddi sorun olduğundan ve en önemlisi, hepsinin hal yolu için “radikal” bir bakış gerektiğinden bahsediyor.

Yani politikacı konuşması yapıyor. Yeni bir siyasi oluşumun ideolojisini temellendirmeye çalışıyor.

Bu haber 781 defa okundu.