En Sıcak Konular

Yasak bölge: 275 güney, 367 kuzey!

2 Temmuz 2007 11:20 tsi
Yasak bölge: 275 güney, 367 kuzey! AKP ‘makûl’e razı. Hükümet alınır, Köşk paylaşılır. Yani ne 275 ne 367. Arası harika olur. Böylece olası krizlerin önüne geçilirken, parti tabanı ve kamuoyu neznindeki imaj da sağlam tutulur. Tabii şu sıralar AKP kulislerinde konuşulan iyice g

Bir siyasi partinin oy ve milletvekili sayısını seçimlerde “maximize” etmeyi planlamasından daha doğal bir durum olamaz. Tabii söz konusu partinin faaliyet gösterdiği coğrafya Türkiye gibi “kendine özgü” şartları bulunan bir ülke değilse.

Türkiye’de “politik denge” aslında herşey. Bunun için her zaman 2 artı 2 dört etmiyor! 5 eden bir başka sonuç da iktidar partisi AKP’nin 22 Temmuz seçimlerine yönelik hedefi ile ilgili.

Elbette açıktan söylenmesi-gizli olduğu için değil anormal olduğu için-mümkün değil. Ancak Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinden bu yana dengelerin kızıştığı politik yaşamda biraz “soğumaya” ihtiyaç var. Hatta şart.

Bunun içinde “uzlaşma” gerekiyor. Uzlaşma “makûl” arayışı demek. İşte AKP’nin seçim sonuçlarına ve onun da sonuçlarına yönelik makûl arayışı milletvekili sayısında kilitleniyor.

Bu kilidin aralığı 276 ile 366. Basit tasvir ile tek başına ve bir-iki milletvekili kaybı yaşansa da riske girmeyecek, koalisyona hiç ihtiyaç duymayacak “tek başına iktidar” sayısı. Minimum 276!

Üst sınır ise 366. Aslında birkaç sandalye daha az olursa daha da iyi olur! Bu da Cumhurbaşkanlığı seçimi için AKP’nin tek başına “yeter” hale gelmemesi demek! Nedeni elbette basit.

22 Temmuz sonuçlarından sonra seçim tartışmalarının bıçak gibi kesilip, gözlerin TBMM’de Köşk seçimlerine döneceği şimdiden belli. En yakın kriz ihtimali olarak analiz edilen bu “gerçek”, AKP’nin canını bir daha sıkmamalı!

Eğer AKP’nin vekil sayısı 367’yi geçerse, Başbakan Erdoğan grup toplantısında bir kez daha “beraber yürüdük bu yollarda” ilanını yapmaya zorlanacak. Kuşkusuz kendi grubu ve tabanı tarafından.

Ancak iş o kadar basit değil. Daha önce bu denendi ve uzlaşma olmadan Cumhurbaşkanı seçilse bile, Türkiye’nin ve tabii partinin çok hırpalandığı görüldü. Öte yandan elinde yeter sayıda vekil bulunduğu halde, daha öncede kimseye “minnet” etmeden seçme adımı atıldığından, bu adımın geri çekilmesi de “imaj” açısından törpüleyeci.

Yani 367 artı sayısı AKP’yi rahatsız edecek. Oysa daha az bir rakam hem kamuoyuna ve partiye, “bakın bizim elimizden çıktı, halk Cumhurbaşkanı’nı seçecek yetkiyi bize vermedi, mecburen diğer partilerle uyuşacağız” can simidini atacak.

Böylece Abdullah Gül’ün adaylığı konusunda şu sıralar “kendi bilir” minvalli konuşmalar yapan Erdoğan rahatlarken, TBMM de kendi içinden veya dışından “her kesimin” mutabık kalacağı bir isim uzlaşabilecek. Her halde AKP’yi e kırıp dökmeden.

276 içinse zaten söyleyecek bir şey bulunmuyor. Bu rakam ve fazlası AKP hükümetinin devamı için şart. Şu anki veriler bu rakamın sağlanabileceğinin işaretlerini veriyor. Böylece Başbakanlık AKP’de kalırken, Cumhurbaşkanlığı “paylaşılıyor”.

Tam bu noktada AKP içi bir “kaygı kulisi” özel olarak iyibilgi okurlarına yansıtmak lazım. O da şu. Bazı önde gelen AKP’liler “muhalefet yüzünden”, 367’nin riskli olabileceğini düşünüyor.

AKP’nin 22 Temmuz’da bir önceki seçim skorunu da aşarak 367 rekorunu kırması oldukça zor. Sadece iktidarda geçen 4.5 yılın “normal” yıpranma payı bile bu olasılığı hallice sora sokuyor.

Ancak bu AKP’lilere göre muhalefet seçim döneminde bile pek yerinden kımıldamıyor. Evet, “havadan anlaşıldığına göre” AKP önde ama, muhalefetin bu pasif ve söylemlerindeki zayıf tutumu bir başka sürprize, AKP’nin gerçekten patlama yapmasına neden olabilir.

“Dostça” söylüyorlar ki, “o kadarı iyi değil”! Hemen tek partili demokrasi olmaz söylemlerinin patlayacağından eminler.

Bu kulise tersine bir okuma ile AKP’nin “seçim propagandası” olarak da okumak mümkün. Ancak güçlü bir hükümet kuracak kadar sandalye sayısının-ki onu da söylüyorlar-yani 300’ün aşılması iyi olur!

Peki AKP Cumhurbaşkanlığı için kendi adayı ve adayları için ayak direyecek mi? Bu halde “dostlar alış-verişte görsün” diye olabilir deniyor. Ama en büyük ipucu Başbakan’ın “bakalım görelim” gibi daha çekinik bir duruş sergilemesi. Delil ise TBMM Başkanı’nın seçiminde gelecek!

 



Bu haber 641 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,132 µs