En Sıcak Konular

Yeniçağın zarar getiren "afyon" kitapları!

1 Temmuz 2007 21:37 tsi
Yeniçağın zarar getiren Bir kişisel gelişim yutturmacasıdır gidiyor. Kitaplarıyla, kurslarıyla ve gurularıyla... Aslında yutturulmaya çalışılan insan-tanrının varlığı... 'Sen her şeyi yapabilirsin' gazı. Ama artık gaz kaçırıyor bu akım ve The Secret türevi kitaplar.

Mine Akverdi'nin Akşam Pazar'daki yazısı:

Yeniçağın umut tacirleri: Kişisel gelişim kitapları

Bundan 10 yıl kadar önce ‘Bridget Jones’ kitabı ve ardından filmiyle ‘kişisel gelişim’ kitapları iyice gözümüze sokulmuştu. Çünkü Birdget Jones, kendini sürekli eksik ve güvensiz hisseden, bir türlü tatmin olmayan, ne istediğini, ne yapacağını bilmeyen ve çözümü yol gösterici, akıl verici kitaplarda arayan günümüz insanının bir yansımasıydı. Nitekim ‘Mutlu olmanın 10 altın kuralı’, ‘Kendinize güveni nasıl kazanırsınız’, ‘Doğru aşkı nasıl bulursunuz’, ‘Yedi adımda işyerinde zirveye çıkmanın sırrı’ türevi başlıklara sahip yüzlerce kitap son 10 yılda hepimizin hayatını mükemmelleştirmek için kitapçıların raflarında ardı ardına yerini aldı. Kitapları kişisel gelişim kursları, bu konuda ahkam kesen ‘guru’lar, yaşam koçları izledi… Hepsi ‘söylediğimi yaparsan istediğin her şeyi elde edebilirsin’ mesajını büyük bir güvenle vererek şahane bir hayat vaat ediyordu. Hâlâ da ediyorlar. ‘Kişisel gelişim’ başlığı altındaki kitap, DVD, kurs ve seminerler şu anda yılda 10 milyar dolar ciro yapan devasa bir pazar oluşturmuş durumda. Buna eklenen en son halka ise şu sıralar fenomen haline gelen Rhonda Byrne imzalı ‘The Secret’ kitabı. ‘Bir şeyi yürekten istersen, o sana gelir’ mottosuyla yine istediğiniz her şeyin gerçek olabileceği mesajını büyük bir ciddiyetle veren ‘The Secret’, bir yıl içinde sadece ABD ve Kanada’da 2 milyondan fazla sattı, kitabın DVD’lerinin satışı ise 1.5 milyonu buldu; şu anda en çok satanlar listesinin zirvesinde yer alan kitap 20 dile birden çevrildi.

KARŞIT SESLER YÜKSELİYOR

Tavsiye ve terapilerden medet ummanın modern toplum için artık bir sendroma dönüştüğü bugünlerde karşı sesler de yükselmeye başladı. Birçok yazar, psikolog ve sosyolog ‘kişisel gelişim’ akımının insanlar için faydalı değil zararlı olduğunu söylüyor ve ‘kişisel gelişim karşıtları’nın sesi gittikçe güçlenerek yeni bir akıma dönüşüyor.

İngiliz sosyolog Prof. Frank Furedi ‘Therapy Culture / Terapi Kültürü’ adlı kitabında kişisel gelişim çılgınlığının bizleri ‘düşünme yetisinden yoksun odun kafalı bir topluma dönüştürdüğünü, popüler psikoloji olarak adlandırılan bu tür yaklaşımların insanlar üzerinde uyuşturucu bir etki yaratığını’ söylüyor. Bir başka sert tepki ise ABD’li yazar Steve Salerno’nun ‘Sham: How The Self-Help Movement Made America Helpless / Yalan: Kişisel Gelişim Hareketi Amerika’yı Nasıl Çaresizleştirdi’ kitabında vücut buluyor. Salerno “Bu yaklaşımlar öncelikle bizleri yetersiz, sorunlu hissettirip ardından da dediklerini yaparsak mükemmel olabileceğimiz umudunu veriyor. Kişisel gelişim saçmalığı yüzünden kendimizi yenilmez varlıklar olarak görmeye cesaretlendiriliyoruz. Sınırsız şeyi başarabileceğimize inandırılıyoruz. Ancak bu kitaplardaki tavsiyelere uyup da hayatları beklediği gibi mükemmel olmayanlar haliyle büyük bir hayal kırıklığıyla karşılaşıyor, yıkılmaya mahkum oluyor” diyor.

OLDUĞUN GİBİ KABUL ET

Kanada’daki Toronto Üniversitesi’nden iki psikiyatr, Janet Polivy ve Peter Herman’ın American Psychologist dergisinde yayınlanan çalışması da bu çılgınlığın insanlara umut sattığını ve ‘sahte umutlar peşinde koşma sendromu’ndan mustarip bir toplum yarattığının altını çiziyor. Araştırmaya göre modern çağın insanları bu akımın ışığında daha mükemmel olabilmek için kendini sürekli değiştirmeye çalışıyor ve sürekli başarısızlığa uğruyor. ‘Pozitif düşünce’ ile günü, hayatı ve kendini kurtarabileceğine, olma ihtimali çok düşük olan şeylerin bu şekilde gerçek olabileceğine inandırılan insanlar, psikolojik olarak büyük zarar görüyor, gerçeği algılama yetisini de kaybediyorlar. Asıl kendine güven ve mutluluğun sırrı ise psikiyatrlara göre gerçeği ve kendini olduğu gibi kabul etmekte yatıyor. Gittikçe güçlenen kişisel gelişim karşıtı bu yeni akım, ‘The Secret’in kutsal bilgi kaynağı olarak baş tacı edildiği şu günlerde, ‘kitapları almayın, guruların lafına bakmayın’ sözleriyle savaşı başlattı. Bakalım sonuç ne olacak?

Hakan Çeliktaş (yazar): Aklını kullanarak okursan faydalı

Şu anda herkes ‘Secretçi’ ve ‘Anti-Secretçi’ olarak ikiye bölünmüş durumda. Ben ikisi de değilim. Ama kendi açımdan bu kitap benim hayatımı çok etkiledi. Çünkü ben işin özüne baktım ve şunu söylüyorum: Kitapları okusunlar, özlerini anlasınlar, hayatlarına uygulasınlar ve sonra başka kaynaklara geçsinler. Ama hayatlarındaki boşlukları bu tür kitapları tüketerek doldurabileceğini düşünenler hayal kırıklığı yaşıyor. Çünkü işin özüne değil ‘ben böyle düşünürsem istediklerim olur’ diyerek yüzeysel kısmına bakıyorlar. Oysa sen köküne inmediğin sürece mutluluğun garantisini bu kitaplar veremez. Kişisel gelişim kitaplarının çoğu aspirin gibi; bataklığın kökünü kurutmuyor sadece sivrisinekleri öldürüyorsun. Mutsuzluğun nedeniye değil sadece görüntüsüyle uğraşıyorsun. Bugün ne yapacağını bilemez bir toplum var karşımızda ve bu sektör ‘sahte bilgeler’iyle onları bir güzel söğüşlüyor. Ancak ‘Secret’ bence etkili bir kitap çünkü şunu söyüyor: “Sen hayatından ne kadar memnunsan, o kadar çok olumlu şey gelir başına.” Aklını kullanarak okursan çok faydalı bir kitap.

Ayşe Kayhan (psikolog): Bu kitaplar insanları afyonluyor

Kİtaplara ulaşma, okuduğunu anlama şansı olan, eğitim düzeyi yüksek, üst gelir sınıfına ait insanlar için bu kitapların büyük bir zararı yok. Olan altı sınıflara oluyor. Çünkü bu insanların kitaplar yüzünden umutsuz hayallere kapılıp sonrasında ağır depresyonlara girme şansı yüksek. Psikolojik açıdan şu bir gerçek: Bir insanın yolunu çizmesi için, sosyal, kültürel ve ekonomik durumuyla bağlantılı bir kişisel gelişim süreci içinde çaba sarf etmesi kuşkusuz o kişiye başarı getirir. Ama ‘kalbimden isteyeyim, evren bana mutluluk, para, şöhret getirsin’ diye bir şey yok. Bu, medyumdan, büyüden, yatırlara gidip ip bağlamaktan medet ummanın başka bir çeşidi ve hastalıklı bir durum. Yanlış anlaşılmasın, iyiyi düşünmek, kendisi için iyi şeyler talep etmek değil hastalıklı olmaktan kastettiğim. Ama burada bundan öte bir durum, bir pazarlık, paraya dayalı bir kurnazlık var. Niye 15 yıldır bu tarz kitaplar hayatımıza girdi ve bize pompalanıyor? Cevap belli: Kapitalist sistemin kendini yaşatmak için yürüttüğü psikolojik etkileme süreçleri bunlar. ‘Hayal edin, inanın, çaba sarf edin, siz de bir gün Paris Hilton olabilirsiniz’ diyor. Siz bununla oyalanırken haklarınız, hukuklarınız, savaşlar, küresel ısınma, kirlilik önemini kaybediyor. Yani yapılan şey insanları afyonlamak! Dikkat ederseniz bu sektör hep ‘kişi’ye odaklanıyor. Elinize bir oyuncak veriyorlar ve siz kendinize yardım etmeye çalışır, ‘hayatımı güzelleştirmek için bahçeye zakkum mu eksem’ diye kendi küçük meselelerinizle oyalanırken arka planda yaşanan ve aslında sizi de doğrudan etkilemekte olan temel ve esas problemlere kafa yormuyorsunuz. Hedeflenen de bu: Umut satarak uyuşturmak. Tarikat eylemleri gibi. Bu kitaplar kişi ve topluma ciddi zararlar verebilir.



Bu haber 3,831 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler

    3,656 µs