28 Şubat'ın 1 numarası

17 Nisan 2012 09:00 tsi
''28 Şubat'ta tankların geçtiği Sincan'da , bu kez 28 Şubat'ın mimarı Çevik Bir yatıyor. Peki gerçekten 28 Şubat'ın 1 numarası Çevik Bir miydi?..''

Güneşli bir gün. Etimesgut cıvıl cıvıl. Dolmuşlar vızır vızır işliyor.

 Esnaf mallarını kaldırımlara yaymış.

 Kimi yazlıklara bakıyor, kimi elinden tutmuş çocuğuna bir şeyler alıyor.

 Hayat akıp gidiyor.

 Etimesgut'taki Zırhlı Birliklerle Sincan'ın arası 11 kilometre.

 Özel araçla 10 dakika tutuyor.

 Tank hızıyla 1 buçuk siz deyin 2 saat.

 15 yıl önce Tankların geçtiği caddelerden ilerliyoruz. Star Televizyonundan Işın Gürel'e yumruklu saldırı olayının yaşandığı Sincan meydanında birkaç ihtiyar sırtını güneşe vermiş sohbet ediyor. Gençler bir yerlere yetişmenin telaşı içinde.

 15 yıl önce tankları 1 buçuk saatte Sincan'dan geçiren Çevik Paşa'yı yakasından tutup, Sincan'a getirmek 15 yılı aldı.

 Ne Sincan'mış ama.

 28 Şubat'ta tankların geçtiği Sincan'da , bu kez 28 Şubat'ın mimarı Çevik Bir yatıyor.

 Peki gerçekten 28 Şubat'ın 1 numarası Çevik Bir miydi?

 Refahyol hükümetinin Adalet Bakanı Şevket Kazan'a göre 1 numara Güven Erkaya.

 Anılarında BÇG'nin kuruluşunu kendisinin önerdiğini anlatıyor Güven Erkaya. Hem de övünerek.

 Ama bence o değil. Kim olduğunu yazının sonunda paylaşacağım ama Cengiz Çandar'ı Taraf Gazetesi'nden röportajında, "Amerika'nın en İsrail yanlısı çekirdeği de dahil bu darbeye" diyor.

 Çok önemli bir tespit.

 "Meğer 12 mart 1997'nin Cumartesi günü Washington'da dönemin Dışişleri Bakanı Madeleine Albright'ın çağrısı üzerine bakanlık binasının 7'nci katında Türkiye ile ilgili bir toplantı yapılmış. Bu toplantı 28 şubat kararlarının alındığı MGK toplantısından hemen 2 hafta sonra düzenlenmiş. Hatırlayın, Refahyol Haziran'da iktidardan gitti. Bernard Lewis, Paul Wolfovitz, Richarde Perle hepsi toplantıdaymış.Türkiye'ye ilişkin olarak ne yapılmalı o toplantıda konuşulmuş. "

 Peki ne çıkmış o toplantıdan?

 "doğrudan askeri bir darbe olmadan, bu hükümet gitmeli"

28 Şubat'ı savunmak için kıvrananlar, "Peki bu kadar güçlü oldukları dönemde niye darbe yapmadılar" sorusunun cevabını buldular mı? Sanmam. Onlar savunacak başka şeyler ararlar.

 Oysa Çevik Bir, "Darbenin modernini yaptık, ilkelini arıyorlar" demişti.

Kime demişti? Genelkurmay'ın sesi Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Fatih Çekirge'ye.

 Merhum Erbakan'ın vefatından kısa bir süre önce Gazeteci Şamil Tayyar bir belge yayınlamıştı.

 1996 yılının sonlarına doğru Refahyol hükümetinin Devlet Bakanı Abdullah Gül'e İsviçre'den postalanan belge, ABD Dışişleri Bakanı Warren Cristopher'in imzasını taşıyordu.

 15 Ekim 1996 tarihli belgede askere," Türkiye, birleşik devletlerin anahtar stratejik ortağı olarak kalmak mecburiyetindedir ve onun bu pozisyonunu gerçekleştirip sürdürmedeki başarımız, bizim milli menfaatlerimizi doğrudan etkileyecektir. Türk askeriyesi, bu sonucu elde etmeye doğru daha büyük çaba sarf etmesi için harekete geçmeye mecbur edilmelidir. Bu konudaki aksiyon planlarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum." deniliyordu.

 Cengiz Çandar, Abramowitz'e,"Erbakan'ı neden hedef seçtiniz?" diye soruyor.

 İşte aldığı cevap:

 "Türkiye ile Amerika arasındaki ilişkilerde yazılı olmayan bir kod vardır. Erbakan bu kodu bozdu. Amerika ne yapacağı kestirilemeyen, kontrol edilemeyen müttefikten hoşlanmaz"

 Arkasından Çandar'ın yorumu geliyor. "Erbakan ilk gezisini kendisine yapma dendiği halde İran'dan başlattı. İkinci gezisini Mısır, Libya ve Nijerya'ya yaptı"

 Refahyol hükümetinde Çiller'in kurmaylarından biri, " Erbakan hoca ilk gezisini İran'a yaptığında ipi çekilmişti" demişti.

 İran'la ilişkilerden rahatsız olan kimdi? İsrail. Bir de Amerika'daki Yahudi lobisi.

 24 Aralık 1995 seçimlerinden Refah Partisi'nin birinci parti olarak çıkmasıyla birlikte başlamıştı bu süreç. İsrail'le anlaşmalar, ortak askeri tatbikatlar ve Savunma ihaleleri.

 "25 yılda 150 milyar dolarlık silah alımı yapacağız" diye açıklamıştı stratejiyi Çevik Bir.

 O dönem iflasta olan İsrail'in Milli Silah Şirketi IMI , Türkiye'den aldığı ihalelerle batmaktan kurtulmuştu. 632 milyon dolara 54 Adet F-4 savaş uçakları modernizasyonu ve 687.5 milyon dolara M-60 Tank Modernizasyonu ihaleleri ilk akla gelenlerdendi.

 Bir de Mossad'ın albayı Gila hanım vardı. İsrail adına savunma ihalelerini takip ediyordu. Gila hanımın Ankara'daki hamisi Çevik paşaydı.

Şimdi gelelim zurnanın zırt dediği yere.

 28 Şubat'ın 1 numarasına.

 Genelkurmay tarafından mahkemeye gönderilen şemada,1 numaranın yeri boş bırakılmış.

 Bu konuda galiba bir ipucu yakaladım.

Sisi lakaplı ünlü travesti Seyhan Soylu, "28 Şubat'ın gizli kahramanı benim" demişti. Gizli kahraman ya, o yüzden isminin olduğu bölüm boş bırakılmıştır diye düşünüyorum.

 Sisi, Nuriye Akman'a verdiği röportajda, bir gizli ajan pardon kahraman olarak 28 şubat sürecinde neler yaptığını anlatmıştı:

 "Ali Kalkancı tarikatı için tesettüre girdim. Adı Strateji, JİTEM kaynaklı bir dergi bu. O yüzden de istihbaratçılarla, emniyetçiler vardı içinde. Askeriyeden emekli olan insanlar vardı. Böyle bir çalışma içine girdik ki o tarihte Refah Partisi'nin oyu yüzde 38'di. Ali Kalkancı ve Emire Kalkancı olayını yakaladık. Aczimendi liderinin yakalanmasını, Fadime Şahin ile Emire Kalkancı'nın ekrana çıkarılmasını sağladık"

 Ya neymiş? Ekran ekran gezip nasıl iğfal edildiklerini anlatan Fadime'ler, Emireler de başlı başına bir Sisi projesiymiş.

 O yüzden bence de 28 Şubat'ın 1 numarası Sisi.

Abdülkadir Selvi / Yeni Şafak

Bu haber 1,636 defa okundu.