En Sıcak Konular

Ersan Şen: Hani çete, hani dolandırıcılık

10 Nisan 2012 12:30 tsi
Zekeriya Karaman'ın avukatı Prof. Dr. Ersan Şen, Deniz Feneri e. V. iddianamesini değerlendirdi. Şen, 'dolandırıcılık ve çete' suçlamasında bulunanlara şu soruyu sordu.

Deniz Feneri şüphelilerinin avukatı Prof. Dr. Ersan Şen, iddianamenin içeriği hakkında kendilerine bir bilgi verilmediğini ancak basına yansıdığı kadarıyla bir bilgiye sahip olduklarını söyledi.

Şen, "Öncelikle 'olay örtbas ediliyor, siyaset baskı yapıyor' ile 'asrın dolandırıcılığı' iddialarının asılsız, mesnetsiz olduğu ortaya çıktı. Haberlere göre iddianamede suç örgütü suçlamalarının yer almadığını gördük" diye konuştu.

"MESNETSİZ İDDİALARLA YARGI ETKİ ALTINA ALINDI"

Prof. Dr. Ersan Şen'in konu ile ilgili kendisine yöneltilen sorulara verdiği cevaplar şöyle:

Deniz Feneri soruşturmasında 5 yıldır koparılan fırtınanın ardından iddianeme tamamlandı. İlk bilgiler ışığında gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Efendim işte 'asrın yolsuzluğu, dolandırıcılığı' denildi bu iddialar kapsamında aslı astarı olmayan suçlamalar yapıldı. İnsafsızca müvekkillerimin kişilik hakları yerle bir edildi. Bundan dolayı birçok mağduriyet yaşandı. Hatta hiçbir yere gitmedikleri halde sürekli aynı ikâmetgahta, işyerinde bulundukları halde soruşturmadan çok sonra tutuklandılar. Sonra tutuklama sebebinin gerçekten yersiz olduğu net bir şekilde ortaya konduktan sonra tarafımızdan yapılan talepler kabul edilmek suretiyle serbest bırakıldılar.

"ÖNCEKİ SAVCILARIN TOPLADIĞI DELİLLER İDDİANAMEYE ALINMAMALIYDI"

Şu anda haklarında Yargıtay 13. Ceza Dairesi'nde kamu davası açılmış sahtecilik ve görevi kötüye kullanma iddialarıyla önceki savcıların topladığı delillerin dikkate alınmaması gerektiğini savunduk.

Bunun hukuka aykırı olduğu, çünkü bu şekilde suçlamalara maruz kalan savcıların topladığı delillerle bu soruşturmanın devam edemeyeceği, bu delillerin dikkate alınamayacağını, bu delillerin tekrar toplanması gerektiğini, çünkü haklarında 'resmi belgede sahtecilikle, görevi kötüye kullanmak'tan kamu davası açılmış savcıların dürüst yargılanma hakkı olarak bilinen CMUK'un 160. Maddesi'yle güvence altına alınan Anayasa'nın 36. Maddesi'yle güvence altına alınan AİHS'nin 5. ve 6. Maddeleriyle güvence altına alınan şüpheli ve sanık haklarının ihlal edildiğini belirttik.

"MÜVEKKİLLLERİM SİYASETE MALZEME EDİLDİLER"

Maalesef bu taleplerimiz henüz kabul edilmediği gibi, mevcut savcıların eski delilleri de dikkate almak suretiyle bir anlamda iddianameyi hazırlamak zorunda kaldıkları anlaşılmaktadı. Çünkü ciddi bir kamuoyu baskısı oldu. Sürekli müvekkillerim siyasete malzeme edildi.

Sanki mevcut başka soruşturma ve davaların namzeti ve karşı soruşturma ve davasıymış gibi hiç ilgisi ve alakası olmadığı halde 'asrın dolandırıcılğı, asrın yolsuzluğu' denilmek suretiyle işin aslını bilmeden, delillerini bilmeden, ortaya koyduğumuz birçok delili dikkate almadan bazı birtakım siyasi mülahazalarla iddalarda suçlamalarda bulundular.

Bu insanların kişilik hakları, geçmişleri, gelecekleri, aileleri neredeyse tümüyle görünmezden gelmek suretiyle birtakım insafsız önyargıya dayalı suçlamalara maruz kaldı. Bunların tabii ki kabulü mümkün değil.

"HUKUKA AYKIRI OLARAK TOPLANAN DELİLLER HALA DOSYADA"

İddianame nasıl hazırlandı?

O dönemde dosyadan alınan savcılar tarafından toplanan deliller dosyadan çıkarılmadı. O savcılar döneminde toplanan delillerin hukuka aykırı olduğunu savcıların yanlı, dürüst yargılanma hakkımızı ihlal etmek suretiyle bu delilleri topladıkları bunun da en önemli delilinin HSYK'nın hazırladığı rapor sonucunda verdiği karar ile bu süreçte çünkü bir savcı hakkında hakim hakkında görevinden dolayı dava açılması zor bir süreçtir.

Açılan ceza davasının da dayanak gösterilmek suretiyle o savcılar döneminde toplanan delillerin dikkate alınmamasını ve dosyadan çıkarılması gerektiğini söylediğimiz halde o deliller dosyada kaldı.

Mevcut savcılar da devam eden soruşturma sürecini tamamladılar. Suçlamanın öyle söylendiği gibi suç örgütü vasıtasıyla işlendiği iddia olunan nitelikli dolandırıcılık olarak gösterilmediğini; emniyeti suistimal yani Almanya'daki derneğin sadece yöneticilerine karşı yöneltilmiş bir takım suçlamalar ışığında müvekkillerime yani şu anda Kanal 7 yöneticisi konumunda da bulunan birtakım suçlamalara maruz kalan insanların o suçlara iştirak etmiş olup olamayacakları noktasında şekillendirilmeye çalışıldığını görüyoruz ki biz bunları da kabul etmiyoruz.

"HERKESİ MÜVEKKİLLERİMİN MASUMİYET KARİNESİNE SAYGILI OLMAYA DAVET EDİYORUM"

Ben herkesi insanların hangi tarafta olursa olsun tarafsız gözle bakmaksızın her insanın sahip olduğu masumiyet karinesi yani suçsuzluk karinesine saygılı olmaya davet ediyorum.

Burada bir soruşturma yürütülmüş 2008 yılından bu tarafa... Benim müvekkillerim tutuklandılar bir süre. Daha sonra Almanya gidilmiş. Çok delil toplanmış ilgili ilgisiz bize göre. Beyanlar alınmış klasörler dolusu çeviriler. Almanya'nın özellikle müvekkillerimi hedef göstermek suretiyle birtakım suçlamaların yöneltildiğini soruşturmanın yapıldığını görüyoruz.

"SORUŞTURMAYI YÜRÜTEN SAVCILARA HER ZAMAN YARDIMCI OLDUK"

Avukatlık mesleği çerçevesinde CMUK'a göre görmemiz ve almamız gereken birtakım bilgi ve delillere ulaştık. Sürekli birtakım beyanları, yargıdan ve savcılık makamından uzaklaşmaksızın ve kaçmaksızın, gerek önceki savcılar döneminde ve gerekse sonradan dosyayı takip eden savcılar döneminde, bilgilendirmenin delilleri sunarak oluşturmanın en iyi şekilde en sağlıklı şekilde adalete uygun şekilde yürümesine yardımcı olduk. Ve dedik ki; "bir an önce bu mesele bitsin". Çünkü mağduriyeti yaşayan ailesiyle, çevresiyle, mesleğiyle, işiyle benim müvekkilerim hiç kimse için kullanılacak insanlar değil.

Yani birtakım insanların kavgası, siyasi hesaplaşmaları, efendim karşı kamplarda görmek suretiyle yürüyen soruşturmaları ve davaları siyasete alet etmelerini ve bu noktada benim müvekkillerimle ilgili yürüyen soruşturmayı da alet etmelerini bizim kabul etmemiz mümkün değil.

"ÖNYARGI OLUŞTURMAYA ÇALIŞTIRLAR"

Bu meselenin de siyasete çekilmeye çalışılması ve onun üzerinden müvekkilerimin mağdur edilmesini kabul etmemiz mümkün değildir. Hiç de söylendiği gibi 'asrın yolsuzluğu, asrın dolandırıcılığı' gibi bir durum sözkonusu değildir. Efendim işte 'asıl failler Türkiye'de, oraya bakın' gibi önyargılı, hedef gösteren, müvekkilerimi mağdur etmeye yönelik, onlar hakkında masumiyet karinesini ihlal ederek, önyargı oluşmasına sebebiyet verecek, soruşturmanın hiç de öyle olmadığını, en azından şu iddianame açıklanırsa hepimiz göreceğiz.

Efendim işte 'savcılar değişti, yeni savcılar şu şekilde yaptı' diyebilme imkanı yok. Bunların hepsi önyargıdan ibarettir. İçeriğini bilmediğimiz konularda, kalkıp da iddianamesini görmediğimiz bir meselede, birtakim suçlamalarda, isnatlarda bulunmak hiç de kabul edilebilecek bir anlayış değildir.

Ancak maalesef herkes konuşmaları bulunduğu yöne göre şekle göre yapabilmektedir. Bunlar yanlıştır. Herkes empati yapmak zorundadır. Herkes suçlanabilir. Herkes birtakım iddialara maruz kalabilir. Bunları farklı yönlere çekmeye gerek yok. Soruşturma burada yansız şekilde yürüsün. Biz bu noktada birtakım şikayetlerimizi dile getirirken, savcılık makamına başka yerlere sunarken hep şu talepte bulunduk; Tarafsız yürütülsün, en sağlıklı şekilde yürütülsün, hiç kimse bize suçlu gözüyle bakıp muamele etmesin.

"ÇOK ACILAR ÇEKTİRDİLER, İDDİA EDEN İDDİASINI İSPATLASIN"

İddianamedeki suçlamalar önemli şuçlamalar değil deniliyor?

Bu davanın 2008 yılından bu tarafa avukatıyım. Müdafi olarak görev aldım. Çok acılar ve sıkıntılar çekilmiştir. Hiç de öyle birilerinin söylediği gibi veya yazdığı gibi güllük gülistanlık devam etmemiştir. Müvekkillerimin evleri, iş yerleri aranmıştır. Tutuklanmışlardır, gözaltına alınmışlardır. Devam eden süreçte ciddi sıkıntılar çekilmiştir. Bu insanın başına geldiğinde anlaşılır. Kalkıp da illa 'bu dolandırıcılıktır, efendim bunda ağır örgüt suçu vardır.' Böyle bir istekle, bu böyle olsun diyerek düşünmek suretiyle, altında dayanağı olmadan, altında somut belgesi olmadan böyle bir suçlama yöneltilebilir mi? Birileri istedi diye hukuk devletinde, Türkiye Cumhuriyeti'nde dava açılarak birilerinin rahatlaması mı sağlanacak? Böyle bir şeyin söz konusu olmadığını biz zaten baştan itibaren söyledik. Benim müvekkillerimin, Zekeriya Karaman'ın ve diğer müvekkillerimin, nedir ne değildir. bunların tartışmalarını yapacağız. İdda eden iddasını ispat edecek, ortaya koyacak. Bunun en iyi şekilde yürüdüğü noktasında bir tereddüt olamaz.

"ÖNCEKİ SAVCILAR HAKKINDAKİ İDDİALAR KÜÇÜMSENMEMELİ"

Hiç kimse gerek oradaki savcıların gerek bu savcıların çok fazla önünü kapatmadan, önceki savcılarla ilgili aksine suçlama ceza iddası vardır. İddia da uzun bir prosedür sonucunda bir dava açıldı. Siz bunu küçültemezsiniz. Burada siyasi müdahale vardı, burada korumacılık vardı anlayışıyla, bir ön yargıyla her meseleye bakarsanız ozaman benim müvekkillerim hiç bir şeye cevap vermesin, bütün her şeyi kabul etsin, kenara çekilip cezalarını mı beklesin? Böyle bir adalet sistemi, böyle bir hukuk devleti olabilir mi? Dolayısıyla hiç kimse küçümsenmesin, alınmasın dosyanın içeriğiyle ilgili yürüyecek dava sürecinde açıklama yapmayacağız. Artık bu radde birilerinin söylediği, sözün bittiği yerdir.

"NEYİN NE OLDUĞU ORTAYA ÇIKSIN İSTİYORUZ"

Bundan sonra dava açılırsa, kamu davası sürecinde biz yine diğer suçları, emniyet suistimal gibi, belgede sahtecilik gibi iddiaların, müvekkillerim ile ilgili, isimlerini nakledeyim; Zekeriya Karaman, İsmail Karahan, Mustafa Çelik, Harun Kapıyoldaş ile ilgili eğer bu iddianame kabul edilirse tabi ki iddia makamı olarak daha önce verdiğimiz cevapları tekrar mahkeme huzurunda vereceğiz. Biz adaletten kaçmıyoruz. Her şey netleşsin, neyin ne olduğu ortaya çıksın. Hiç kimse kapalı kapılar ardından birilerini başka hesaplarla suçlamasın. Bizim istediğimiz budur. Biz de bu anlayış ile bütün meselemizi sonuna kadar sürdüreceğiz.

Bizler konuşurken çok dikkat ettiğimiz halde, birilerinin çıkıp oralarda buralarda yazdıklarını programlarda, televizyonlarda konuştuklarını görüyoruz. Bunu artık olduğunu, bunların zaten işlendiğini, başka şekilde anlaşılamayacağını gibi, nereden biliyor ise nereden bu sonuca vardı ise, önyargılarını niyetlerini ortaya koymaya çalışıyor. Milletimiz buna itibar etmesin.

Burada suçlamanın yapılması demek, hatta davanın açılması demek, hatta insanların tutuklanması demek hiç bir şekilde, bu insanların o iddiaya temel suçları işlediklerini göstermez.

"DAVA AÇILMASI SUÇLU OLDUKLARINI GÖSTERMEZ"

Tekrar söylüyorum buradan neticede bir bağımsız, tarafsız Türk yargısı sürecini devam ettirmiştir. Bir takipsizlik yani kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesini talep ettik. Suç işlenmediğini, ya da müvekkillerime atfedilecek bir suçlamanın olmayacağını ortaya koyduğumuzu düşünüyorum. Takdir ve değerlendirmeleri göreceğiz. Şu anda yine kime dava açıldığını, hangi suçlamada bulunulduğunu, hangi mahkemede yargılamanın yapılacağını bilmiyoruz.

Bu yapmış olduğum açıklamalar kamoyunun sağlıklı bilgi alması içindir. Bu açıklamaları yanlış anlaşılmalara, 'efendim dava açıldı demek ki burada suç işlenmiş, efendim dava açıldı ama bu suçlamalardan açıldı esas suçlamalar unutuldu' şeklinde insanları töhmet altında bırakacak, yargı makamları hakkında yanlış anlaşılmara sebebiyet verecek, müvekkillerim hakkında yanlış izlenimlerin doğmasına yol açabilecek noktalara sebebiyet vermemek adına, savunma makamı olarak bir bilgilendirme açıklaması anlamında yaptım.

Bu haber 972 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,995 µs