En Sıcak Konular

Putin by-pass etmedi, ‘buluşma’ adresi verdi!

27 Haziran 2007 13:12 tsi
Putin by-pass etmedi, ‘buluşma’ adresi verdi! ‘Güney akımı’ projesi Türkiye’yi devre dışı bırakıyor diye sunuldu ama gerçek tam olarak bu değil. Konu enerjiyse meseleye çok derin bakmak gerekiyor. Rusya aslında Ankara’ya ‘buluşma’ adresi verdi! Türkiye’nin ba

Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis’in, Bulgaristan ve son ayak olarak İtalya’yı da katarak, “South Stream” anlaşmasını, hem de gözlerimizin içine bakarak İstanbul’da imzalaması elbette en azından “şekil” olarak şık durmadı.

Tabii şaşırtıcıydı da. Zira küresel, bölgesel veya Karadeniz bağlamında olsun, Rus liderin hemen her vesile ile müspet biçimde bahsettiği-ABD’nin füze kalkanı projesinde dahi- Türkiye’de bunu yapması doğal olarak garipsenmeli.

Ancak iş o kadar basit veya tek boyutlu değil. Biraz derine inmem gerekiyor. Sovyetler’in yıkılmasından bu yana Türk-Rus ilişkileri en parlak dönemini yaşıyor. Terörle mücadeleden ekonomik işbirliklerine, turizmden-ABD’nin girmeye çalıştığı-Karadeniz’e, sosyal ilişkilerden zaman zaman Avrasya’ya değin.

Sıcak kart…

Ancak enerji konusu bu kalemlerin içinde ayrı bir öneme sahip. Rusya son beş yıldır gayet iyi bilindiği üzere, hem enerji üreten hem de dağıtan bir ana ülke olarak bu kartını son derece sert kullanıyor.

Yalnızca ihraç ürünü olarak değil, kendi ülkesindeki yabancı enerji yatırımlarını da hırpalayarak. Bu kartın muhatabı ise öncelikle Avrupa Birliği ve bu coğrafyada bulunan eski Sovyet ülkeleri.

Tersine Türkiye’ye yönelik de kullanılabilecek bu kozun hayata geçirilmesinden çoğu zaman imtina ediyor Moskova. Yani Türkiye’yi kayırıyor. Ama kayırdığını, iyilik yaptığı belli ederek!

Anımsanacağı üzere geçtiğimiz kış İran üzerinden de bu iyilik anımsatılmıştı. Yine de Kremlin’in ana hedefi Avrupa. O halde bu kartın Avrupa üzerinde yarattığı yıkıcı etkiyi görmek gerekiyor.

Enerjik Savaş…

Rusya çok değil, bundan 15 yıl kadar önce oldukça fakir ve bağlı olarak sosyal patlamalar yaşayan bir ülkeydi. Ancak son beş yıldır oldukça yüksek trendler çizerek ekonomisini her yıl yüzde 7’ye yakın büyütmeyi başarıyor.

Dış ödemeler dengesi sürekli biçimde fazla verdiği gibi elindeki nakit miktarı dünya çapında güç konumuna getiriyor onu. Eski borçlarını da süratle tasfiye ederken, düne kadar acıklı bakışlarla izlenen ülke bugündün dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer alıyor.

Dar ağacı!

Bu başarının hallice kısmı elbette enerjiden geliyor. Bütçesindeki en sağlam ve büyük kalem enerji. Enerji satıyor ve bunu basamak yaparak yükseliyor. Ancak ihraç ürününün enerji olması ona bir başka avantaj kayısı daha yaratıyor.

Enerjinin politik olarak kullanılması! Çünkü Avrupa’nın Rusya’ya enerji bağımlılığı da hemen aynı oranla artıyor. Burada Rusya’nın zaman içinde bölgeye daha çok enerji vermesinin yanı sıra Avrupa ülkelerinin artan ihtiyaçları ile birlikte, başka bir yerden enerji almalarının çok daha pahalıya gelmesi.

Yetmezmiş gibi alternatif yollar teknik sorunlar da yaratıyor. Bunu iyi anlamak için tek örnek kafi. Bugün için Almanya’nın Rusya bağımlılığı yüzde 45 seviyesinde. Bu zaten boğaza dolanmış ilmik gibi.

Fakat çok kısa süre içinde yüzde 80 gibi inanılmaz ve belki de tolere edilemez bir miktara da ulaşacak. Bunun için bazı boru hatlarının tamamlanması gerekiyor.

Zorla güzellik olur mu?

Peki ama Rusya’nın bu aktif enerji politikasının nedeni ne? Daha doğrusu neden enerji karını sürekli ve sert biçimde AB’nin önüne koyuyor? Avrupa açısından bu durum oldukça can sıkıcı.

Doğal olarak ABD’yi de rahatsız ediyor. Doğal müttefiki olan Avrupa’nın bu denli sıkışması Washington’u rahatsız ediyor. Böylece AB, altarnatif yollar aramaya başlıyor. Yani enerjiyi tek ele bağlamamak ve Rus cenderesinden kurtulmak için.

İşte bu İskerder Düğümü’nün çözüm noktası da burada yatıyor. Rusya bir yandanr enerjiyi kullanarak AB’yi sıkıştırıyor ama öte yandan da Avrupa kımıldayamasın diye üst üste düğüm atıyor.

Son olarak İstanbul’da imzalanan ve netice de muhatapların hepsi AB ülkesi üyeler olan yeni boru hattı anlaşmasının ana nedeni bu. Rusya tıpkı bir Piton yılanı gibi Avrupa’yı boru hatları ile boğuyor. Nedenine gelince…

Ya Türkiye?

AB açısından gittikçe sinir bozucu hale gelen bu Moskova planının amacı ise aslında son derece yalın. Rusya Avrupa Birliği’ne girmek istiyor. Oysa AB için bu çok tartışmalı bir konu ve tıpkı bize yaptıkları gibi “Rusya’yı uygun hale” getirmeden bu işe bulaşmak istemiyorlar.

Öte yandan Avrupa-Rusya sınırındaki ülkeleri ardı sıra birliğe katadar Rusya’yı çevreliyorlar. ABD’nin de buna destek verdiği zaten biliniyor.

Peki ya Türkiye? Ankara, Rusya ile enerji üzerinden gelecek ortak ilişkileri hazır. Ancak kararsız kaldığı bir nokta var. O da Rusya’nın bu talebe verdiği yanıt. Diplomatik kılıfından sıyırırsak Kremlin şöyle diyor; “Tamam biz de sizinle birlikte hareket etmeye, enerji konusunda işbirliği yapmaya hazırız. Ama bunu gelin AB’de yapalım. Rusya ile Türkiye Avrupa Birliği’nde buluşmalı ve buluşsun. O zaman “tam süper” olur!”

Yine arada kaldık

İşte bu noktada Türkiye-ülkemizin kaderi bu herhalde-yine sıkışıyor. Çünkü Batı Türkiye’ye “siz dünyanın yeni enerji hattı olacaksınız”. Bir yanda Avrasya ülkelerinden gelen enerji hatları, bir yandan Irak, bir yandan AB’ye gidecek hatlar ve elbette Mersin’in bu enerji hattının ana vanası yapılması projesi.

Türkiye bu bağlamda Avrupa’nın alternatif yolu olarak da görülüyor. Sonuç olarak avantajlı bir konum olarak da algılanabilir belki ama bu mesele de o kadar basit değil! Çünkü Türkiye’yi bu konuda kontrol etmek ve kendi cephesine katmak isteyenler, Ankara’nın kararını etkilemek için çok başka kartlar da açıyorlar!

Neler mi? 2007 yılını tüm boyutlarıyla, iç ve dış olayları katarak düşündüğünüzde hemen göreceksiniz!



Bu haber 671 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,119 µs