"PKK'yı sınırötesi değil finansal operasyon bitirir!"

24 Haziran 2007 14:20 tsi
"Türkiye’de terör sorununa ilişkin çok şey yapılıyor, çok şey konuşuluyor ve tartışılıyor ama nedense sorunun kanımca en hayati boyutu en az konuşuluyor, en az tartışılıyor. Bu boyut da belirli ölçüde uyuşturucu ticaretine bağlı olarak meselenin ya

Eser Karakaş'ın yazısı:

Detaydan büyük resime gitmek

Türkiye çok sıkıntılı bir süreçten geçiyor, buna kuşku yok. Bu sıkıntılı sürecin önemli bir parçasının da Kürt meselesi ve buna bağlı olarak PKK olduğuna da kuşku yok.

Son yıllarda da meselenin uluslararası bir boyut kazandığı ve bu durumun devleti daha zorladığı da ortada.

Söz konusu mesele kalıcı bir biçimde çözülmeden, en azından uluslarararsı boyut kazanan terör sorunu marjinalleşmeden Türkiye’nin kalıcı bir siyasal ve ekonomik istikrar içine girmesi zor.

Türkiye’de terör sorununa ilişkin çok şey yapılıyor, çok şey konuşuluyor ve tartışılıyor ama nedense sorunun kanımca en hayati boyutu en az konuşuluyor, en az tartışılıyor.

Bu boyut da belirli ölçüde uyuşturucu ticaretine bağlı olarak meselenin yani terörün finansman boyutu.

Olayı coğrafi olarak daha da netleştirmek isterseniz meseleye, biraz sadeleştirerek, Van sınır kapıları ve Hakkari Yüksekova sorunu da diyebilirsiniz.

***
23 Haziran Cumartesi günkü Hürriyet gazetesinin birinci sahifesinden anons edilen ve detaylarını 20. sahifede bulabileceğiniz Toygun Atilla’nın ‘PKK’nın Paris-İstanbul uyuşturucu parası hattı’ haberi ilk bakışta küçük bir detay gibi gözüküyor ama kanımca resmin bütününü görmek hatta daha da ileri gidersek, terör meselesini kökten çözmek ya da marjinalleştirebilmek için haber paha biçilmesi olanaksız bir ipucu niteliğinde.

Bu tür haberleri gazetelerde ilk kez görüyor değiliz; daha önce de benzeri haberler çok yapıldı ama bu tür haberlerin nedense arkası pek gelmiyor ve herkesin gözü önünde yaşanan uyuşturucu ticareti ve buna bağlı olarak oluşan parasal akımlar üzerine projektörler bir türlü odaklanmıyor, odaklanamıyor.

Ülkemizde son senelerde pıtrak gibi biten ve terör üzerine çalıştıkları söylenen çok sayıda stratejik araştırmalar merkezi mevcut; bu merkezler ağırlıklı olarak konuya ilişkin resmi tezlere sözde entelektüel destek vermekten başka şey pek yapmıyorlar.

En az yaptıkları ise nedense terör meselesinin sert çekirdeği olduğuna hiç kuşku olmayan parasal akımlar üzerine projektör çevirmek ve buna bağlı olarak da uyuşturucu ve silah ticaretinin izini sürmenin yollarını tartışmak.

Terörün, hele PKK gibi çok sayıda insanla faaliyet gösteren bir terör faaliyetinin çok ama çok masraflı bir iş olduğuna hiç kuşku yok.

Doğrudur, bazı devletler bu tür faaliyetlere kaynak aktarmaktadırlar, bunların bizim tarafından önlenmesi de kolay değildir ama en azından uyuşturucu ve silah ticaretine bağlı parasal akımların üzerine projektör tutulabilir ve nedense bu konuda pek çalışmaya rastlanmıyor.

Konuya ilişkin basında çıkan tek tek haberlerin arkası nedense bir türlü gelmiyor, artık sağır sultanın duyduğu, bildiği Yüksekova-eroin ilişkisi nedense bir türlü bitirilemiyor, Van sınır kapıları nedense yol geçen hanı olmaktan bir türlü çıkarılamıyor vs.

Hürriyetin 23 Haziran Cumartesi sayısında yer alan haberde Yüksekovalı bir işadamının adı bir zamanlar Hakkari’de görev yapan emekli bir korgeneralle beraber geçiyor.

Haberden Yüksekovalı işadamının işinin ünlü bir İsviçre saat markasının Güney ve Doğu Anadolu temsilciliği olduğunu da öğreniyoruz; herhalde bu yörelerde ekmek bile bulmakta zorlanan insanların en büyük tüketim merakı ünlü ve çok pahalı İsviçre saatleri.

Sözün özü

Terör meselesinin kalıcı çözümü finansal kaynaklarını kurutmaktan geçmektedir.

Türkiye’de ise bunun kısmen de olsa başarılabilmesi Yüksekova’nın ve Van sınır kapılarının kontrolü ile mümkün olacaktır.

Bildiğim kadarı ile Yüksekova bizim bir ilçemiz, Van sınır kapıları da bizim denetimimizde; daha buraları etkin bir biçimde kontrol altına almadan terörü kurutmak için sınır ötesi operasyon talebini anlamakta doğrusu zorlananlar çıkabilir, şaşmayalım.
 
star
 

Bu haber 419 defa okundu.