En Sıcak Konular

'AKP'ye yakın gazeteler...'

30 Ocak 2012 13:15 tsi
'AKP'ye yakın gazeteler...' "Basının işleyişi değişmedi. Daha önce nasılsa aynı şekilde devam ediyor. Sadece eskiden o sistemi askeriye kendi lehine işletirken şimdi siyasal iktidar yönlendirmekte..."

Star ayrılan Mehmet Altan t24'ten Hazal Özvarış'a çarpıcı açıklamalarda bulundu

İŞTE O RÖPORTAJ:


‘Hükümete dostane eleştiri dahi kabul edilemez hale geldi'

- Medyanın sermaye sahiplerine ilişkin kırmızı çizgileri biliyoruz, ancak hükümet ve basın arasındaki ilişkiye dair büyük bir sessizlik var. Sizin Star’dan ayrılma süreciniz bunun en net göstergelerinden biri oldu. Bu ilişkinin kırmızı çizgileri neler?
Çizgilerin başında, eleştiri yapmamak geliyor. Dostane eleştiri dahi kabul edilemez hale geldi. Ayrıca, yapılan olumlu icraatları alkışlamak da yetmiyor. “Ne yapılıyorsa ilk defa yapılıyor; bu yapılanlar yeni bir Türkiye yaratıyor; bu sayede dünya bize hayran kalıyor.” Bu zeminde konular ikiye ayrılıyor; ya CHP’yi ağır bir şekilde topa tutabilirsin ya da eskisi kadar olmamakla birlikte, askeriyeyi eleştirmeye devam edebilirsin.

Türkiye'deki siyasal iktidarın kırmızı çizgilerini, varlığı siyasete bağlı yazarların yazıp yazmadıklarına bakarak da anlayabiliriz. Kişilerin politikalarını, yazılmayanlar belirliyor.


‘Medyanın düğmesine basan varsa bunun tek parti rejiminden ne farkı var’

- Hangi konular yazılmıyor?
Örneğin, Şike Yasası. Vicdan sahibi, ilkeli bir insanın kabul edebileceği bir şey değildi. Van'da 70 bin kişi hâlâ bu soğukta çadırlarda yaşıyor.

“Yeni Türkiye” propagandasıyla uyuşmayan her tablonun gündemdeki yeri düşüyor. Milletvekillerinin emeklilik maaşlarının artırılmasından ziyade, düzenlemenin çok sinsi bir şekilde gece yasalaşması yine gündemden düşürüldü. Mesela Deniz Feneri bir tabudur... Hrant Dink cinayetinin 5 yıl süren dava seyri, bu konuda üstünde şüphe olan bütün bürokratların terfi ettirilmesi ya da iktidar partisinden siyasete atılması... Bunların üzerine gidilmesini istemeyen bir ileri demokrasi olabilir mi?

Uludure'de Türkiye tarihinin en trajik olaylarından birini medya görmezden gelebildi. Bu çok ürkütücü bir şey. Katliam 21:30'da olmasına rağmen basın ertesi gün saat 12'ye kadar sustu. Basın, kendiliğinden mi sustu, yoksa biri talimat mı verdi? Bu talimatı kim verdi? Belli ki birisi düğmeye bastı. Demek ki biri, Türkiye medyası için düğmeye basabiliyor. O zaman, bunun tek parti rejiminden ne farkı var?

- Düğmeye kim bastı?
Ya siyasettir ya da askerdir. Asker arka plana geçtiğine göre, bu en azından siyasetin sorumluluğu altında.


‘Gazete yönetimine siyasetçiye biat edenler geliyor’

- Tam burada soralım, bahsettiğiniz biat kültürü nasıl somutlaşıyor?
Pek çok gazetede, gazetecilik ilkeleri değil, siyaset geçerli. Siyasetçiye biat edenler yönetime geliyor. Geriye kalanların da, hoşa gitmeyen bir şey yaptıklarında nasıl sindirildikleri ortada.

Şunu söylemek doğru olacak: Basının işleyişi değişmedi. Daha önce nasılsa aynı şekilde devam ediyor. Sadece eskiden o sistemi askeriye kendi lehine işletirken şimdi siyasal iktidar yönlendirmekte... Ama tüm bunları, basının finansmanını konuşmadan berraklaştıramayız.


‘Gazeteler nüfuz ticaretiyle para kazanıyor’

- Konuşalım o zaman, basın finansmanını nereden kazanıyor?

Basın, parasını halktan veya habercilikten kazanmıyor. Gazeteler, satış fiyatlarının çok üstünde maliyete sahip. Para daha ziyade nüfuz ticaretinden ve ilandan kazanılıyor. Parayı gazetecilikten kazanamayınca oyunun kuralını parayı veren belirliyor. Bu da gazeteciliği öldürüyor ve talimat gazeteciliği devreye giriyor... Bu gazetecilik de, besleme basının varlığını pekiştiriyor. Çünkü talimat gazeteciliği, saygınlığı ve tutarlılığı yok ediyor. Gerçek gazetecilik olacaksa, medya ilkelerine göre hareket edeceksin, askere veya siyasete göre değil.


‘Siyasi baskıyla ilan toplanıyor, gerçek tirajlar saklanıyor’

- Maliyet ve satış arasındaki farkı kim, nasıl ödüyor?
Ya başka bir iş alıyorsun ya da siyasi baskıyla ilan topluyorsun. Yani, satış aracılığıyla halk ödemiyor. Türkiye'de reytingler konuşuluyor ama gazete tirajları sorgulanmıyor. Gerçek satışlar ile gösterilen tirajlar gözetildiği zaman bir zarar ortaya çıkıyor. O zararı kim, neden ödüyor... Bu soruyu araştırmak gerek... O zaman yaşanan berraklaşır...

Bu haber 793 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,558 µs