Anket: Rusya'ya üs verir miydiniz?
30 Ocak 2012 12:29 tsi
Bir dahaki sefere, Rusların 'Savaş Arabası' İskenderun'a park eder mi? iyibilgi özel
11 Ocak 2011 tarihinde Rusya'nın St. Petersburg Limanı'ndan yüklediği 60 ton ağırlığındaki mühimmatı Suriye'ye götüren
CHARIOT isimli Rus bandıralı gemiye yakıt ikmali için yanaştığı Kıbrıs Rum Kesimi'nin Limasol Limanı'nda el konulmuştu. Kıbrıs Rum Kesimi Dışişleri Bakanlığı, Saint Vincent bayraklı geminin, Rus sahipleri tarafından Suriye'ye gitmeyeceği yönünde garanti alınması üzerine serbest bırakıldığını açıklamıştı. Hatta aynı gün, geminin
“rotasını Türkiye'deki İskenderun Limanı'na çevireceği” açıklanmıştı, da iddia doğru çıkmadı. (mı?)
ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Condoleezza Rice, Chariot gemisinin Rus yükünü Suriye limanında boşalttığını açıklamıştı. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise iddiayı yalanlamamış, "Biz Suriye ile sadece uluslararası normlara göre yasaklı olmayan şeylerle ticaret yapıyoruz." şeklinde bir açıklama yapmakla yetinmişti.
Önümüzdeki aylarda Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı'nı devralacak olan Rum kesiminin, Rus gemisine gösterdiği "tevazuu" AB genelinde pek umursanmasa da, İngiltere'nin öfkesini çekmeye yetti. Resmi bir açıklama gelmedi ama Guardian gazetesinde yayınlanan, 'Güney Kıbrıs, Rus kolonisi haline geldi' minvalindeki analiz, Rum kesiminin AB başkanlığının zor geçeceğinin ilk işaretini verdi.
Rum kesiminin başrol oynadığı bu son bölümde, Rusya'nın Akdeniz'de ne kadar etkili olabileceğini açıkça gördük. (
O gemi İskenderun'a uğrasaydı neler olurdu, o da ayrı bir merak konusu.)
Madem bu kadar "kör gözüne parmak" bir hamle ile karşı karşıya kaldık, şu soruyu sormadan geçemeyeceğiz:
Kremlin, Baas rejimine böylesine güçlü bir şekilde arka çıkarken, Esad'ın koltuğunu bırakması nasıl sağlanacak? Rusya, Esad'dan neden vazgeçsin?
Bunun için masada dönen pazarlığı bilmek gerekiyor. Kulislerde henüz buna dair fısıltı yok.
Ancak eğer böyle bir pazarlık dönüyorsa, olası senaryoların kabaca sınırlarını çizebiliriz.
Rusya'nın Baas rejimine karşı yaklaşımında bir çok parametre var. Bunların arasında öne çıkan maddeler şöyle:
a) Rusya'nın Suriye'deki enerji yatırımları
b) Baas rejiminin, Rus silah sanayiinin müşterisi olması
c) Rusya'nın 'sıcak denizlere inme' stratejisinin köşe taşı
Tartus askeri üssü.
Müdahale konusunda Rusya'yı ikna etmek isteyecek güçler için en netameli kısım, son madde. Keza ilk ikisi ekonomik olarak sübvanse edilebilecekken, Rusya'nın askeri üsten vazgeçmesini istemek, bölgedeki stratejik dengeleri alt üst edebilir.
İki ihtimal var: Ya Esad sonrası dönemde Tartus tekrar Ruslar'ın elinde olacak.
Ya da yerine
yeni bir üs vaad edilecek.
İkinci ihtimalin pazarlığı yapılıyorsa, yani
Rusya'ya Akdeniz'de yeni bir üs vaad edilmişse, adaylar kimler olabilir? Akdeniz'e kıyısı olan bütün ülkelere mi bakmalı yoksa sadece doğu Akdeniz'e mi?
Doğu Akdeniz dersek, şimdilik en yakın iki ithimal
1)
AB üyesi, Guardian'ın deyimiyle
'Rus Kolonisi' Güney Kıbrıs Rum Kesimi
2)
NATO üyesi Türkiye
Bir NATO üyesinin Rusya'ya Akdeniz'de üs sağlaması, jeostratejik açıdan saçma sapan bir senaryo gibi gelebilir. Ancak
küresel çekim merkezinin değiştiği bir dönemin içinden geçtiğimizi hatırlamakta fayda var. Geleneksel bakış açıları ile gelecek hamleleri kestirmek neredeyse imkansız hale geldi.
Pax Americana'nın sonuna geldiğimiz söylenedursun, ilk kez bu kadar açık bir şekilde
Türkiye'nin NATO üyeliği, İran ve İsrail sosuyla açık bir şekilde tartışılıyor.
Danışmanlarından birinin 'Rus gelin' aldığını açıklayan Dışişleri Bakanı Ahmet
Davutoğlu, geçtiğimiz hafta yaptığı
Moskova ziyaretinde 'Avrasya Birliği'nin konuşulduğunu söylüyor...
Türkiye-Rusya ilişkileri hiç olmadığı kadar yakın...
'Düşük de olsa, böyle bir ihtimal var' demek için hiçbir engel yok.
Rusya'nın Suriye konusunda atacağı her adım, ister istemez Türkiye'yeden geçeceği için, bu senaryoları konuşmak gerekiyor.
Unutmadan. Bu senaryo aslında ilk kez konuşulmuyor.
Geçtiğimiz sene neler konuşulmuş, hatırlatmakta fayda var.
Bu haber 2,165 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle